Altılı masanın Anayasa değişikliği
Fotoğraf: Damla Kırmızıtaş/Evrensel
Altılı Masa dün anayasa değişikliği tasarısını açıkladı. Tasarı ufak tefek olumluluklar içeriyor. Fakat ileri bir demokratik adım değil. Esas olarak tek adam sisteminden öncesine dönülmeyi hedefliyor ve eski sistemdeki bazı aksayan yerlere çözümler getirmeye çalışıyor.
Örneğin belediye başkanlarının İçişleri Bakanı tarafından görevden alınması yerine yargı kararı ile görevden alınması ve sürenin altı aydan fazla olmaması merkezi idarenin yerel yönetimlere müdahalesini engellemez. İstanbul Belediye Başkanının görevden alınmamasına rağmen nasıl çalıştırılmadığı görülüyor. Yerel yönetimlerin biraz daha demokratikleştirilmesinden altılı masa da korkuyor. Yerel yönetimler kendi kendini yönetmeye çalışırsa altılı masaya göre de ülke eyaletlere ayrılır, ülke bölünür. Oysa, yerel yönetimler kendi bütçesini serbestçe harcayamadıktan sonra, yerel konularda (sağlık, eğitim, asayiş vb.) kararlar alıp, uygulayamazsa yerel yönetim olmaz. Merkezi yönetimin bir aparatı olur. Şehrindeki taksi sayısını dahi belirleyemeyen bir yerel yönetim; başkanı yargı tarafından altı ay süre ile görevden alınabilir demekle demokratikleşmez.
YÖK kaldırılıp, yerine planlama ve koordinasyon kurulu oluşturularak üniversiteler demokratikleşmez. Yıllardır üniversitelerden idari, mali, bilimsel özerklik talepleri gelirken, YÖK’ün ismini değiştiriyorum diye demokratikleşme olmaz. Bu değişiklik 12 Eylül öncesine bile dönememek demektir.
Her ilde tek baro ve savcı ile avukat eşittir demek yargıyı demokratikleştirmez. Kırk yıl önce sık sık gündeme getirilen fakat gerçekleştirilemeyen adli polis sistemini dahi savunamıyorsunuz. Yargıyı nasıl demokratikleştireceksiniz?
Siyasi Partileri Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı denetiminden çıkaramıyorsunuz ama AYM kapatmadan bir kere uyaracak, kapatılma davası açılması için TBMM onayı alınacak diyerek demokratikleşme olacağından söz ediyorsunuz. Selahattin Demirtaş ve arkadaşlarının dokunulmazlığını Anayasa’ya ve her türlü hukuk kuralına rağmen bu Meclis kaldırmadı mı? Hem de geçmişe yönelik karar alarak. Seçime girebilmek için getirilen bariyerleri kaldırmıyorsunuz, seçime katılan bütün partilere aldıkları oy oranında devlet para verecek diyorsunuz. Bu mu demokratikleşme?
Yetkisiz, sembolik bir cumhurbaşkanı diyorsunuz ama halk seçmesin diyemiyorsunuz. Seçim yarışına giren, halktan oy isteyen, il il dolaşacak, bir seçim ekibi oluşturacak cumhurbaşkanı tarafsız, sembolik, yetkisiz cumhurbaşkanı olabilir mi?
Altılı masanın anayasa değişikliği önerilerinin bir sistemi yok. Bir iç tutarlılığı yok. Yamalı bohça. Demokratikleşme getirecek değişiklikler yok. Beş sene önceki sistemde çok küçük birkaç rötuş yaparak demokratikleşiyoruz balonunu satmak istiyorlar. Altmış sene öncesine dönüyoruz. 1961 Anayasa’sını aynen geri getiriyoruz deselerdi, o da demokratik bir anayasa değildi ama getirdikleri taslaktan daha iyi bir iş yapmış olurlardı.
Demokratikleşme iddiasında iseniz yönetimi halka devretme konusunda adımlar atmalısınız. Bütün yetki ve kararı devletin ve ülkenin sahibi olduklarını sananlara vererek demokratikleşme olmaz.
- Onların çocukları 19 Kasım 2024 04:42
- Etki ajanlığı 12 Kasım 2024 04:59
- Senaryo belli oldu 05 Kasım 2024 04:52
- Açılım senaryoları 29 Ekim 2024 04:48
- Haklar pazarlık konusu olmaz 22 Ekim 2024 04:13
- Erdoğan'ın dediklerinin meali 15 Ekim 2024 04:37
- Bilinen yalanlar 08 Ekim 2024 04:41
- Barış mücadelesi 01 Ekim 2024 04:48
- Yirmi altı sabıka 29 Eylül 2024 04:34
- İnsancıl hukuk 24 Eylül 2024 04:45
- Narin cinayeti nedeniyle akla gelenler 17 Eylül 2024 04:49
- Omerta 10 Eylül 2024 04:51