11 Aralık 2022 01:40

Modern tarım uygulamaları ve yabani otların evrimi

Amaranthus tuberculatus çiçeği

Fotoğraf: Lottery Discountz/Wikimedia Commons CC BY1.0

Paylaş

Yunan mitolojisinde  Kral Abas’ın oğlu Amarynthus, Eğriboz (Euboea) Adası’nın avcılarından biridir. Tanrıça Artemis, Amarynthus’u sever ve ava birlikte çıkarlar. Amarynthus avın getirdiklerinin denizin getirdiklerinden daha üstün olduğunu söyleyerek Poseidon’a hakaret eder. Bu duruma sinirlenen Poseidon dev bir dalga yaratarak, Amarynthus’u denize doğru çekerek boğulmasına neden olur. Artemis, Amarynthus’u ilahi bir çiçek olarak kabul edilen amaranth çiçeğine dönüştürür. İkinci bir söylenceye göre, amaranth tanrılar tarafından gizlenen bir çiçektir ve tıpkı diğer ölümsüzlük söylencelerindeki gibi bu çiçeği bulan kişinin ölümsüzlüğe ulaşacağı rivayet edilir. Bazı yerlerde amaranth, bazı yerlerde amaranthine ismiyle de karşımıza çıkan bu çiçek sonsuzluğun sembolü olarak da kullanılmaktadır. Ezop’un fabllarından Milton’un Paradise Lost (Kaybolan Cennet) eserinde, amarantha rastlamak mümkün.

Binlerce yıldır ölümsüzlüğü ve güzelliği ile mitolojik ve edebi eserlere konu olmuş amaranth türlerinden Amaranthus tuberculatus bugünkü yazımızın konusu.  Amaranthus cinsi içinde onlarca farklı türü barındırmakta. Bu türlerden Amaranthus tuberculatus Kuzey Amerika’ya özgü bir yabani ot türü. 1980’lerin ortalarına kadar bu yabani otla ilgili fazlaca çalışma ve rapor bulunmazken, son kırk yılda bu yabani ot türünün tarım arazilerine yayılımı ve tarım verimlerini düşürmesi nedeniyle, bilimsel çalışmaların hızlıca odağı oldu.

Geçtiğimiz hafta Science dergisinde, ondan önce de BiorXhiv’de yayımlanan yeni bir araştırma Amaranthus tuberculatus türünün daha kurak alanlara yayılımının arkasında yoğun uygulanan modern çiftçilik pratiklerinin olabileceğini gösterdi.* Çalışma için modern çiftliklerden ve bunlara komşu sulak bölgelerden 187 Amaranthus örneği toplandı. Ayrıca Kuzey Amerika’da yer alan müzelerin herbaryumlarından tarihi 1820 yılına kadar giden Amaranthus tuberculatus örnekleri de toplanarak, tüm genom dizilemesi kullanılarak karşılaştırmalı genetik analizler yapıldı. Bilindiği gibi 19. yüzyılın başından günümüze kadar Kuzey Amerika’da doğal habitatların tarım arazilerine dönüşümünde devasa bir artış gerçekleşmişti. Yoğun tarım uygulamaları, toprakta, suda ve besin eklenmesi ve kimyasal ilaçların (pestisit, herbisit) kullanımı ile yoğun  çevresel değişikliklere neden olmaktadır. Çalışma endüstriyel üretimdeki artışla birlikte modern çiftçilik pratiklerinin son 60 yılda daha da yoğunlaşması ile paralel bir şekilde Amaranthus tuberculatus’un daha saldırgan bir yabani ot türü haline geldiğini gösterdi. Çalışmaya göre güneybatıya özgü bir türün doğuya doğru yayılımı, tür içine yeni bir genetik çeşitliliği taşıyarak, bu yabani ot türünün daha kurak tarım arazilerine uyumunu sağlamıştır. Bu uyumu sağlayan genetik arka planın ise hızlı büyüme, kuraklık dayanımı ve herbisit direnci ile ilgili genler olduğu ortaya çıkarılmıştır.  

Çalışma hem doğal habitatlardaki türlerin korunması noktasında tarım alanlarıyla ve tarım pratikleriyle ilişkilerini göstermek bakımından, hem tarım zararlısı yabani türlerin evrimini anlamak bakımından, hem de adını mitolojideki ölümsüzlük çiçeğinden alan bitki türünün “ölümsüzleşmesinin” kapitalizmin yoğun tarımsal uygulamalarıyla ilişkisine işaret etmesi bakımından oldukça önemli.

* University of British Columbia. "How intensive agriculture turned a wild plant into a pervasive weed." ScienceDaily. ScienceDaily, 8 December 2022.  www.sciencedaily.com/releases/2022/12/221208174242.htm>.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa