09 Kasım 2022 04:30

Sanayi, finans ve Bonapartist Bismarck

Friedrich Engels ve Otto von Bismarck

Friedrich Engels ve Otto von Bismarck | Fotoğraflar: William Hall ve Jacques Pilartz

Paylaş

Marx’ın ilk olarak New York’ta Almanca yayımlanan Die Revolution (Devrim) dergisinde basılan “Louis Bonaparte’ın 18. Brumaire’i” (1852) başlıklı çalışmasında yaptığı Bonapartizm analizi güncel ve tarihsel Marksist yorumlarda sık sık kullanılır. Sedan Muharebesi’nde (1870) Fransız İmparatoru III. Napoleon’un kılıcını teslim alan Şansölye Bismarck’ın rejimi ise Marx ve Engels’in çeşitli yazı ve mektuplarında incelenir ve karşılaştırılır, ancak yazarlar “18. Brumaire” gibi bir monografi kaleme almadıkları için “akademik” Marksist devlet teorisinde pek konu olmaz. Oysa, Marx ve Engels’in (baştan sona muhalefet ettikleri) Bismarck analizleri akademik yazında Bonapartizmin özgül bir devlet biçimi mi, yoksa kapitalist devlete uygulanabilecek jenerik bir biçim mi olduğu tartışmaları açısından yeni yorum olanakları sunuyor. Söz konusu yazılar aynı zamanda Almanya’nın kuruluşu, sanayileşmesi, finans sermayesi, refah devleti, savaş ve 1873 krizi üzerine çarpıcı tespitler de içeriyor.

Engels, 3 ve 24 Mart 1880’de Fransızca L’Égalité dergisinde basılan “Bay Bismarck’ın Sosyalizmi” adlı makalesinin son cümlesinde 1870’teki Fransa-Prusya savaşına dair Enternasyonalin Genel Kurulunun tespitini tekrarlar: “Siz, Bay Bismarck, Fransa’daki Bonapartist rejimi, onu tekrar kendiniz kurmak için devirdiniz” (Engels 1987: 175). Engels’in Bismarck’ın sosyal politikası ve sosyalistlere yönelik siyasal şiddet politikasını, dış ticaret ve maliye politikası açısından değerlendiren makalesini özetleyeyim.

Gümrük politikası başlıklı ilk bölümde Engels, Bismarck’ın sosyalistlerin ezilmesi için baskı politikalarının yeterli olmadığı, bunların toplumsal refah vadeden sosyal politikalarla desteklenmesi gerektiğine dair değerlendirmesiyle başlar. Bismarck’ın “17 yıl boyunca memleketi idare edince, insanın haliyle kendisinde ekonomi politik alanında uzman olarak kabul görme hakkı bulması” iddiasıyla dalga geçer (167). Engels’in satırları -literatürde yürütülen Bismarck ve Bonapartizm tartışmalarında kaybolan- dikkat çekici detaylarla burun buruna getirir bugünün okurunu. Weimar Cumhuriyeti’nden itibaren gerek Almanya’da resmi söylemde, gerek - Kissinger’ın Diplomasi (1994) adlı klasik eserinde olduğu gibi -siyaset biliminde ikonlaşmış, Reelpolitika Uzmanı Junker, oturaklı Devlet Adamı Bismarck gider; bir holding yönetim kurulu başkanı, bir CEO olarak kamuoyuna sürekli “İdari kabiliyetlerini pazarlayan”, risk yöneten, krizden fırsat çıkaran ve borsa spekülatörlerinin danışmanlığında işkembe-i kübradan konuşan bir siyasi hatip, Amerikan Cumhuriyetçilerinin deyişiyle başına buyruk bir kovboy (maverick) gelir. Birincil kaynaklara (klasiklere) dönmenin avantajı ikincil kaynaklarda (literatürde) kaybolan gündelik detayı, taktik manevrayı görebilmektir.

