Sallandık

Deprem, beklenen yere yaklaşıyor. Önümüzdeki akşamların tüm televizyon kanallarında yine ne olacağı belli. Bilumum deprem uzmanı harita karşısına geçip çatlak, fay, derinlik, desibel filan bayağı bir teorik bilgi döktürecekler. Depremi bile yandaşlık, karşıtlık ekseninde tartışıp, korkarım yine suçu malum kişi Kılıçdaroğlu’na, 6’lı masaya, demokrasi güçlerine, Evrensel gazetesine, kapattıkları Hayat Televizyonuna yükleyecekler. Neyse ki can kaybı olmadığı için büyük olasılıkla “Fıtrat” konusuna hiç girmeyecekler.

Konunun uzmanları, başkanları, bakanları sanki kendileri değil de ben yapacakmışım gibi, hep bir ağızdan “Deprem öldürmez, bina öldürür. Kentsel dönüşüm şart” diye hiç bilinmeyen bir şeyi ’99’dan beri tekrarladıkları gibi bilmem kaç yüz bininci kez tekrarlayacaklar. Büyük olasılıkla muhalif başkanları, vatandaşı, yıllar önce emekli ikramiyesiyle Fındıkzade civarında, Bağcılar ara sokakta bitişik nizam apartmanın ikinci katında 2 oda bir salon ev almayı becerebilmiş, şimdi tek geliri olan 3 bin 900 lira emekli maaşı ile doğal gaz parasını denkleştirmeye çalışan Sevim teyzeyi, Hasan amcayı “Kentsel dönüşüme direniyorlar” diye suçlayacaklar. 50 yıllık apartmanın arsasına, yerine ağzı sulanan kuponcular doğma büyüme Kocamustafapaşalı Hasan amcayı Silivri yakınlarında sağlam bir binaya gönderip, Cerrahpaşa’ya kondurdukları rezidansı Abdül bilmem kime pazarlamanın hesabını yapacaklar.

85 yaşında, 3 bin lira dul maaşıyla geçinmeye çalışan 2 göz odalı ev sahibi Hacer teyzeye sunulan teklife bakınca gülmemek elde değil.

Hacer teyze önce kiraya çıkacak. Eski bina yıkılacak. 90 metrekare evin yerine 45 metrekare 1+1 yapılacak. Müteahhit ısrarcı, Hacer teyze uyumlu.

- Ben kirayı nasıl ödeyeyim.

- Siz ödeyecekseniz kabul. Dur daha bitmedi. Binada daire sayısı çok. Kurtarmıyor. Sen üstüne bir de 700 bin lira vereceksin. Ama 2 milyonluk evin 3 buçuk milyon edecek.

- Oğlum ben bu yaştan sonra 3 buçuk milyonu ne yapayım. Hem 700 bin lirayı nereden bulayım.

- Korkma o parayı bankadan düşük faizli kredi olarak alacaksın. Ayda 2 bin, 2 bin ödeyeceksin.

- Oğlum ben emekli matematik öğretmeniyim. 3 bin lira maaşın 2 binini bankaya geri verirsem kalan 1000 lirayla ben ne yaparım. 2 bin, 2 bin geri ödesem borç 35 senede biter. Yaşım 85, ekle 35, eder 120. Ver 120 yaş garantisini kabul. Ama borcu bitiremeden ben giderim zaten. Öte dünyaya borçlu mu gideyim?

Yine sallandık. Bağcılar’dan Hacer teyzeye, Samatya’dan Hasan amcaya, “Ödeyemeyeceksen sen de Çatalca Gökçeali’ye taşın” demeyeceğimiz bir formül sunmadıkça, dönüşümü rantsal dönüşüm olarak düşünmekten vazgeçmedikçe biz daha çok sallanır, daha çoook dönüşüm tartışırız.