Gökdelen ve cezaevi birincisi, şişman ve bir o kadar diyabetik olmak

Avrupa’da obezite ve gökdelen sayısında birinci, cezaevinde mahpus sayısında ikinci, şeker hastası bol, müteahhitten zengin, barışa mesafeli, “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” demenin suç addedildiği güzel ülkemizden sağlıklı, mutlu günlere merhaba…
Obezite ve şeker hastalığı ile gökdelen ve müteahhit sayıları ve hatta mahpus sayıları arasında sanılanın aksine derin bir ilişki vardır. Dünyada emlak fiyatlarının en fazla arttığı şehirleri olması ile anılan bir ülkede yaşıyoruz. Ev kredisine uzun yıllar gömülüp daha çok ve itirazsız çalışıyoruz. Ek işler yapmak zorunda kalıyor ve buna bağlı hareketsizlik, ev alırken görece yoksullaşmaya koşut daha sağlıksız ve ucuz beslenme eşliğinde kredi bize şişmanlık ve şeker hastalığı olarak geri dönüyor.
Avrupa’nın 10 katı müteahhit bulunan bir ülkenin yurttaşlarıyız. “Tüm Avrupa’da 20-30 bin arasında iken sadece İstanbul Ticaret Odasına kayıtlı müteahhit sayısı 60 bin.” Toplam müteahhit sayımız ise 450 bini aşmış durumda.
Yüksek Binalar ve Kentsel Habitat Konseyinin (CTBUH) şubat 2022 verilerine göre “Avrupa’da en fazla gökdelenin olduğu ülke” yine Türkiye! Türkiye’de 67 gökdelen bulunurken İngiltere 33 gökdelen ile üçüncü sırada. İsviçre ve İsveç’te ise sadece bir gökdelen var. Deprem açısından en riskli kentlerden İstanbul da 48 gökdelen ile Avrupa’da ilk sırada. Yüksek binalar, asansör, daha fazla hareketsizlik, gelsin kilolar ve şeker hastalığı…
Türkiye Avrupa’da en çok mahpusa sahip ikinci ülke.
Türkiye hem Avrupa hem de dünyada tutuklu ve mahkum sayısı açısından da üst sıralarda. “Türkiye Avrupa Konseyi ülkeleri arasında en çok tutuklu ve hükümlüye sahip ikinci ülke. Yine “Aralık 2021 tarihli World Prison Brief yayını World Prison Population listesinde 309 bin 558 kişi ile dünyada en çok mahkum ve tutukluya sahip altıncı ülke. ” Cezaevi gerek kalanlar gerek yakınları için stres, hareketsizlik ve yoksullaşma yani daha kolay obez ve şeker hastası olmak demek.
Covid 19 pandemisinde her akşam ekranlarda izlediğimiz Sağlık Bakanı eğer aynı süreyi diyabet ve obezite için harcasa idi, inanın ülkede hastalık bağlamında sağ kalıma dair daha etkili olabilirdi.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) böyle giderse diyabet ve ilintili hastalıklar bağlamında önümüzdeki on yıllarda kaldıramayacağı mali açık vermeye başlayacak. Şehir hastaneleri patronlarına yüzde yetmiş doluluk garantisi yani hastalık vadeden bir ülke sağlık ortamında, şeker hastası ve obez olmak kader değil bir zorunluluktur.
Sağlıksız kentler, şişmanlık, şeker hastalığı, cezaevi mahpus artışı, özgürlüklerin kısıtlanması bağlamında son çeyrek yüzyıl ülke karnesi iç karartıcı. Her daim söylediğimiz üzere, sosyal ve siyasal iyilik halinin eksikliğidir bedenimizi ve ruhumuzu hasta eden.
Çözümü ise örgütlü birey ve dayanışma arttıkça hiç de uzak değil.
Sağlıcakla kalın.
Evrensel'i Takip Et