Almanya futbolu kendini sorguluyor
Fotoğraf: AA
Almanya, 1954 Dünya Kupası’na giderken ulusal bir ligi ve profesyonel futbolcuları yoktu. 2.Dünya Savaşı’ndan utanç içinde çıkmıştı, yenilmişti. Daha da kötüsü korkunç bir Nazi mirasıyla yüzleşmek zorundaydı. Yine de Almanya olmanın tarih boyunca getirdiği avantajlarını koruyordu. Avrupa’nın merkezinde kocaman bir ülkeydi ve Nazilerin verdiği hasara rağmen komşularından öğrenmeyi, onlardan etkilenmeyi sürdürüyordu. Güneyden İtalya ve Avusturya, doğudan Macaristan, kuzeyden İngiltere futbolunun etkileri 20. Yüzyılın başından beri Almanya futbolunu şekillendirmişti. Bu uluslararası entelektüel alışveriş, işçi sınıfının “çalışkanlığı” ve “azmi”yle birleşebileceği en uygun an olarak 1954 finalini bulmuştu. O takımın teknik direktörü Sepp Herberger başarının 3 formülünü yetenek, takım ruhu ve şans olarak açıklıyordu. 1954 finalinde “şans”, Macaristan’ın altın futbolcularının Almanya’yı hafife alması ve maçın, zemini balçığa çeviren korkunç bir yağış altında oynanmasıydı. Herberger’in 3 faktörü bir araya geldi ve Almanya ilk Dünya Kupası şampiyonluğunu kazandı. 1974’te 2. kez şampiyon olan takımın kaptanı Franz Beckenbauer’in “Savaş sonrası dönemin sefaleti içinde büyüyen herkes için Bern inanılmaz bir ilham kaynağıydı. Tüm ülke yeniden özgüvenini kazanmıştı” sözleri herhalde “Bern Mucizesi”nin ne anlama geldiğini anlatmak için yeterli.
1954 sonrası Almanya, dünya futbolunda hep önemli bir yerde oldu. 7 final daha oynadılar, 3’ünü kazandılar, 3 kez 3., 1 kez 4. oldular. 1994 ve 1998’de 2 kez çeyrek finalde elenmeleri, 1996’da kazanılan Avrupa Kupası’na, 2002’deki Dünya Kupası finali başarısına rağmen ciddi bir iç sorgulamaya neden oldu. Nihayetinde Fransa, Belçika gibi ülkelerin altyapı dönüşümünden de feyz alınarak yeni bir model geliştirildi. Alman futbolu daha üretken, daha eğlenceli, daha yetenekli hale geldi. Bundesliga da Bayern Münih’in yarattığı muazzam güç farkına rağmen keyif veren bir lig oldu. Alman teknik direktörler, tüm dünyayı etkileyen temel taktik konseptleri geliştirdiler ve önemli başarılar elde ettiler. Tüm bunları üst üste koyduğumuzda 2014 Dünya Kupası şampiyonluğu sonrası yaşanan turnuva başarısızlıklarını anlamlandırmak daha önemli hale geliyor. Sorun sadece “xG üretme şampiyonu” Almanya’nın topu bir türlü çizgiden geçirememesi mi, “Gijon utancı”nın karması mı, İspanya’nın güya “bilerek” Japonya’ya yenilmesi mi?
Tabii ki değil. Top bir türlü çizgiden geçmediyse bunun bir nedeni var: Almanya son dönemde çok sayıda yetenekli hücumcu yetiştirdi ama santrfor yetiştiremedi. Almanya’ya gol atmak için kalesine birkaç kez gelmek yeterliyse bunun bir nedeni var: Almanya’nın takım savunması yeterli seviyede değil. Almanya’nın 60 yıl boyunca en iyi becerdiği iş “turnuva takımı” olmaktı. “Turnuva takımı” olmak taktiksel pragmatizm gerektirir. Hansi Flick’in futbolu hücumla savunma arasındaki dengeyi sadece güçlü İspanya karşısında bulabildi, bunun dışında hep hurra hücuma giderken geride dengesiz yakalandılar. Japonya maçında rakibin taktiksel hamlelerine karşılık verilemedi. İspanya karşısında 1-1 yeterli görüldü. Kosta Rika karşısında turu getirecek sonuç olan 7, 8 gollü galibiyetin hayali kurulmadı. Herberger’in başarı formülüne dönersek “yetenek” var ama dağılımı dengeli değil, “takım ruhu” yok, “şans”? Eh, -1954 finali gibi istisnalar ayrı bir konu- onu da bence büyük oranda kendiniz yaratırsınız zaten. Japonya nasıl “momentum ustası” bir görüntü ortaya koyarak “şanslı” gibi göründüyse, Almanya da tam tersiydi. Şimdi evlerinde düzenlenecek 2024 Avrupa Kupası’na giderken hataları, eksikleri tespit edip doğru reçeteyi uygulama vakti. Karizmaları epey çizilmiş olabilir ama sanılanın aksine tablo o kadar da karanlık değil. Uzun vadeli başarı için tüm şartlar yerinde.
Not: Bu turnuvada Almanya adına -Jamal Musiala dışındaki- en güzel şey Katar ve FIFA protestosuydu. Kulak asılmaması gereken eleştirilerin başında oyuncuların siyasi protesto hakkını sorgulamak geliyor.
- 100 yıl arayla Paris’te iki olimpik dönüm noktası 26 Temmuz 2024 05:27
- Papara baskını ve marka değeri 19 Mart 2024 04:10
- Bozacılar ve şıracılar 12 Mart 2024 04:46
- Beşiktaş'a cüret gerek 05 Mart 2024 04:42
- "Dünümüzü getirin, yarınımızı verelim" 27 Şubat 2024 04:15
- Geriden oyun kurmayı, yarım alanlara sızmayı atla, göğe bakalım 20 Şubat 2024 04:50
- "En eski spor arkadaşları"nın 2024 model çekişmesi 13 Şubat 2024 04:21
- Gerçeğin yumruğu: İşte Türk futbolu bu! 13 Aralık 2023 04:56
- Çalınmış ülke, bölünmüş spor: Filistin 23 Ekim 2023 04:36
- City Football Group-Başakşehir flörtü 09 Ekim 2023 04:00
- Süper Lig, süper sömürü 02 Ekim 2023 04:30
- 'Voleybol Ülkesi' miyiz? 25 Eylül 2023 04:25