Çıkmaz sokak

Ülke ekonomisinin çarpıklıklar ve çelişkilerle dolu yapısı, nüfusun büyük bölümünü oluşturan yoksul emekçileri korumak bir yana, sürekli yeni yoksullar üretiyor. Türkiye’de yoksullar ya da yoksullaşma riskiyle karşı karşıya kalan milyonlar bizzat tek adam rejimi ve başındaki şahsın kararlarıyla içine itildikleri ağır ekonomik yıkımın bedelini ödemeye devam ediyor.

20 yıllık tek parti iktidarı boyunca halkın en fazla borçlandığı, daha doğrusu boğazına kadar borca battığı bir dönem yaşanıyor. Geçtiğimiz aylar, ekonomik kriz koşullarının giderek ağırlaşmasının da etkisiyle, yüksek enflasyon, yüksek konut fiyatları, ödenemeyen faturalar, kredi kartı borçlarının, tüketici ve konut kredilerinin ödenmesinde en fazla zorluk yaşanan dönem oldu.

Ülke tarihi boyunca hiçbir iktidar, Erdoğan hükümetleri kadar ağır borç ve ağır faiz yükü altına girmedi. Erdoğan’ın ekonomi bilimiyle inatlaşarak faiz enflasyon ilişkisini tersten kurmasıyla başlayan sürecin sonunda, ülke ekonomisi adeta çıkmaz sokağa girmiş durumda. Özel bankaların ‘Yüksek faizle sömürü çarkını devam ettiriyorlar’ diye suçlanmasıyla başlayan faiz indirimleri sonrasında aynı bankalar tarihlerinin en yüksek kâr oranlarını açıklamaya başladılar.

Erdoğan’ın faize karşı olduğunu söyleyip faiz ve enflasyonla mücadelede ‘Nas ne diyorsa, onu yapacağız’ sözlerinin ekonomiye faturası her geçen gün büyümeye devam ediyor. Türkiye ekonomisi, tek adam rejiminin resmi olarak başladığı 2018 yılına kadar geçen 16 yılda, 811 milyar TL faiz ödemiş. Hazine ve Maliye Bakanlığının tahminlerine göre, 2022 yılında 330 milyar, 2023’te 566 milyar lira olması beklenen faiz ödemelerinin toplamı ilk 16 yılda yapılan ödemelerin toplamından fazla olacak.

Mecliste görüşülen 2023 bütçesinde cari transferler ve personel ödemelerinden sonra en büyük pay faiz ödemelerine ayrılmış durumda. Öyle ki 2023’te faiz ödemesine ayrılan ödenek, her fırsatta övündükleri 258 milyar liralık sosyal yardımların iki katından fazla.

Türkiye’de sadece ücretli emekçiler, işsizler, iş ve gelir kaybı yaşayan milyonlar değil, yüksek enflasyon nedeniyle güvenceli bir işe ve düzenli gelire sahip olanlar da ciddi ekonomik kayıplarla karşı karşıya kaldılar. Ekonominin yavaşlamaya başlamasıyla birlikte başta tekstil olmak üzere, pek çok sektörde on binlerce işçi kıdem tazminatı ödenmeden işten çıkarılmaya başlandı. Üretim ve istihdam verileri yıl başına kadar işten çıkarmaların artarak devam edeceğini gösteriyor.

Temel gıda ihtiyaçlarını, kirasını ve faturasını karşılayamayan, soğuk kış günlerinde ısınamayan, borçlarını ödeyemeyen milyonlar yoksullukla, hatta açlık riskiyle karşı karşıya bırakıldı. Özellikle son bir yıl içindeki ücret artışları gerçek enflasyonun çok gerisinde kaldığından, satın alma gücünde tarihin en hızlı gerilemesi yaşandı. İktidar ise halkın yaşadığı geçim krizine çözüm üretmek, en azından yaşanan sorunları hafifletmek yerine, tamamen seçimi kazanmaya endeksli adımlar atmaya devam ediyor.

Ekonomide girilen yanlış yoldan dönülmedikçe, emekçilerin satın alma gücü her geçen gün azalmaya, fiilen enflasyonun altında artış yapılan ücretler ve maaşlardaki erime devam edecek. Yıl başında asgari ücrete ve memur maaşlarına yapılacak artışın çok daha fazlası sadece birkaç ay içinde fazlasıyla geri alınacak.

OECD ülkeleri içinde açık ara en yüksek enflasyon oranına sahip ülke olan Türkiye, ülke tarihinin büyük bütçe açığı ve kontrolden çıkması kaçınılmaz olan ciddi bir yüksek enflasyon sorunuyla karşı karşıya. Resmi enflasyonun aralık ve ocak aylarında ‘baz etkisi’ ile kısmen gerileyecek olması, yaşanması kaçınılmaz olan bu gerçeği değiştirmeyecek.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek imzasıyla taşıt alım satımı hariç ülkedeki tüm alım satım işlemlerinde dövizle ödemenin önü açıldı.

Evrensel'i Takip Et