AKP'yle doğru zeminde tartışma/mücadele…
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
Anket üstüne anket yapılıyor. Artık çok kolaylaştı; cebi dolu olan basıyor basıyor parayı, kendisinin ve rakiplerinin durumunu öğreniyor. Devlet yardımı kullanan düzen partileri sokağı sevmiyor, ama hazineden aldıkları milyarların küçük bir bölümüyle saha araştırması yaptırıp bilgileniyor. Bizlere de bu bilgilerin kırıntıları düşüyor.
Anketler AKP (ve ortağı MHP) oylarında düşüşe işaret ediyordu. Son anketler, AKP’de hafif bir toparlanma olduğunu gösterir oldu. Süreklileşen destek kaybı durmuş gibi. “6’lı masa”nın yükselişi durmuş görünüyor.
AKP’nin iktidar partisi olmanın kaymağını yemesi anormal değil. Korku duvarları yıkılmasa bile oldukça alçalmış olmasına rağmen, insanların hâlâ anketlere olsun konuşmaktan kaçınması anlaşılır şey. Ancak fabrikalardan gelen bilgiler de, geçen aya kadar lafa girmeyen AKP-MHP destekçilerinin şimdi artık ses vermeye ve eleştirilere cevap yetiştirmeye çalıştıkları yolunda. Örneğin bataktaki ekonomik durum hakkında söyleyecek laf bulamayanlar yine “Toparlarsa yine Erdoğan toparlar” demeye başlıyor.
Yakın zamana kadar yükselişte olduğu söylenebilecek burjuva muhalefetin memleketi yönetmekte zorlanacağı yolunda kuşkular çoğalıyor ve yükseliş trendi duralamışa benziyor.
Oysa ekonomide bir düzelme olmadığı gibi bunun belirtisi de yok. Resmi enflasyon yine yükseldi, yüzde 85’in üzerinde. Hayat pahalılığı artışta. Peki, nasıl oluyor da iktidar partisinin düşüşü duraklıyor?
Birinci neden, düzen muhalefetinin halkın ve sokağın gücünden korkması ve bu açıdan ayağının sürekli frende oluşu. Dertlerini savunup halkla birleşmek ve mücadelesinin önünü açmaktan kaçınınca hata yapma lüksü olmuyor. Bir-iki hata AKP’nin nefeslenmesi ve düşüşünün durmasına neden oluyor.
Anayasayı değiştirme karşı önerisi alan türban yasası önerisi bu türdendi. Nedeni açıklanamayan ve “hamburger dükkanı” çekiştirmesiyle karşılanan Amerika ziyareti de. İkisi de halkın ekonomik mağduriyetlerinin gündem olmasını saptıran hatalardı. İktidar anında üstlerine atladı.
Oysa türban yasası denip rakibin oyun sahasına geçileceğine ellerinde pazar fileleriyle muhalefet vekilleri halkın arasına dalsalar ve geçim derdi tartışmalarını alevlendirseler, herhalde AKP’nin “yumuşak karnı” daha da yumuşar. Erdoğan’ın iddialı olduğunu söylediği faiz sorununun üzerine gitmek de AKP’yi silkeler. Ortada çünkü; Erdoğan ve AKP “faize karşı” sözde ve faiz indirimi dayatıyor, ama kredi kartı kullanan ya da kredi çekmek isteyen herkes faizlerin durmadan yükseldiğini biliyor. 2023 bütçesi tam bir faiz bütçesi.
Kılıçdaroğlu ama böyle bir yönlendirme yapacağına faizle “iyi para” bulmak üzere İngiltere’ye gidiyor. AKP yarın “faizci” ya da “Yabancıya el açıyor” derse kimse şaşırmasın. Üstelik bütün iktisatçıların tersine “İyi para kötü parayı kovar” diyor Kılıçdaroğlu.
Ve neden dayanak edinilmez, anlaşılır gibi değil: Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği, mayısta “Okullarda 1 öğün ücretsiz yemek” kampanyası başlatmıştı. Eylülde Ekmek ve Gül’ün çağrısıyla pek çok kadın derneği, veli derneği, sendika, mahalle inisiyatifleri ve çocuk hak örgütünün katılımıyla kampanya ülke ölçeğine yayıldı. Kampanya kapsamında Meclise de çağrı yapıldı.
Muhalefet milletvekilleri ekimde “Okullarda 1 öğün ücretsiz yemek” ile ilgili Meclise kanun teklifleri verdi. Bunlar AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Ardından bütçe görüşmeleri sırasında Plan ve Bütçe Komisyonunda Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi görüşülürken, muhalefet partilerinin okullarda 1 öğün ücretsiz yemek verilmesi için sunduğu ek bütçe teklifi yine AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi.
Oysa bu ülkede her 4 çocuktan 1’i okula aç gidiyor. Ve yine bu ülkede ekimde yoksulluk sınırı 24 bin 185 lira, açlık sınırı ise 7 bin 425 lira. Açlık sınırı asgari ücretten fazla yani.
Ne Amerika’sı, İngiltere’si, ne türban yasası? Çocukların okullarda 1 öğün yemek yiyebilmesi, açlığın gündem olduğu bu ülkenin temel bir sorunudur. Üzerine gidilse, sıkıştırmak ne kelime, iktidarı silkeler. Hele AKP ile MHP durmadan çocukların okullarda aç bırakılmaları yönünde oy kullanmaktayken…
- Böyle nereye kadar? 28 Ocak 2025 06:55
- Suriye ve Doğu Akdeniz niyetleri ve gerçekler… 26 Ocak 2025 04:51
- 'Savaş ilanı'... Kim, kime? 21 Ocak 2025 13:45
- Gündem ve saptırma... 14 Ocak 2025 04:53
- Öcalan görüşmeleri ve CHP 07 Ocak 2025 05:17
- 2. çözüm süreci mi? 31 Aralık 2024 06:30
- İçeride ve dışarıda kriz... 24 Aralık 2024 05:36
- Milli güvenlik, Türkiye ve İsrail siyonizmi... 17 Aralık 2024 05:56
- Ortadoğu yeniden dizayn edilirken... 10 Aralık 2024 05:08
- Esad’la görüşüp anlaşma mı, kavga mı? Hangisi? 03 Aralık 2024 06:45
- CHP ile Cumhur ve sınama yanılma… 27 Kasım 2024 06:45
- Papatya falı ve havuçla sopa... 19 Kasım 2024 04:58