Balkon çiçekleri

GÜLSEK

Güneş çıksa da gülse gökyüzü. Yıkasak yüzümüzü. Yürüsek yol boyu. Kazsak toprağı yeniden. Gülsek. Gülünce yeryüzü.

UÇARCASINA

Gökyüzü görünmeyen beton renkli bir kentin dağdağısından uzakta bir dağ eteğinde yeşillikler mavilikler içinde olmalı. Orada yangınsız ısıtıp ışıtan bir ateşin aydınlığı yalıyorken yüzünü. Fırtınasız ılgıt ılgıt esen bir rüzgârda. Orada. Uçarcasına.

FOTOĞRAF ÖYKÜ

Her fotoğraf ayrı bir öykü anlatır. Her öykü de ayrı bir fotoğraf çeker. Manzara fotoğrafından yüzlerce değişik portreye kadar. Fotoromanın sınırlı karelerine karşı fotoğraf öykü, öykü fotoğrafın sınırsızlığıyla.

BİR KIVILCIM

Ateş sönse de külü kalır. Eşelendikçe kıvılcımlanır. Bir kıvılcım sıçrar, yeniden yakar ateşi.

FOTOĞRAFIN GÖSTERDİĞİ

Fotoğrafın sınırları geniştir. Öyküsü, içinde bulunduğu çerçeveden taşar. Sürüp giden yaşamı gösterir. Göstergesidir bize kalan.

KUŞ UÇUŞU

Nereye uçar kuşlar koca kentte. Ağaçlara yer kalmadı. Konacak yerleri yok olanlardan başka. Kaldırım üstleri geçilmezken kargalardan.

BALKON ÇİÇEKLERİ

Çiçekleri kuruyor balkonların. Bir bir. İntihar süsü verilirken çiçekleri sulamak için balkona çıkanlara.

YEŞERME

Usul bir yağmurda suya düştüğünde bir yaprak. Suya doyar toprak. Yeşertmek için. Güneş açtığında buğdayı.

IHLAMUR KOKUSU

Toprak kokusunu bastıran ıhlamur kokusu geliyor. Yağmurlar dinmeden. Bahar gelmeden yayılıyor. Güneşi açtırmak için…