Kılıçdaroğlu’nun yurt dışı gezilerini teknoloji üzerinden düşünmek
Fotoğraf: CHP
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD ile başlattığı yurt dışı ziyaretlerine İngiltere ile devam etti. Londra’da yenilikçi teknoloji alanında girişimcilere destek veren Entrepreneur First, The Creator Fund, Creative UK, Blenheim Chalcot şirketlerinin ve Alan Turing Enstitüsünün yöneticileri ile buluştu. Londra’dan KRT televizyonuna demeç veren Kılıçdaroğlu ziyaretini “İngiltere’ye Türkiye’yi içinde bulunduğu krizden nasıl çıkarırız, bilgi ekonomisini ülkemizde nasıl egemen hale getiririz, temiz parayı nasıl getiririz, ülkeyi kirli paradan nasıl arındırırız bunları görüşmek için geldim” sözleriyle açıkladı. Ancak ziyaretin bu çerçeveyi aşan boyutları da var.
Kılıçdaroğlu Londra gezisi öncesinde, Yunanistan’ın Ankara Büyükelçisi Lazaris’le CHP Genel Merkezinde görüşmüştü. İktidar yanlısı medyanın bir bölümünde, bu görüşme ile Londra gezisi haberi birlikte servis edildi. Devlet Bahçeli ise partisinin grup toplantısında, Kılıçdaroğlu’nun yurt dışı gezilerini şu sözlerle değerlendirdi:
“Sayın Kılıçdaroğlu parlak beyinleri uzaklarda, John’da, Hans’ta, onda bunda değil, Ahmet’te ara, Mehmet’te ara, yabancısı olduğun Türk milletinde ara ve mutlaka bulacağını da kafandan çıkarma.”
İktidar aklı Kılıçdaroğlu’nun Londra ziyaretinin daha baştan “gizli kapaklı işlere” ve “gayri milli arayışlara” gebe olduğunu iddia etmişti. Bu anlayış ziyaret sırasında da sürdürüldü. Kılıçdaroğlu’nun İngiltere’ye icazet almak için gittiği yazıldı. Görüştüğü şirketlerden birinin yetkilisinin bir zamanlar Pennsylvania’da görev yaptığı gibi tuhaf haberler yapıldı.
Propaganda makinesinin yaftalama stratejilerine koz vermemek için olsa gerek Kılıçdaroğlu tıpkı ABD’de olduğu gibi İngiltere’de de siyasi bir temasta bulunmadı. Hatırlanacağı üzere Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyareti iktidar medyasında bir ‘fiyasko’ olarak nitelenmiş, “Benzinliklerde hamburger yeme”ye indirgenerek aşağılanmıştı. İngiltere gezisi de aynı akıbete uğradı.
Peki, ABD ziyareti üzerinden üretilmek istenen algı belliyken ve son derece yoğun bir siyaset gündemi ortasında Kılıçdaroğlu İngiltere’ye neden gitti? Aralık ayında neden Almanya’ya gidecek?
* * *
Erdoğan rejimi tarihi, kutuplaştırma tekniklerinin yoğun olarak uygulandığı bir dönem oldu. İnanç düzlemi ve yaşam biçimi üzerinden yeniden üretilen tehdit algısı, belli bir seçmen kitlesi üzerinde, etkisi halen devam eden bir istismar alanı doğurdu. Ancak son yıllarda bahsi geçen ‘ayrıştırma üzerinden oy avcılığı’ taktiklerinin etkisinin belli bir doyma noktasına ulaştığı da bir gerçek.
Bu durum iktidarı, atak yapabileceğini düşündüğü farklı siyasal zeminler üretme arayışına yöneltti. Bahsi geçen arayış içinde, konumu gereği muhalefetin manevra kabiliyetinin sınırlı olduğu teknoloji alanı öne çıkan odaklardan biri oldu. İktidarın teknoloji bağlamına yaptığı siyasal yatırım hayli arttı.
Özellikle Bayraktar ailesinin savunma teknolojisi alanındaki girişimleri, Erdoğan rejimine sağladığı uluslararası prestij yanında, ‘Z Kuşağı’na ulaşma bağlamında da bir umut kapısı oldu. Propaganda aygıtınca ortaya atılan ve sıkça kullanılan ‘Teknofest Gençliği/Kuşağı’ kavramı bu yönelimin en göze çarpan noktalarından biri oldu. Erdoğan’ın “Maziden atiye kurduğumuz köprünün kilit taşı” olarak tanımladığı bu kategori, bir yandan popüler bilim üzerinden bir kitlesellik arayışının öznesi olurken, diğer yandan doğası gereği muhalefetin üzerine söz kurmakta zorlanacağı yeni bir siyasal mücadele alanı kurgulanmış oldu.
Bu manevraya yanıt olarak önemli bir adım adım atıldı: Kılıçdaroğlu, ağustos ayı sonunda, Selçuk Bayraktar’ın başkanı olduğu T3 Vakfı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Samsun Çarşamba Havalimanında düzenlenen Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali Teknofest’e katıldı. İktidar çevrelerinde büyük hoşnutsuzluk yaratan bu ziyarette Kılıçdaroğlu kendisine yöneltilen bir soruya verdiği şu yanıtla teknoloji bağlamında yapılan siyasal atağa sessiz kalmayacağını belli etmişti: “Türkiye teknoloji alanında, özellikle savunma sanayii alanında güzel yatırımlar yapıyor ve hepimizin de bu yatırımlara destek vermesi lazım, bu kadar basit bir şey.Yani bu yatırımlara kalkıp A partisi-B partisi ayrımı yapmak da yanlış. Sonuçta yapan bizim insanlarımız, burada çalışanlar, üniversitede okuyan öğrenciler. Onlar da bizim evlatlarımız.”
* * *
‘Siyaset Bilimine Giriş’ kitaplarının, yeni siyaset yapma biçimleri nedeniyle sosyal bilimlerde alışık olmadığımız bir hızla eskidiği bir kesitten geçiyoruz. Kılıçdaroğlu’nun yurt dışı gezilerinin bir gerekçesinin de, Erdoğan rejiminin devlet imkanlarıyla kurgulanmış teknolojik atılım söylemine karşı bir söz hattı kurmak olduğu ve son yıllarda teknoloji alanının siyasal rekabetin canlı mecralarının başında geldiği de unutulmamalı.
- Baskıların haritası bize ne söylüyor? 01 Aralık 2024 04:56
- 150. Yazı - Üçüncü Mektup 24 Kasım 2024 03:01
- Biber gazını 40 yaşından sonra tadanların muhalefetini zenginleştirmek 17 Kasım 2024 04:25
- Demokrasi karşıtlığının kitlesel tabanı 10 Kasım 2024 05:26
- Ahmet Özer'in tutuklanması ve Kolombiya barış sürecinden dersler 03 Kasım 2024 04:32
- Fethullah Gülen'den sonra... 27 Ekim 2024 04:02
- ‘Çözüm’ü küçük çıkarlar için heder etmek 20 Ekim 2024 04:47
- ‘İç cephe’ çağrılarını 10 Ekim 2015’te yitirdiklerimizin fotoğraflarına bakarak düşünmek 13 Ekim 2024 04:47
- İsrail devleti terörü neleri örtüyor? 06 Ekim 2024 04:32
- Sağda birlik arayışları ve Kürtler 29 Eylül 2024 04:45
- Günay Kubilay'dan "Bir Kumpas Davasının Anatomisi" 22 Eylül 2024 04:00
- Narin… 15 Eylül 2024 04:51