07 Kasım 2022 03:40

Yurttaşların vergilerinin akıbeti ve basın özgürlüğü

Basın ve ifade özgürlüğü istiyoruz dövizi

Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş / Evrensel

Paylaş

Kuruluş gerekçesi, fikir farkı gözetmeksizin basının desteklenmesi olan Basın İlan Kurumu’nun Evrensel’in ilan hakkını iptal etmiş olması, daha önce de birçok kez dile getirdiğimiz gibi, Evrensel çalışanlarının basın kartlarının yıllardır Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından yenilenmemesiyle birlikte düşünüldüğünde çok açık olarak ‘fikir’ farkı gözeten siyasi bir tutumu yansıtıyor. Her iki hukuksuzluğun da değişmesi için çabalıyoruz, çabalamaya da devam edeceğiz.

Bu gerçeklikle uyumlu bir başka gerçek, önceki günkü Evrensel’de Prof. Dr. Aziz Konukman’ın değerlendirmeleriyle yansımıştı. Konukman, kamu kaynağından beslenen dernek ve vakıfların adlarının hukuka aykırı biçimde gizlendiğine dikkat çekerek, bu dernek ve vakıfların açıklanması gerektiğini söylüyor.

Sayıştay tarafından yayımlanan 2021 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu’na göre, merkezi bütçeden transfer (yardım) yapılan dernek, birlik, kurum, kuruluş, sandık vb. kuruluşların hangi kuruluşlar olduğuna ilişkin bir bilginin sunulmadığı belirtiliyor. Sayıştay, bu durumun sorumluluk ilkesi gereği hesap verebilirlik ve mali saydamlığı zedeleyecek nitelikte olduğunu ifade ediyor. Konukman, son raporda bu bilginin 2019 yılından itibaren verildiği bilgisinin ‘oldukça manidar’ olduğunu belirterek devam ediyor: “Bu bilgi yıllardır saklanıyor. Nitekim 2018 Yılı Faaliyet Genel Değerlendirme Raporu’nda bu açıkça itiraf edilmektedir. Söz konusu raporda ‘Önceki yıl raporlarında eleştiri konusu edilmesine rağmen 2018 Yılı Genel Faaliyet Raporu’nda da bu kapsamda yardım yapılan kurum ve kuruluşların faaliyetlerine ilişkin herhangi bir bilgiye yer verilmeksizin sadece yardım yapılan idarelerin açıklandığı görülmüştür’ deniliyor. Yani sorun geçmiş yıllarda da ne yazık ki Sayıştay’ın eleştirilerine rağmen devam etmiştir.”

Bu yardımların boyutları zaman zaman çeşitli haberlerle gündeme gelmişti. Bu konuda üç yıl önce yayımlanmış bir haberin başlığı şöyle: “İlim Yayma Cemiyeti’ne yapılan parasal destek 100 milyon TL’yi aşıyor.” Haber şöyle devam ediyor: “Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun (KYK), kamu yararına çalışan dernek ve vakıflara, 9 ay boyunca öğrenci başına yaptığı 600 liralık barınma ve beslenme yardımı ile cemaat yurtlarına her ay milyonlarca lira parasal destek sağlanıyor. Ensar Vakfı, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV), Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ve İlim Yayma Cemiyeti gibi vakıf ve derneklerin yurtları için aktarılan para ise yüz milyonları buldu.” (Cumhuriyet, 3 Eylül 2019)

Hatırlanacağı gibi, geçtiğimiz ağustos ayında, Balıkesir Burhaniye’de düzenlenmesi planlanan Zeytinli Rock Festivali’nin, İlim Yayma Cemiyeti’nin (İYC) festivali hedef alan bildirisi üzerine yasaklanması gündem olurken, festivale izin vermeyen Burhaniye Kaymakamı İlyas Memiş’in geçtiğimiz yıl İYC’nin şube ve kitap kafe açılışına katılması gündeme gelmişti. Memiş, göreve başladıktan kısa süre sonra, İYC Burhaniye Şubesi Başkanı Sadrettin Küçükkaya ile beraberindeki heyeti makamında ağırlamış ve ziyaret Burhaniye Kaymakamlığı’nın Facebook hesabında yer almıştı.

11 Ekim 1951’de kurulan ve 6 gün sonra İstanbul’da ilk imam hatip okulunu açan Cemiyet, sağ iktidarlar döneminde güçlü destekler gördü. AKP iktidarıyla birlikte ise adeta coşmuş durumda. Bugün Türkiye’nin dört bir yanındaki şube sayısı 179’a ulaşmış, çoğu üniversite ve bir kısmı ortaöğretim olmak üzere 191 kız ve erkek öğrenci yurdu olan bir yapıdan bahsediyoruz. Sitesinde belirttiği gibi Uluslararası İmam Hatip Lisesi bile olan bir yapı bu: “Cemiyetimizin ev sahipliğini yaptığı Fatih Sultan Mehmet Anadolu İmam Hatip Lisesinde okuyan 60 farklı ülkeden gelen 240 uluslararası öğrenci aracılığıyla İmam Hatip etkisinin farklı coğrafyalarda da hissedilmesine imkan sağlanmaktadır.”

AKP dönemindeki büyük mali desteğe rağmen bu Cemiyet ile ilgili ‘Şikayetvar’ adlı sitede, 22 Eylül 2021 tarihinde, “İlim Yayma Cemiyeti Yurt Ücretinin %260 Artması” başlığıyla şöyle bir şikayet notu düşüldüğünü görüyoruz: “İlim Yayma Cemiyeti yurdu 2 yıl öncesine kadar 250 TL aylık ücret alıyordu. Buna devlet desteği dahil. Ancak yeni öğretim yılında okulların yüz yüze açılacağı açıklandıktan sonra bu yurt fiyatları 250 TL’lerden 600-650 TL’lere sıçramış durumda. Arayıp bu artışın nedenini sorduğumda bana enflasyon ve değişen ücretlere bağlı olduğunu söylediler. Devlet desteği de devam ediyor üstelik. Buradaki %260’lik yükselme hangi enflasyona göre yapıldı? TÜİK mi yanlış bilgi veriyor yoksa? Bu anlayış öğrencileri ticaret aracı olarak görmek değil de nedir? Bu mudur ‘Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız’ hadisine uygun olan. Şu an resmen kalacak yerim yok.”

AKP döneminde devletin bütçesinden güçlü mali destek almış olan çeşitli dini vakıflara ait yurtlarda gündeme gelen taciz vakaları da unutulmasın.

Tüm bunların üzerine giderken de türlü sansür ve baskı mekanizmalarını karşınızda buluyorsunuz.

Kanırta kanırta ‘dezenformasyon’ ile mücadele adı altında yeni sansür yasasını hayatımıza sokanlar, halkın vergileriyle oluşan bütçenin akıbetiyle ilgili şeffaflık sorunu karşısında neden suskunlar?

Yurttaşlarının vergilerinin akıbeti ile basın özgürlüğü arasındaki hayati ilişki bile, basın özgürlüğü mücadelesinin sadece gazetecilerin sorunu olmadığını, olmaması gerektiğini bize söylüyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa