Medya, Ponzi ve FTX

Charles Ponzi’nin sabıka kaydı fotoğrafı

Charles Ponzi, sonradan kendi adı ile anılmaya başlayacak olan dolandırıcılık metodunun mucidi değildi. Ponzi’den önce de benzer yöntemleri kullananlar olmuştu. Ponzi’nin aynı yöntemin kendinden önceki uygulayıcılarından farkı dolandırıcılığı olağanüstü bir işlem hacmine büyütmesiydi. Ponzi, şirketini kurduğu 1920’nin ocak ayından 7 ay sonra yüksek kazanç vaatleri ile günde neredeyse 250 bin dolar (günümüzdeki karşılığı 3.4 milyon dolar) toplar hale gelmişti.  Yedi ay içinde meteliksizlikten milyonerliğe terfi etmiş, artık saygın bir iş adamı muamelesi görüyordu. Elbette eski yatırımcılara yeni yatırımcıların parasının “yüksek kazanç” adı altında aktarılmasıyla işleyen sistemin sonsuza kadar işlemesi mümkün değildi ve ağustos ayında Boston Post gazetesinin bazı makalelerinin de katkısıyla büyük çöküş yaşandı, “yatırımcıların” günümüz parasıyla 200 milyon doları buhar oldu.

Zamanı 80 yıl kadar ileri saralım. Sene 2001. Fortune dergisi tarafından üst üste 6 yıldır “Amerika’nın en yenilikçi şirketi” seçilen Enron’un koca bir finansal dolandırıcılık olduğu ortaya çıkmış. Şirket hisseleri 90 dolardan 1 dolara kadar düşmüş. Skandal ortaya çıkana dek büyük medyada Enron’a şüpheyle yaklaşan haber sayısı ise bir elin parmakları değil. Bunda medya alanındaki şirketlerin Enron ile skandalın ortaya çıkmasının ardından iptal ettikleri çeşitli iş anlaşmalarının payı var mı bilinmez ama skandal sonrası hemen hepsinin görüşü ortak: Daha iyi finansal gazetecilik yapmalıydık.

20 yıl kadar daha ileri sarıyoruz zamanı. Enron dahil pek çok büyük şirketin iflas sonrası tasfiyesini yürütmüş olan Avukat John J. Ray III’ün FTX’in iflas davası başvurusundan bir cümle: Kariyerim boyunca burada olduğu gibi kurumsal kontrollerin bu kadar başarısız olduğunu ve güvenilir finansal bilgilerin bu kadar eksik olduğunu hiç görmemiştim. FTX’in defterlerini inceleyen deneyimli avukatın çizdiği tablo bu. Peki defterler bu halde ilken “Şirketleri kesip biçip didik didik analiz etmeyi seven büyük medya FTX skandalı ortaya çıkana dek neredeydi?​” sorusunu sormamız gerek. Yanıtlayalım:

Liste çok daha uzun ancak medyanın durumunu göstermek açısından bu kadarı yeterli. Benzer örüntüleri daha yerel vakalar olarak anabileceğimiz Çiftlik Bank, Thodex vb.’de de görmek mümkün. 

Enron skandalı sonrasında şirketin çeşitli büyük yayınlardaki bazı gazetecileri maaşa bağladığı, medya şirketleri ile çeşitli anlaşmaları olduğu ortaya dökülmüştü. FTX’e baktığımızda ise Seinfield’ın Yaratıcısı Komedyen Larry David’i oynattıkları reklamı 2022 Super Bowl’unda yayımlatabilen bir reklam bütçesi ilk göze çarpanlar arasında. İster çıkar ilişkisinden olsun isterse de Enron sonrası analizlerinde iddia edildiği gibi “kötü gazetecilik”ten, tartışmanın medyaya düşen bir yanı ve sorum(lu/suz)luğu mevcut. Ve çeşitli kripto projelerinden NFT’ye bu sorumluluk kendini sıklıkla yeniden hatırlatabilir.

Evrensel'i Takip Et