06 Aralık 2022 04:10

Kendi kutsalına bomba koyan

Belge Yayınları logosu

Belge Yayınları logosu

Paylaş

Belge TÜYAP Kitap Fuarına açılışından bu yana katılan bir yayınevi. Katılamadığı tek yıl 1984. Editötü Ayşe Nur Zarakolu’nun hapiste olması nedeniyle bu mümkün olmamıştı.

TÜYAP 30 yıl vesilesiyle bir kitap yayınladığında, Belge’nin bir yılı eksik olduğu halde, bu meşru mazeret kabul edilip anı kitapta ona da yer verilmişti.

Belge açısından başka bir anlamı daha var bu yılki fuarın. Çünkü fuar bu yıl, Belge Yayınlarının 4 Aralık 1994’de bombalanmasının da 28. yıl dönümüne denk geldi.

Belge’nin yanındaki boş ofisi kiralayıp, gözümüzün içine baka baka bombayı yerleştirmişti Teşkilat-ı Mahsusa.

Geçtiğimiz 6 Eylül günü ise Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün evine bomba konulmasının 65. yıl dönümü idi.

Bunun sonucu ise 6-7 Eylül pogromu olmuş, İstanbul’un en tarihi mekanları Beyoğlu, Fener yakılıp yıkılmıştı. Bulgar Kilisesini yakmak mümkün olmamıştı. Çünkü demirden yapılmıştı!

Teşkilat-ı Mahsusa kökenli devlet başkanı Bayar’ın tepkisi ise, “ölçüyü kaçırdık” olmuştu.

O dönemin siyasi sorumluları Yassıada’da bu dava dosyasından dolayı da yargılandılar.

Ama bombayı koyan zat yargılanmadı mesela. Tersine kamu görevine devam edip Nevşehir valisi bile oldu. Daha sonra genel müdürlerden biri oldu içişleri bakanlığında.

İnsan Hakları Derneğinin Nevşehir’de düzenlediği benim de konuşmacı olduğum bir panele izin vermemişti.

Kendi kurucusunun, kutsadıkları kişinin, Selanik’te doğduğu eve bomba koyabilecek bir kafa yapısından bahsediyoruz. Koyan değil koyduranın kafa yapısı!

Atatürk 1938’de öldü, bütün millet ağladı. Ama metal bir tabutun içinde bir müzede 15 yıl bekledi gömülmek için. Gömülebilmesi için 1950’de iktidarın değişmesi gerekiyordu. Gerekçe Anıtkabir’in bitmek bilmeyen inşası. Ama ne kutsama!

Başarısız bir operasyondu Selanik operasyonu. Çünkü ellerinde patladı. Rezil oldular. Yunan vatandaşı sanık yakalanıp yargılandığında ve mahkum olduğunda. Ama ne yaptılar. Adama vatandaşlık verip, resmi göreve aldılar. Ajanlıktan bürokratlığa terfi etti.

Belge Yayınevinin avukatı Kemal Keleşoğlu devlete karşı İdare Mahkemesinde dava açıp kazandı ve Belge’ye tazminat ödendi. Çünkü Mesut Yılmaz hükümeti sırasında Susurluk Olayı’na ilişkin hazırlanan resmi raporda, devletin gazete, dergi ve yayınevlerinin bombalanmasındaki sorumluluğu kabul edilmişti. 

Tan gazetesinin yakılıp yıkılmasının ise 77. yıl dönümü bu arada.

O da 4 Aralık’ta.

Yapanlar değil de saldırıya uğrayanlar yargılandı! Ha bu arada bütün bunlar olurken İstanbul’da sıkıyönetim vardı. Ama ne sıkıyönetim!

10 Aralık’a az kaldı: Dünya İnsan Hakları Günü. Özgür Gündem gazetesi çalışanları düzenlenen bir operasyonla 10 Aralık 1992’de toplu olarak gözaltına alındı.

Verilen mesaj şuydu: Kim takar insan haklarını!

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa