Asgari ücrette yine aynı kirli orta oyunu sahnede!

Fotoğraf: Evrensel
Asgari Ücret Tespit Komisyonu (AÜTK) daha toplanmadan, onlarca yıldan beri oynanan oyunun yeniden sahneye konacağı açıkça ortaya çıktı.
Yıllardan sonra bu oyun şöyle sahneleniyor:
Sahne 1: Her yıl, Kasım ayı başından başlayarak patronlar, iktidar sözcüleri, emekçilerle az çok ilişkili çevreler, mücadeleci sendikacılar… asgari ücretin ne olacağı ya da ne olması gerektiğini tartışırken, AÜTK’nın işçiler adına olduğu iddia edilen 5 üyesini belirleyen Türk-İş’in genel başkanı ya da ya da sözcüleri asgari ücretle ilgili ağızlarını açamazlar.
Sahne 2: Aralık ayının başında bir araya gelen Çalışma Bakanı, TİSK’in ve Türk-İş’in başkanları ya da sözcüleri “toplantıların stratejisini” belirler. İktidarın sözcüsü “İşçilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz”, TİSK temsilcisi, “İşçilerimizi memnun ederken istihdamın devamını sağlayacak bir asgari ücret belirleyeceğiz” der. Türk -İş’in temsilcisi ise, “Eğer işçilerin çoğunluğunu memnun edecek bir asgari ücret belirlenmezse biz o masada olmayız…” gibi açıklamalar yapar!
Sahne 3: AÜTK kapılı kapılar arkasında birkaç toplantı yapar. Tarafların hangi rakamları telaffuz ettikleri kamuoyuna sızdırılır, nabız yoklanır duyurulur. Arkasından taraflar arasında sert tartışmalar yapılıyor havası verirler.
Sahne 4: Aralık ayının üçüncü ya da dördüncü haftasında yapılan son toplantıda “patronların gönlünden kopan”a, iktidar temsilcisinin destek verdiği, Türk-İş temsilcilerinin de işçi kamuoyunda oluşturulan havaya göre onay verdiği ya da “muhalefet şerhi” koyduğu bir rakam belirtilerek varılan uzlaşı Cumhurbaşkanına havale edilir!
Ve final: Cumhurbaşkanının ortada oturduğu sağına soluna Çalışma Bakanı ile Türk-İş ve patron temsilcilerinin oturtulduğu “masa”da Cumhurbaşkanı komisyonunun verdiği rakama birkaç yüz TL’lik “bahşiş” de ekleyerek asgari ücreti açıklar!
Kirli oyunun perdesi kapanır.
Tabi bir dahaki yıl tekrarlanmak üzere!
TÜRK-İŞ ‘AÇLIK SINIRI’NDA BİR ASGARİ ÜCRETE RAZI
Bu oyunda Türk-İş Başkanı Ergün Atalay bu yıl biraz değişiklik yaptı. Asgari ücretin “erkenden konuşulması”nın marketleri zam yapmaya teşvik ettiğini iddia etti. Böylece Atalay, iktidarın zamlardan kendi ekonomik politikalarını değil marketleri sorumlu tutan propagandasına asgari ücretin erken konuşulması ve yüksek rakamlar ifade edilmesini de ekledi! Atalay bu açıklamasıyla patronların ve iktidar sözcülerinin “Asgari ücret yüksek olursa enflasyon daha da azar. Onun için asgari ücret işvereni zorlamamalı” iddialarına rahmet okuttu!
“AÜTK toplanır ben de orada ne istediğimi söylerim” diyen Atalay, gelişen tepkiler karşısında AÜTK toplanmadan ama bakan ve patron temsilcileriyle konuşmasından sonra “Asgari ücretin 7 bin 785 TL’nin altında olması durumunda o masada olmayız” diyerek, racon keser bir üslupla konuştu. Ama Atalay’ın “olmazsa olmaz” dediği 7 bin 785 TL Türk-İş tarafından hesaplanan “açlık sınırı”ydı! Atalay’a tepkiler daha yükseldi.