Engels, Bismarck’ın yerine getirdiği iki “sosyal tedbiri” analiz eder: Alman sanayisine rakipsiz bir şekilde iç pazarı sömürme imtiyazı tanıyan bir gümrük politikası ve demir yollarını kamulaştırarak finans sermayesini kurtarma operasyonu. Engels -yaygın inanışın aksine!- 1848’den itibaren Alman sanayileşmesinin ihracat teşvikleri, sübvansiyonlar, hükümet desteği olmadan serbest ticaret politikaları altında yeşerdiğini ve modern proletaryanın böyle doğduğunu vurgular. Alman İmparatorluğunu kuran 1870 Fransa-Prusya Savaşı ve 1871 barışının finans sermayesi üzerindeki etkisine dikkat çeker. Bismarck’a yenilen Fransa’nın tazminat olarak ödediği milyarlar yüksek finansın eline geçmiştir. Yüksek finansın savaş tazminatını borsaya sokmasıyla (III. Napoleon’un eşrafından Pereire kardeşlerin ünlü bankası) Crédit Mobilier’in asrısaadet günleri Berlin’de yeniden canlanmıştır. III. Napoleon’un Pereire’i ve Fould’unun yerini Bismarck’ın Bleichröder’i ve Hansemann’ı almıştır. Ve nihayet Londra’da ve New York’ta sık sık vuku bulan, 1867’de Paris’te gerçekleşen hadise 1873’te Berlin’de de tekrarlanmıştır: “Ölçüsüz spekülasyon genel bir patırtıyla (Krach) sonlanmıştır.” (169) Spekülasyonun merkezinde demir sanayi ve demir yolları sektörü yer almaktadır. Borsa spekülasyonu nedeniyle iç talebin ötesinde üretim yapan büyük demir şirketleri iflasın eşiğindedir. Şirket yöneticileri - örnek Alman yurtseverleri olarak hükümetten (Kendilerini ucuz İngiliz demirinin rekabetinden koruyacak) bir iç pazarı sömürme imtiyazı, yani gümrük tarifesi talep ederler. Ancak bu imtiyaz (yani gümrük politikası) sadece demir sektörüne uygulanamazdı, bütün sanayi ve tarım sektörlerini kapsamalıydı. 1879’da yürürlüğe giren gümrük politikasıyla Bismarck serbest ticarete (ve nihayet milliyetçi liberallerle yaptığı ittifaka) veda etti. Engels “ucuz ve kötü mallar” üreten Almanya sanayinin ancak ülkede serbest ticaret hüküm sürdüğü müddetçe rekabetçi kalabileceğini vurgular: Eğer Bay Bismarck sanayisine ihracata yönelik üretim imkanı tanımıyorsa, dünyanın bütün gümrük tarifelerine rağmen ihtiyaç duyulan ithalat nasıl karşılanacaktır? Engels’e göre, “Bismarck Dehası” borsa danışmanlarına danışarak bu sorunun cevabını Amerikalıların ring (tröst, kartel) dediği teşkilatta bulmuştur: “İçerideki fiyatları koruyan ve ihracatı düzenleyen bir limited şirket (Gesellschaft)”. Her türlü rekabetin bittiği yerde hem iç piyasada hem ihracatta mutlak bir tekel oluşur. Alman tüketicisinin sömürülmesiyle sağlanan tekel fiyatı fabrikalara artan ürünlerini dış piyasalarda İngilizlerin düşemeyeceği fiyatlarda satma olanağı verir: “Dünyada kim bir müflisle rekabet edebilir?​” (172) Engels’in, Bismarck’ın ringlerine örnek olarak -daha sonra Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya’nın askeri araçlarının başlıca tedarikçisi olacak- Krupp Holdingi vermesi dikkat çekicidir.

Engels’in makalesinin ikinci bölümünü oluşturan ikinci sosyal politikaya, demir yolu kamulaştırmasına gelelim. 1869-1873 arasında Disconto Şirketi ve Bleichröder Bankası gibi iki azılı rakibin ortak girişimleriyle demir yolları borsa spekülasyonuna konu olmuştu. 1873’teki borsa çöküşüyle beraber demir yolları şirketlerini ele geçirme planları suya düşen bu bankalar hisselerini devlete satarak zararlarını kamulaştırmayı tercih ettiler. Restorasyon sosyalizmi böyle oluyor! Demir yolu kamulaştırması ülkenin toplumsal refahını değil, iflas etmiş holdinglerin şahsi refahlarını korumayı amaçlıyordu. Vekillerin çoğu bu batık şirketlere paydaş edildiğinden bu proje için milliyetçi liberal ve hür muhafazakar partilerden oluşan bir parlamento çoğunluğu elde etmek zor olmadı. İşte Fransa’dan alınan savaş tazminatı tam da burada devreye girdi. Tazminatın yüklüce bir kısmı savaş gazileri fonuna ayrılmıştı. Alman Birliği’nin babası Bismarck batık bankaları gazi fonuyla kurtardı. 1879’da Berlin Borsası yeniden ayağa kalkmıştı, korumacı gümrük politikası benimsendi.

Engels’e göre III. Napoleon’un Fransız İmparatorluğu gibi Alman İmparatorluğu da tamamen borsanın nüfuzu altındadır. Ancak borsacılar Almanya’da Bonapartist İmparatorluk’ta olmayan bir avantaja sahiptir: “İmparatorluk hükümeti küçük prenslerin direnişiyle karşılaştığında, hakiki borsa şubeleri olan meclislerinin kesinlikle hiçbir direniş göstermediği Prusya hükümetine dönüşüveriyor” (175). Berlin’in bugünkü Brüksel politikasının ipuçlarını gördüğümüz bu analizde Engels, federalizmi Bismarck’a tanıdığı esneklik açısından değerlendiriyor. İdari yapının siyasi liderlik tarafından nasıl finans sermayesi lehine bir araç olarak kullanılabildiğini gösteren Engels’in bu analizi kendi alanında uzmanlaşmış farklı akademik disiplinleri kesen bir kuram sunuyor. Özetle, Engels “Bismarck sosyalizmini” iki hamleden oluşan bir strateji olarak değerlendiriyor: Bir, borsa spekülasyonu nedeniyle iflas eden ve savunma sanayisinin bel kemiğini oluşturan ağır sanayi sermayesini koruyan gümrükler; İki, borsa spekülasyonuyla demir yolları şirketlerini ele geçirmeye çalışırken iflas eden bankaları savaş tazminatından gazilere ayrılmış fonla kurtarma operasyonu.

Engels, F. 1987. “Der Sozialismus des Herrn Bismarck”, Marx-Engels Werke Cilt 19 (mayıs 1875 - mayıs 1883) içinde, Berlin, Dietz Verlag, ss. 167-175.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa