28. Gençlik Buluşması ve Erdoğan’ın içe yönelik dili
Fotoğraf: TCCB
İktidar seçime giden yolda taşları döşemeye başladı; geçmişte kullanılan taktikler yine gündemde: Sık sık dillendirilen ‘sınır ötesi harekât’, Kürt meselesi üzerinden muhalefete yüklenme, İçişleri Bakanı’nın CHP’li belediyelerdeki ‘terörist’(!) sayılarını açıklaması, İYİ Parti Genel Başkanı’nın ‘milli saflar’a davet edilmesi, benzerlerini daha önce de gördüğümüz algı manevraları.
Bu süreçte, 27 Kasım 2022 günü AK Parti Konya İl Başkanlığı tarafından Konya Millet Bahçesi'nde ’28. Gençlik Buluşması’ düzenlendi. Toplantının kurgusu ve toplantıya katılan Erdoğan’ın sözleri, üzerinde düşünülmeyi ve tartışılmayı gerektiriyor.
Erdoğan’ın Konya'da katıldığı toplu açılış töreni ve diğer programları sonrasında gerçekleştirilen ‘gençlik buluşması’ tipik bir AK Parti faaliyetiydi. Etkinliklerin her aşaması havuz medyasında naklen yayınlandı. Oturma düzeninden çok sayıda bakan katılımına, söz sırasından katılımcılara verilen armağan montlara kadar her ayrıntı önceden planlanmıştı.
Gençlik buluşmasında Erdoğan’a yöneltilen teşekkürlerin, sorulan soruların önceden öğretildiği çok belliydi ve yetişkinler dünyasının öncelikleri üzerinden belirlenmişti. Algı yönetiminin zirve yaptığı bir dönemde, liderlerin katıldığı bu türden toplantıların içerik ve biçim itibariyle önceden tasarlanmış olması artık kimseyi şaşırtmıyor. Ancak, bir gençlik buluşmasının bu düzeyde kurgulanması ve partili gençlerin bu durumdan rahatsız olmayacaklarından bu kadar emin olunması üzerinde düşünülmeyi gerektiriyor. Yalnızca ‘lidere bağlılık’ ile açıklanması mümkün olmayan bu tercihin, iktidarın otoriter yaklaşımlarının sosyal zemini üzerine sağladığı bilgi değerlidir.
* * *
Erdoğan, başlangıçta yaptığı konuşmada iktidarı döneminde Konya’ya yapılan 80 milyarlık yatırıma, kurulmuş olan dört üniversiteye, hızlı trene vurgu yaptı.
“Gençliğin bunları bilmesi lazım. 20 yıl önceyi siz şimdi bilmiyorsunuz. 20 yıl önce böyle bir şey var mıydı? Yoktu. Ama şimdi bunlar olunca, gençlik 20 yıl önce ne vardı bunun farkında değil." sözleriyle, iktidar dönemini Türkiye’nin miladı olarak göstermeyi sürdüreceğini belli etmiş oldu.
“Para senin kasandan çıkmayacak. Nereden çıkacak? İş adamı, yatırımcı diyor ki 'ben parayı bulacağım, sen de bana şu işi ver.'” diyerek yatırımların finansmanında “kamu-özel işbirliği” modelinde ısrar edeceğini de vurguladı.
Benzeri her toplantıda olduğu gibi yatırımların fiziksel büyükleriyle de övünmeyi ihmal etmedi. Sıra sağlık konusuna geldiğinde ise eskiden parası olanların tedavi için ABD’ne gittiğini hatırlattıktan sonra "ama şimdi ambulans uçağımızı gönderiyoruz, Almanya'da nerdeyse ölüme mahkûm edilmiş hastamızı, Hollanda'da aynı şekilde, onları ambulans uçağımızla oradan alıp ülkemize getiriyoruz ve burada kendi hastanelerimizde tedavilerini yaptırabiliyoruz." cümlesiyle, Batıya yönelik çifte standardını koruyacağının sinyalini verdi. Bu cümlenin hemen ardından gençleri çantada keklik gördüğünü düşündüğü muhalefete yönelik sözleri, belki de genç seçmene yönelik duyarlılığının en yoğun olarak gözlendiği an oldu: "Onlara, gençlerimiz önümüzdeki haziranda gereken cevabı, hiç böyle olmadığını göstererek verecektir."
Toplantının dikkat çeken bir diğer boyutu, gençlere yönelik vaatlerde hamasi genellemeler yapılmaktan çok somut adımlardan söz edilmesiydi. Erdoğan’ın öğrenim kredilerinde artış, genç nüfusun yoğun olarak kullandığı teknolojik aletlerde vergi muafiyeti, ‘İlk Evim İlk İş Yerim Projesi'ne yeni etaplar eklemesi gibi detaylara uzunca zaman ayırması dikkate değerdir.
Bunların yanında akılda kalan bir tercih, toplantı boyunca Erdoğan’ın netameli konulara yalnızca ona sorulan sorular üzerinden girmiş olmasıdır. Yaptığı açılışta daha çok ‘eser’lerden bahsetmeyi tercih etmiş olan Erdoğan’ın iç ve dış siyasetin çatışmalı konularına çoğunlukla “sorulduğunda” değinmesi, uzunca bir süredir izlenmekte olan iletişim tekniğinde ısrar edildiğini göstermektedir.
Katılımcı bir genç kadının sorusuna başlarken söylediği; "18 yaşındayım, sizin kurduğunuz partiyle aynı yaştayım nerdeyse, doğduğumda siz vardınız, şu anda siz varsınız, ilerde de hep sizin olmanızı istiyorum. Çok heyecanlıyım o yüzden ağlıyorum." sözleri Erdoğan tarafından sadece "Ağlama yok." sözleriyle karşılandı. Seçimle göreve gelmiş bir liderin bu ifadeyi tevazu içeren, siyasetçinin geçiciliğini vurgulayan bir sözcüğe ihtiyaç duymadan yanıtlamakla yetinmesi, demokratik değerlere daha sıkı sahip çıkmamız bağlamında bizlere yapılmış bir uyarı olarak kabul edilmelidir.
- Başarısız devletin yıkılışı mı, yeni bir felaketin başlangıcı mı? 15 Aralık 2024 04:03
- Suriye’deki gelişmeler ve çözüm sürecinin akıbeti 08 Aralık 2024 05:14
- Baskıların haritası bize ne söylüyor? 01 Aralık 2024 04:56
- 150. Yazı - Üçüncü Mektup 24 Kasım 2024 03:01
- Biber gazını 40 yaşından sonra tadanların muhalefetini zenginleştirmek 17 Kasım 2024 04:25
- Demokrasi karşıtlığının kitlesel tabanı 10 Kasım 2024 05:26
- Ahmet Özer'in tutuklanması ve Kolombiya barış sürecinden dersler 03 Kasım 2024 04:32
- Fethullah Gülen'den sonra... 27 Ekim 2024 04:02
- ‘Çözüm’ü küçük çıkarlar için heder etmek 20 Ekim 2024 04:47
- ‘İç cephe’ çağrılarını 10 Ekim 2015’te yitirdiklerimizin fotoğraflarına bakarak düşünmek 13 Ekim 2024 04:47
- İsrail devleti terörü neleri örtüyor? 06 Ekim 2024 04:32
- Sağda birlik arayışları ve Kürtler 29 Eylül 2024 04:45