Tepkiler gelince Atalay bir çark daha yaptı; “Açlık sınırını sanki asgari ücret olarak kabul etmişiz gibi bir algı oluşturulmaya çalışıldı. Ben pazarlık masasında bana sorulduğunda, açlık sınırı ortada ben bunun üzerini konuşacağım demek istedim” diyerek açıklamalarını anlaşılmaz hale getirerek daha masaya oturmadan düşülen skandal tutumun üstüne tüy dikti!
Çünkü Atalay lafı ne kadar dolandırırsa dolandırsın “açlık sınırı”nın altında bir asgari ücrete imza atmayız diyerek “Açlık sınırında bir asgari ücrete razıyız” demiş olmaktadır.
YOKSULLUK SINIRININ ÜSTÜNDE BİR ASGARİ ÜCRET TALEBİ YAYGINLAŞIYOR
Bugüne kadar patronlar bile açlık sınırında bir asgari ücretten söz etmediler. Patron ve iktidar çevrelerinden sızanlara göre asgari ücretin “enflasyon farkı+refah payı” üstünden 8 bin 250-9 bin TL aralığında olacağı tahminleri yapılıyor. DİSK ise hiç olmazsa iki çalışanın olduğu bir işçi evine girecek iki asgari ücretin, 26 bin TL’ye dayanan “yoksulluk sınırı”nın üstüne çıkması için en az 13 bin TL olması gerektiğini savunuyor.
Öte yandan Emek Partisi, ileri işçiler ve mücadeleci sendikacılar arasında asgari ücretin yoksulluk sınırının üstüne çıkarılması talebi giderek daha çok öne çıkarılmaktadır.
Gazetemize gelen işçi mektupları ve işçiler arasından yapılan haberlerde ticaret ve sanayi firmalar, bankalar karlarının 4-5 kat arttığını açıklarken, ekonomide işlerin yolunda olduğunu söyleyen patronlar ve iktidar sözcülerinin asgari ücretin 4-5 katı olan yoksulluk sınırının üstüne çıkarılmasına gelince bunu “akıl almaz”, “aşırı abartılı”, “asla kabul edilemez” bir talep olarak görmeleri de kabul edilir olmamaktadır. Hele de Türk-İş’in başkanı ve onun gibi düşünen sendikacıların bu talep karşısındaki tutumları ise en hafif deyimiyle aşırı bir sarmayeperestlik (sermayeseverlik)tir!
İŞÇİNİN SAHNEDE OLDUĞU BİR ASGARİ ÜCRET MÜCADELESİ
Öte yandan işçi ve emekçiler, yapılan ücret zamlarının enflasyonla birkaç ay içinde fazlasıyla geri alındığını yaşayarak da öğrendikleri için sadece “asgari ücret şu kadar olsun” diyerek insanca yaşanacak bir asgari ücretin elde edilemeyeceğini görüyorlar. Bu yüzden de asgari ücretin 4 kişilik bir işçi ailesinin zorunlu gıda, kira, giyim kuşam, sağlık, eğitim, ulaşım… gibi zorunlu ihtiyaçlarının karşılığı olan “yoksulluk sınırı”nın üstüne çıkarılması talebini öne sürerken ayın zamanda;
- - Kamunun ürettiği mallara yapılan zamların geri alınmasını,
- - İşçilerin vergi dilimlerinin yüzde 10’luk dilimde sabitlenmesi ve patronlardan servet vergisi alınmasını,
- - Günde 7 saat, haftada 35 saat ve 5 gün çalışma, haftada iki gün yılda 30 gün ücretli izin hakkı,
- - Sendikal örgütlenmenin öndeki engellerini kaldırılması gibi acil taleplerin etrafında bir mücadeleyi savunuyorlar.
Yaşanalar, işçilerin her başlıca önemli talebinde olduğu gibi, asgari ücret mücadelesinde işçilerin doğrudan kendi güçleriyle mücadeleye atılmadan asgari ücret tespitinin de kirli bir orta oyunu olmayı aşamaz.
Eğer işçiler kendi kaderlerine el koyup asgari ücretin tespitinde taraf oldukları bir mücadeleye girmezlerse patronlar ve iktidarları bu kirli oyunu daha yıllarca oynamaktan asla usanmayacaklardır.
Evrensel'i Takip Et