11 Aralık 2022

Bir Uyumsuzun Hatıra Defteri

Geçtiğimiz günlerde “Bir Uyumsuzun Hatıra Defteri” adıyla yayımladığım otobiyografi/anı kitabım üzerine “Artık anı yazacak yaşa geldik” demişti aynı günlerde “Bir Şiirdi Geçen Yıllar” adını verdiği anı kitabı yayımlanan şair, yazar, yayıncı arkadaşım Metin Celal.

“Bir Uyumsuzun Hatıra Defteri”nde geride bıraktığım anılar eşliğinde hayatımın izini sürmeye çalıştım. Doğduğum andan bugüne bir şeyler yapabildiysem, yaşadığım hayata, insanlığa ve insanlara bir katkım olabildiyse bunu öncelikle doğduğum andan bugüne üzerimde emeği olan insanlara, kıymetli yaşanmışlıklara ve hep desteklerini gördüğüm gerçek dostlarıma borçluyum.

ANIMSAMALAR

Bedri Rahmi Eyüboğlu, İstanbul Destanı’nda, “İstanbul deyince aklıma martı gelir / Yarısı gümüş, yarısı köpük / Yarısı balık yarısı kuş / İstanbul deyince aklıma bir masal gelir / Bir varmış, bir yokmuş” demişti. Anlatılanlar, anımsadıklarım sanki bir masaldı; dün vardı, bugün yok. Deniz yoktu ki yakınlarda, martı olsun; eski İstanbul yoktu ki balık olsun. Yine de İstanbul deyince aklıma Kartal’da ve sonrasında yaşadığım birçok kentte, kasabada, semtte biriktirdiğim anılar geliyor. Yazarken anımsadım, hüzünlendim; anımsadım, mutlu oldum, gülümsedim. Birçok kez yazıldı, söylendi; anımsamak acı veriyor. Anımsadıkça o acıyı yaşadım.

Ölü sevici bir toplumda yitip giden değerlere ağıt yakmak, içi boş arabesk bir ‘nostalji edebiyatı’ tutturmak, geçmişi kutsamak ya da inkar etmek yerine geçmiş bilinciyle, bugünün dünyasına geçmişin olumlu değerlerini aktarmalıyız diye düşünenlerdenim. Geçmiş bilincinden yoksun, modaya ve ranta dönüştürülmüş bir nostalji edebiyatının ucuz popülist, oportünist dilini kullanan akbabalar kadar, başka ne zarar verebilir ki yaşanmış ve yaşanacak hayatlara. Hayat rastlantısal zorunluluklarla akıyor. Her rastlantı bizi, başka bir yere taşıyor, evrilmemizi sağlıyor, hayat da dönüşüyor, biz de.

“Ben basamağıyım yeni keşiflere açılan kapıların, kapalı odalardan geçilen yeni hayatların ilk adımıyım; alınmam” diyorum, alınmıyorum. İrkilerek ve ders çıkararak yaşam boyu aktarılacaktır yeni keşiflerde yeni insanlara bu yaşam dersi.

“Bir seviyi anlamak / Bir yaşam harcamaktır, / Harcayacaksın” demişti Özdemir Asaf. Bir kenti, mahalleyi, sokağı anlamak, tanımak için de çoğu kez bir yaşam harcamak gerekir, bir insanı anlama çabasında olduğu gibi. İnsanı ya da kenti anlamak için ömür harcamayanlar, hayatın içinde, medyanın her türünde insanları, yaşanmışlıkları harcayabiliyorlar. En yakınlarımıza kadar bulaşan bu harcama kültüründe tıpkı akbabalar gibi beslenmekten ötesi boş. Çıkarın, çıkarcılığın tek bir türü, tek bir yolu yok ne de olsa. Anımsamalarım, sayıklamaya dönüştü kimi zaman.

SAYIKLAMALAR

Televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında, insan öğüten türlü programlara, haberlere rastladığımda kanım donuyor. Belgeler yapay, ömürler sel olmuş akıyor ‘çok satan, çok izlenen’ medyada. Sanki o erdemli yaşanmışlıklar tamamen çekilmiş hayattan da bu dünyadan da. Sanki başarılı operasyonlarda plastik kalplerle, plastik beyinlerle dolaşan canlıların yaşadığı bir bilim kurgu dünyasındayız. Türlü başarı öyküleri, artık ötekini yok etme üzerine kurulu. ’90’larda yazmıştım; yineleyeyim: “Belki de cumhuriyet tarihinin en fazla ve en hızlı insan kirlenmesinin yaşandığı bir dönemden geçtik, geçiyoruz. Yeni bir kültür, yeni bir insan tipi oluşturulmaya çalışıldı. Kıskanç, hırslı, bencil, faydacı olan bu yeni insan tipi en yakın dostlarına bile bürokrat ve hoyrat davranmayı erdem sayıyordu.”

Bu değişimi sağlamak için sistemin yerli ve uluslararası efendileri yıllar süren bir toplum mühendisliği yapmışlar, 12 Mart gibi, 12 Eylül gibi acımasız darbeler gerçekleştirerek yeni bir kültür, yeni ahlak ve yeni insan tipi yaratmayı başarmışlardı.

Eski bir yazımda, bir kitabımın girişinde şöyle yazmıştım: “Herkesin ‘On beş dakika şöhret olmak’ için kılıktan kılığa girdiği yıllarda, hiçbir bedel ödemeden şöhret olmak isteyenlere, medya zoruyla hikaye yaratılmaya çalışıldığı günler yaşadık, yaşıyoruz. Günün modasına uygun, acı soslu bir hikaye oluşturdunuz mu işlem tamamdır. Reytinginiz yüksek, kazancınız bol olur. Nasılsa her şey paraya ve şöhrete endekslenmiştir bir kez. Acılarımızı da anılarımızı da bu uğurda harcayabilir, gösteri dünyasına malzeme olarak sunabilirdik. Hayatların anlatıldığı, reyting avcısı programlarda bile ne yazık ki böyle yaşanıyor bu.”

“Bana bir varmış de,

Bir varmış, bir yokmuş deme!

İçime dokunuyor.”

Can Yücel

Ben bir masal sayıkladım “Bir Uyumsuzun Hatıra Defteri”nde, bildik fakat anlayamadığım bir masal; bir varmış bir yokmuş. Bunları kendi yaşanmışlıklarım için anımsadım, sayıkladım. Anımsadıklarım da sayıkladıklarım da sanki bir masaldı; dün vardı, bugün yok. Anımsadım, yineleyeyim: Dev gibi düşleri olan gençleri seviyor, açtıkları yoldan yürüyor, dev gibi düşler ve düşlediğimiz başka bir dünya için kök salacak çınarlar büyütüyorduk içimizde.

Henüz yarattığımız aşklar dağlar, asırlık çınarlar gibi devrilmiyordu üzerimize. En yakınımızdan ihanetler görmemiştik; düşlerimizin, umutlarımızın üzerinden tank paletleri geçmemişti. Yükselen değerlerimiz, erdemlerimiz farklıydı. Eylülist çözülmelerden habersizdik. Düşündüğümüz ve söylediklerimiz gibi yaşıyor, kabul görmek için piyasa maymunluğuna soyunup gördüğümüz her objektifin, mikrofonun önüne atlamıyorduk. Sahici düşlerimiz vardı.

“Ben de yaşadım” dediğimde aklıma biriktirdiğim anılar geliyor. Anımsadım, hüzünlendim; anımsadım, mutlu oldum, gülümsedim. Anımsamak acı veriyordu, o acıyı yaşadım. Yaşadığım da yazdıklarım da anılar eşliğinde dünden bugüne düşsel bir yolculuktu. Yolculuğum sürüyor; bu dünyadan öte, bu hayattan içre…

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Ülkede 10 milyon kişi 25 bin liranın altında, açlık sınırı civarında bir ücretle çalışıyor.

65 yaş üstü nüfusun yüzde 13’ü geçinebilmek için, inşaat gibi ağır işler de dahil, çalışıyor.

Aile Bakanlığı verilerine göre 3 milyon 690 bin aile sosyal yardımla geçiniyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
MEB’in tarikatlardan sonra Ülkü Ocaklarıyla protokol imzalamasının ardından Ülkü Ocaklarının okullarda düzenlediği etkinliklerin propaganda ve eleman kazanmaya dönüştüğü iddiaları gündeme geldi

Evrensel'i Takip Et