Ne kırmızı ne mavi

Büyük bir siyasi parti -hadi buna Trump Partisi diyelim- büyük ölçüde yanlış hesap yaptı. Partilerinin sembolik rengine uygun olarak, Cumhuriyetçi liderlik ve kampanyacılar Demokratları “tsunami” değilse de “güçlü bir kızıl dalga” ile tehdit ettiler.

Ama sonra olan şey ne kırmızıydı ne de gerçekten maviydi (Demokratların rengi). Oylamanın bir sonucu olarak, seçim ABD siyasetinde kadınların büyük ölçüde sessiz bir varlığının kanıtını sağladığından, baskın renk mordu. Kitlesel seçim öncesi hoşnutsuzluklarını özel olarak yakalayan hiçbir anket yoktu, ancak bu “mor dalga”, 2022 yazında Dobbs -Jackson Kadın Sağlığı Örgütü kararının açıklanmasıyla tetiklendi ve Roe Wade’ye karşı emsal kararını bozdu.

Bu “mor dalga” Amerika Birleşik Devletleri’ndeki oylama kabinlerini kasıp kavurdu çünkü ABD Yüksek Mahkemesi daha önce nadiren yapılan bir şeyi yaptı; yarım yüzyıldan fazla süredir devam eden bir anayasal hakkı devirdi. Ara seçimlerde kadınlar, “Dobbs” kararını savunan Trumpçıları sessiz ve etkili bir şekilde cezalandırdı ve birçoğunu cehenneme gönderdi. Çünkü kadınların çoğunluğu için, siyasi seçkinlerin -özellikle de onların erkek temsilcilerinin- bir kadının çocuk sahibi olmak isteyip istemediğine karar verip vermeyeceğine karar vermede çok zayıf olduğu sezgisel olarak açıktı.

Amerikalılar garip bir topluluktur. Siyasi liderliklerinin pek çok saçmalığına katlandılar. Ama haklarından mahrum edildiklerinde, içlerinden farklı bir taraf çıkıyor. Sonuç olarak, kadınlar doğruca oylama kabinlerine gittiler ve bir sürpriz yarattılar: Yeni bir tarih yazarak tarihin akışını tersine çevirdiler.