Savaş ve iklimin çöküşü
Son 20 yıl içerisinde Türkiye’de hem çok korkunç, hem de öğretici birçok deneyim edindik. Bunlardan biri, hiç kuşkusuz, savaşın ve felaketin uzak olmadığı. Hem de hiç!
2003’e dönelim. Irak işgal edilmesin diye milyonlarca insan dünya çapında sokaklara, caddelere, bulvarlara aktılar, alanları doldurdular. Ankara’da Sıhhıye doldu, taştı. Kitleler barış istediklerini haykırdılar. Ama Türkiye’de birçok insan dinlemedi. “Bana dokunmaz!” diye düşündüler, umursamadılar.
Irak sanki çok uzakta, uzayda bir yerdeydi. Sonra? Irak’ta insanlık suçları işlendi. Hem de defalarca, amansızca. Aynı vurdumduymazlık yine ağır bastı, yine duymazdan geldiler. “Bana dokunmaz!” dediler, kulaklarını tıkadılar.
Irak bir şiddet bataklığına sürüklendi. “Bana dokunmaz!” diyenler umursamadı. Sonra sıra Suriye’ye geldi. Irak işgalinden pay alamadığını düşünen rejim, Suriye’de savaş olması için elinden geleni yaptı. Suriye yakıldı, yıkıldı. Kimileri yine duymazdan geldiler. “Bana dokunmaz!” diyenler yine üç maymunu oynadılar.
Sonra IŞİD ortaya çıktı. Türkiye IŞİD örgütlenmesi ve bombalı saldırıları için oyun alanına çevrildi. Ama “Bana dokunmaz!” diyenler azalmadı. Sanki tüm Ortadoğu ateş olsa, Türkiye’ye ateş düşmeyecekti.
Son 20 yıl içerisinde savaş ve şiddetin nasıl çoğaldığını öğrenmek istemeyenler ısrarla duymadılar, görmediler. Sınır ötesi operasyon mu var? “Bana dokunmaz!” İşgal mi var? “Bana dokunmaz!” kimyasal silah mı kullanılıyor? “Bana dokunmaz!”
Son 20 yıl içerisinde defalarca işittik, neredeyse sağır edecek kadar çok. Dokunmaz, dokunmaz, dokunmaz!
Geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler Üniversitesi bünyesinde yürütülen bir araştırmanın sonuçları Cenevre Barış Haftası etkinlikleri kapsamında açıklandı. Özetle, iklim değişikliğinin doğrudan etkilediği bölgelerde silahlı çatışmalara katılanların sayıları artıyor.
Araştırmada incelenen bölgeler Irak, Kolombiya ve Nijerya sınırları içindeki, iklim değişikliğinden özellikle etkilenen bölgeler. Irak’ın seçilmiş olması rastlantısal değil. Irak, iklim çöküşü tehlikesiyle karşı karşıya ülkeler listesinde en başlarda yer alıyor.
İklim değişikliğinin etkilerinin çok ciddi olduğu bölgelerde geleneksel geçim yolları artık işe yaramaz oluyor. Hayvancılık, tarım, balıkçılık artık kimseyi doyurmaz, kimseye yetmez olacak derecede zayıflıyor. Bunun sonucu işsizlik, açlık ve kaçınılmaz olarak kötü seçeneklerin ağır basması.
Irak’ta var olan kötü seçeneklerden biri, silahlı çatışmalara katılmak. Araştırma IŞİD vb. örgütlenmelere katılmanın, her açıdan çöküş yaşanan bölgelerde birçok erkek için neredeyse tek seçenek olarak görüldüğüne işaret ediyor.
Araştırmada ele alınan diğer coğrafyalarda da benzer bir çıkmaz söz konusu. Bitmeyen çatışmalar ve savaşın söz konusu olduğu bu gibi bölgelerde bu çıkmazı besleyen bir kısır döngü var. Savaş yaşamın sürmesi için gerekli kaynakları yok ettikçe, savaşa katılmak dışında seçenek kalmıyor. Savaş aynı zamanda iklim değişikliğini besliyor ve bu da insanları savaşa katılmaya zorunlu bırakıyor. Kazananlar, şimdilik ölüm ve ölüm tacirleri. Şimdilik çünkü iklimin çökmesi demek, herkesin sonu demek.
Artık, daha da açık olarak ortada. Dünya yok oluşun eşiğinde. “Her şey çocuklar için!” diyenlere seslenelim. Bugün dünyayı kurtarmanın tam zamanı. İklim değişikliğini ciddiye almanın da. Bugün çocuklar için yapılması gereken en önemli şey, barış istemektir.
Evrensel'i Takip Et