Çin, yeni iktisadi yolunu belirliyor
Çin son haftalarda hızlı değişimler geçirdi. Yerel yönetimlerin çığırından çıkardığı pandemi önlemleri ilk önce işçi, daha sonra da öğrenci protestolarını getirdi. Bu öneriler Sıfır Kovid’in sonu olarak yorumlandı. Toplumdan tepkiler karışık: Bir yandan rahatlama, bir yandan politika söylemindeki bu radikal değişiklik karşısında ne yapacağını bilememe: Kovid ölümcül değil mi yani? Kendimizi mi korumalıyız, hastaneye gitmeyecek miyiz? Bu bilinmezlik (ve artan vakalar) karşısında, herkes evine grip ilacı depoladı, hastalanmayı bekliyor.
Daha sonra, Politbüro Sıfır Kovid’e eşlik edecek iktisat politikaları önerdi. Bu öneriler geçtiğimiz günlerdeki kabine ve partinin ortak ekonomi konferansında biraz daha netleştirildi ve marttaki meclis toplantısında nihai kararlar açıklanacak.
Politbüro’nun ve Ortak Konferans’ın Kovid sonrası iktisat politikası önerileri birbirini tamamlayıcı bir görüntü çizdi. Politbüro’nunkiler mevcut politikaların devamı niteliğindeyken, Ortak Konferans uzmanların Çin için gerekli gördüğü ama hükümetin simdiye kadar uymadığı tavsiyeleri içeriyor.
Politbüro’nun iktisadi yönelim önerileri arasında emlak sektörünü; satın alım, mortgage, mortgage faizi kısıtlamalarını kaldırarak kredi şartlarında yumuşama, faiz indirimi getirerek ve bitmemiş inşaatları sübvanse ederek desteklemek var.
Yerel ekonomiyi desteklemek için KOBİ’lere faiz indirimi ve vergi muhafiyeti önerildi. Bu vergi muhafiyetinin çevre vergisi olacağını tahmin ediyorum çünkü Çin’in karbon nötrlüğü hedeflerine ulaşmak için aldığı önlemler küçük sanayicinin uzun zamandır en çok şikayet ettiği konular.
Öncelikli sektörler olarak Politbüro, yenilenebilir enerji ve altyapı yatırımlarını, yani inşaat sektörünü önerdi. Bu ikisinin nasıl bir arada olabileceğini merak ediyorum. Yenilenebilir enerji yatırımından kasıt ülke içinde karbon salimini düşürmek değil, yurt dışı pazarlara rüzgar ve güneş santrali ürün tedariği olabilir. Ki, Çin’in 2022 ithalat, ihracat ve lojistik kapasitesinde yavaşlama açıklandı. Eski üretim ve tedarik kapasitesine 2023’un ikinci yarısında ulaşabileceği tahmin ediliyor.
Ortak Konferans bittikten sonra yapılan açıklamada iki ana konu öne çıktı: Özel sektörü destek ve iç pazarları genişletici, tüketimi arttırıcı önemler. Büyüme hedefi hâlâ açıklanmadı ama yüzde 5’in bile Çin için iddialı olacağı konuşuluyor.
İç pazarda tüketimin karantinalar bittikten hemen sonra ocakta Çin yeni yılı kutlamalarıyla artacağı umudu var ama sonrası için somut bir öneri yok. Ama, buna yerel yönetimlerin yatırımlarının katkısı az olacak muhtemelen çünkü yerel bankaların kredi kurallarında gevşeme planlarda yok. Aynı şekilde, her ne kadar ‘ortak refah’ kavramı geçiyorsa da, iflasın eşiğinde olan yerel yönetimlerin yaşlanan nüfusa emeklilik sonrası sosyal hizmetleri nasıl sunacağına dair somut bir öneri yok.
Sanayi yatırımlarına, özellikle ARGE ve inovasyonda 2015’ten beri KİT’ler öncülük ediyordu. Hatta, son yıllarda, dijital sektörde katma değeri yüksek alanlara geçiş için sanayide niteliksel sıçrama politikalarını engellemesinler diye özel sektöre kısıtlamalar ve cezalar getirilmişti. Bunun, dışarıdan Çin’in tamamen devletçi bir ekonomik planlama düzenine geri dönüşü olarak yorumlandığı da olmuştu. Bu Çalışma Konferansı sonuç bildirgesinde, özel sektörün makro sanayi politikaları uygulanırken dışlanmayacağı ifade edildi.
Çin ekonomisiyle ilgili ifade edilen bir diğer kaygı da pandemi ve ABD’yle olan ticaret savaşı yüzünden yabancı sermayenin Çin’den çekileceği, KİT odaklı bir sanayide sıçrama politikası izleyen devletin de Çinli ve yabancı sermayenin bu ayrışmasını desteklediği varsayılıyordu. Konferans sonuç bildirgesinde yabancı sermayenin de devlet ve özel sermayeyle birlikte Çin’in kalkınma planlarının bir parçası olduğu vurgulandı.
Evrensel'i Takip Et