24 Kasım 2022 04:09

Laf cambazlığı FIFA’yı ve Katar’ı kurtarmaz

Katar'da düzenlenen Dünya Kupası'nda İngiltere-İran maçında tribünde 'Woman Life Freedom' (Kadın Yaşam Özgürlük) yazılı dövizler tutan taraftarlar.

Fotoğraf: Evrim Aydın/AA

Paylaş

Yoğun eleştirilerin hedefindeki Katar 2022 başladı.

Maçlar başlamadan hemen önce FIFA Başkanı Gianni Infantino tam bir demagoji örneği olarak gösterilebilecek açıklamalarıyla, organizasyonun arkasında dimdik durduğunu bir kez daha adeta haykırırcasına ortaya koydu. Nasıl haykırmasın ki, bugün Katar sermayesi, satın aldığı ya da ortağı olduğu Avrupalı kulüpler ve yayın hakları için ödediği paralarla dünyadaki futbol çarkını döndüren itici güçlerin başında yer alıyor. Yani, endüstriyel futbolun en önde gelen can damarlarından biri. Bu nedenle, Infantino’nun Katar ile arayı hoş tutmak adına-saçmalamak ve gülünç duruma düşmek de dahil olmak üzere- elinden gelen çabayı göstermesi anlaşılır bir şey…

Katar’ın insan hakları siciliyle ilgili eleştirileri öncelikle, 3000 yıldır Doğu’ya kan kusturan Batı’nın, ahlak dersi vermeden önce özür dilemesi gerektiğini söyleyerek göğüslemeye çalıştı Infantino.

Batı’nın 3000 yıldır yaptıklarından yola çıkarak FIFA’nın Katar tercihini eleştirenleri ikiyüzlülükle suçlamak tam bir laf cambazlığı. Ne yani, insanlar hem Batı’nın 3000 yıldır yediği haltları hem de Katar tercihini aynı anda eleştiremez mi? Katar tercihini eleştirenlerin, aynı zamanda Batı’nın binlerce yıllık zulmünü, sömürüsünü savunan/onaylayan insanlar olduğu kanaatine nereden varmış acaba?

Infantino’nun, Batı’nın tarihsel zulmü ve Katar tercihi gibi birbiriyle ilgisiz iki olguyu yan yana koyup, buradan FIFA’ya yönelik eleştirileri savuşturabilecek kudrette savunma argümanı ürettiğini sanması tuhaf olduğu kadar gülünç de…

Batı 3000 yıldır Doğu’yu ezdiği için bugün bunun kefareti olarak rüşvet çarklarını, sömürüyü, iş cinayetlerini, insan hakları ihlallerini görmezden mi gelmemiz gerekiyor yani? 

Infantino ayrımcılığa karşı çıktığını göstermek için de, “Bugün kendimi eşcinsel gibi hissediyorum, bugün kendimi göçmen işçi gibi hissediyorum” laflarını etti. Despot Katar rejiminin LGBTİ+’lara reva gördüğü zorbaca muamelelerden ve tesislerin yapımında ilkel koşullarda kölece çalıştırılan binlerce göçmen işçinin hayatını kaybettiğinden hiç haberi yokmuşçasına.

Kendisini göçmen işçi gibi hissettiğini söylüyor ama hayatını kaybeden göçmen işçilerin ailelerinin talep ettiği tazminata kulaklarını kapatabiliyor. Kendisini eşcinsel gibi hissettiğini söylüyor ama Katar rejiminin eşcinsellere yönelik ayrımcı, dışlayıcı, ötekileştirici nefret politikalarını sineye çekebiliyor.

Söylemleri, sahici bir karşılığı bulunmayan vicdan, duyarlılık, merhamet gösterisinden başka bir şey değil...

Kendisinin de bir göçmen işçi çocuğu olduğunu, küçükken kızıl saçlı ve çilli olmasından dolayı ayrımcı zorbalığa maruz kaldığını söyleyerek duygulara oynaması ise ancak ikiyüzlü tavrını kamufle etme çabasıyla açıklanabilir. Katar tercihini eleştiren insanların, kendisinin acıklı kişisel hikayesinden etkilenerek pişmanlığa savrulacağını ve geri adım atacağını umuyor olmalı. Oysa görünen net ve şu aşamada binlerce ölümün, kölece çalıştırılmanın, sömürünün, rüşvetin, ayrımcılığın, zorbalığın, nefretin, dayatmaların ötesinde başkaca kişisel hikayeye ihtiyaç yok.

Infantino’nun Katar’ın alkol yasağını savunmak için, “Üç saat içki içmezseniz ölmezsiniz” lafı da altın harflerle tarihe geçecek cinsten. Bunun sıradan bir yasaktan öte, şeriat rejiminin dayattığı hayat biçiminin bir parçası olduğunun farkında değil belli ki…

Şu ana kadar organizasyonun en güzel yanı, İranlı futbolcuların oynadıkları ilk maçta, ülkelerindeki rejim protestolarına destek vermek amacıyla milli marşlarını söylememesiydi. Bunun yanı sıra tribünlerde açılan “Kadın Yaşam Özgürlük” pankartı da turnuvanın başka bir umut verici güzelliği oldu.

Bu arada maçlar ilerledikçe ana akım medyanın da katkısıyla ilginin ağırlıklı olarak saha içine yöneldiğini gözlemliyoruz.

İlerleyen günlerde bakalım futbol tutkusu, FIFA eleştirilerinin ve gerici rejim protestolarının önüne geçebilecek mi?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa