15 Aralık 2022 04:17

Messi başarabilecek mi?

Yumruğunu kaldırmış Messi

Fotoğraf: Erçin Ertürk/AA

Paylaş

Dünya Kupası’nın ilk finalisti Arjantin oldu. Bu yazı yazılırken, Fransa ile Fas arasındaki diğer yarı final maçı henüz oynanmamıştı...

Şimdiye kadar kupayı 1978’de ve 1986’da olmak üzere iki kez kazanan, 1990 ve 2014’te ise Almanya ile karşı karşıya geldiği iki finali kaybeden Arjantin, bakalım kupa ile üçüncü kez kucaklaşabilecek mi?

Katar’a 36 maçlık yenilmezlik serisi ile gelen ve güçlü kadrosuyla turnuvanın favorileri arasında gösterilen Arjantin, ilk maçında Suudi Arabistan’a 2-1 yenilince hayal kırıklığı yaratmış ve kafalarda soru işaretleri oluşturmuştu. Skor bir yana, sergilediği etkisiz futbolla da umut vermekten uzak bir görüntü çizmişti.

Sonraki iki grup maçında ise, ilk maçtaki yenilgiden gereken dersleri aldığını gösteren bir oyun ortaya koyarak Meksika ve Polonya’yı 2-0’la geçen Güney Amerika temsilcisi, grubu 6 puanla lider bitirmeyi başardı.

16 turunda Avustralya’yı 2-1’lik skorla saf dışı bırakan Arjantin, çeyrek finalde ise Hollanda’yı, normal ve uzatma süresi 2-2 biten maçta penaltı atışları sonucunda eleyerek adını yarı finale yazdırmıştı.

Hırvatistan ise yarı finale gelene kadar, sonucunu penaltı atışlarının belirlediği maçlar dışında sadece bir kez galip geldi. O da gruptaki ikinci maçında Kanada’ya karşı 4-1’lik skorla.

Gruptaki ilk maçında Fas ile, üçüncü maçında da Belçika ile golsüz berabere kalan Hırvatistan, topladığı 5 puanla grubu Fas’ın ardından ikinci sırada tamamladı.

16 turunda normal ve uzatma süresi 1-1 biten maçta Japonya’yı penaltı atışlarıyla geçen Hırvatistan, çeyrek finalde de Brezilya’yı normal ve uzatma süresi yine 1-1 biten karşılaşmada penaltılarla eleyerek yarı finale yükseldi.

Yarı finale gelene kadar iki takımın ortaya koyduğu performansa bakıldığında Arjantin’in biraz daha ağır bastığı söylenebilirdi. Hırvatistan’ın yarı final yolunda karşılaştığı rakipleri (Fas, Belçika, Japonya, Brezilya) Arjantin’in rakiplerine göre çok daha çetin görünse de Hırvatistan bu ekiplerin hiçbirisini normal ve uzatma süresinde yenmeyi başaramamıştı. Ayrıca, son iki maçlarını 120 dakika oynamaları daha fazla yıprandıkları anlamına geliyordu. Ne de olsa takımın yükünü en çok sırtlayan oyunculardan Modriç 37, Lovren 33, Perisic 33, Kramaric 31, Brozovic 30 yaşındaydı. Nitekim, Arjantin karşısında görmeye hiç alışık olmadığımız şekilde, en sağlam durdukları yer olan savunmanın göbeğinden verdikleri açıklarla dağıldılar.

Yedekler işin içine girdiğinde kadro kalitesinin belirgin şekilde düşmesi de Hırvatistan’ın başka bir handikabıydı. Arjantin kötü başladığı turnuvada her maçta yükselen performansıyla dikkat çekerken, Hırvatistan’ın standardını korumakta giderek zorlandığı gözlemleniyordu ki, yaş ortalaması yüksek bir takım için bu son derece doğaldı…

Sonuçta Hırvatistan’ı 3-0 gibi net bir skorla geçip ilk finalist olan Arjantin’i kupanın favorisi olarak görenler çoğaldı.

Arjantin’in en büyük kozu kuşkusuz “yıldız” nitelemesini sonuna kadar hak eden ve skora etki edecek kadar oyuna ağırlığını koyabilen oyuncusu Messi. Yüksek top tekniği, çabukluğu, kısa mesafedeki hareketliliği, yere sağlam basışı, topu saklayışı, olağanüstü çevre kontrolü ve dikine driplingleriyle her an her şeyi yapabilecek kapasiteye sahip olduğunu gösteren ve “Messi faktörü” diye özel bir gerçeklik olduğunu herkese kabul ettirmiş bir oyuncu.

Sıra dışı yeteneğine karşın takım oyunundan asla kopmaması ve her zaman takımın bir parçası olduğunu hissettirmesi, arkadaşlarıyla olan bağını güçlü tutup verimini daha da artırıyor. Kendisi için değil, takımı için en iyisini, en doğrusunu yapmaya çalışması, kendi oyunuyla birlikte arkadaşlarının, dolayısıyla takımının oyununu yükseltebilmesi ve bireysel yeteneğini/becerisini ne zaman ne şekilde ortaya koyacağını çok iyi bilmesi, onu diğer “yıldız”lardan farklı kılan en önemli özellikleri.

Kariyerinde dünya kupası bulunmayan ve büyük ihtimalle son kez en büyük turnuvada mücadele eden 35 yaşındaki Messi’nin, “eksik kalan parçayı” tamamlamaya bu kadar yaklaşmışken, final maçında özel bir motivasyonla sahaya çıkacağından şüphe edilmez.

Finalde Arjantin’in rakibi kim olursa olsun, her şeyden ama her şeyden önce Messi’yi etkisiz kılmanın çaresini düşünecek.

Kupanın finali için, “Bakalım kim kazanacak?​” kadar, “Messi başarabilecek mi?​” sorusunun sorulması boşuna değil…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa