7 Aralık 2022

Hekimlik ruhu ve toplumu ayrıştırma çabaları

Fotoğraf: Burcu Yıldırım/Evrensel

Hekimlerin  ‘etnik köken, politik düşünce, toplumsal konum, cinsel yönelim, inanç vb.’ nedenler ile fişlendiği, güvenlik soruşturmalarına tabi tutulduğu, bu gerekçelerle kimi zaman, zorunlu hizmet dahil kamu hizmetlerinden men edildiği bir ahvalde sağlıklı bir toplum mümkün mü?

“Görevimle hastam arasına; yaş, hastalık ya da engellilik, inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce, ırk, cinsel yönelim, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin girmesine izin vermeyeceğime ant içerim”  der Dünya Tabipler Birliği (DTB) Hekimlik Andı. Hekimler der, demesine ama pek de rahat bırakılmazlar baskıcı, demokrasinin henüz içselleştirilemediği rejimlerce. Bin yıllardan süzülen hekimle hasta, hekimle hekim, hekimle toplum ilişkilerini tanımlayan bir sözleşinin hayat bulmasını içlerine sindiremezler.

Soru şu: Bir sözleşi tek taraflı sürdürülebilir mi?

Hekimlerin ‘etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce’ vb. nedeni ile kamudan men edilmekle kalınmayıp özel sektörde de çalışmalarının uzunca bir süre sınırlandırıldığı bir yedi yıl yaşadık. Barış imzacısı hekimler, zorunlu hizmeti olmasına karşın güvenlik soruşturmasında babasının politik aidiyeti ya da gitmiş olduğu bir konser vb. nedeni ile bir yılı aşkın atanmayıp özelde de çalışması engellenen yeni mezun hekimler,  tıpta uzmanlık sınavını (TUS) kazandığı halde eğitim hakkı elinden alınmış pırıl pırıl genç hekimler…

Hekimlik andı bin yıllar öncesine dayanır.  Yaygın hali ile Hipokrat Andı olarak bilinir. Doğası gereği zaman içinde güncellenmiştir. İlk kez Dünya Tabipler Birliğinin, eylül 1948’de 2. Genel Kurulunda kabul edilmiş, son olarak ekim 2017’de Chicago’da düzenlenen 68. Genel Kurul toplantısında, Türk Tabipleri Birliğinin (TTB) de katkılarıyla yapılan değişiklikler ile yeni halini almıştı.

Geçtiğimiz yıllarda kimi rektörlüklerin tıp fakültesi diploma törenlerinde hekimlik andının içeriğini yer yer sansür etmeye çalıştıklarına tanıklık ettik. Ama genç hekim adayları genelde buna izin vermediler.

Hekimlik andına bağlı kalmak, giderek daha fazla bedel ödemeyi göze almayı gerektireceğe benziyor.  Türk Tabipleri Birliği yasasını değiştirme girişimleri, TTB Merkez Konsey Başkanı Sevgili Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanması bunun önemli göstergeleri. 23 Aralık 2022’de Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi  24. Ağır Ceza Mahkemesinde saat 09.30’da görülecek ilk duruşma yüksek katılımlı olacağa benziyor.

Dayanışma ile, sağlıcakla kalın.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et