Evrensel için yeni bir dönem
Evrensel için yeni bir dönem
27 Aralık 2022

"Sandık ortaya konacak, gidecekler" diyenlere son kez!

CHP ve beraberinde “6’lı masa” dünya yıkılsa tekrarlamaktan usanmadığı “Sandık gelecek, gidecekler” tekerlemesinden başkasını bilmiyor.

Tamam, platformlarını “güçlendirilmiş” ya da “iyileştirilmiş” parlamenter sistem, yol haritalarını da “sandık” üzerine kuruyorlar. Eleştiriyoruz, ama haklarıdır; program ve platformlarını da yol haritalarını da şüphesiz ki kendileri belirler.

Ancak “parlamenter sistem”i amaçlayıp “sandık”ı başlıca yol ve temel araç bilseler bile, sandıktan başkasını tanımama tutumunu gözden geçirmekten başka çareleri kalmadığını artık görmek zorundalar.

En az birkaç yıldır söylüyoruz. Giderek söyleyenlerin sayısı arttı. “6’lı masa”nın en yakın çevresinde de konuşuluyor artık. Yine sandık deyin; devrimi savunun demiyoruz. Ancak artık her gün yeniden kanıtlanmaktadır ki, sandığı garanti altına almanın da yolu sandıktan başka mücadele araçlarını reddetmemektir.

Biz de sandığı bir kenara koyalım demiyoruz. Ancak diyoruz ki, sandıkla birlikte ve onun yanı sıra diğer mücadele biçimleri de kullanılmazsa, artık sandığın işe yaramaz olacağı ortadadır. Açıktır: Hâlâ sokağa çıkma “provokasyon” sayılır, Saraçhane’de ilk adımı atıldığı söylenebilecek sokaklarla meydanların kullanılmasına ayak diretilir ve sandığa “Godot’yu bekler” gibi değil, ama halkı harekete geçirip sokaklarla meydanları doldurarak yürünmezse, sandıktan bir hayır gelmeyecektir!

Öncekiler bir yana, son iki olgu, Cumhurcuların niyetiyle başka yapacak şeyleri olmadığı göstermiş olmalıdır.

İlki; İmamoğlu’na yapılanlardır. Kaftancıoğlu ile başlanmış, gerekli tepki gösterilmeyerek sineye çekildiği görülünce, sürdürülmüştür. Topçu birliklerinin “ölçmecileri” vardır. İlk atış hedefi tayin amaçlıdır. Ölçmeciler gözleyip menzili netleştirirler. Tıpkı öyle. Kaftancıoğlu ile ölçülüp karşı tutum gözlendikten sonra namlu İmamoğlu’na doğrultulmuştur.

Sandık”ın en çok adı geçen, en iddialı adaylarındandır. Tıpkı Kaftancıoğlu gibi siyasetten dışlanmasına yetecek ceza kesilip üstüne siyaset yasağı eklenmiştir. Adaylığının bitirilmesinin garantiye alınması için bir de savcılığa İBB’ye yönelik “terörizm” raporu yollanmıştır. Herhalde niyet anlaşılmıştır.

Adam sende, başka aday mı yok?” denirse, bu siyasetten hiçbir şey anlamamak demektir. Boş lafa karınlar tok olmalıdır. Zaten daha en az iki adayın adı geçiyor diye düşünerek avunmak da… Erdoğan da şiir okuyup birkaç ay hapis yatıp “Mağduru oynayarak” seçim kazanmıştı denip tarihin tekerrürüne bel bağlanarak, “umut Memedin ekmeği” beklentisiyle istinafla Yargıtaydan medet ummak da herhalde akıllı işi sayılamaz! RTÜK’e benzetilen YSK Başkanı Muharrem Beyin “Seçime girse de mazbatasını alamaz” sözü yeterince uyarıcıdır.

Hele CHP’liler adayımız zaten Kılıçdaroğlu deyip hareketsizliği seçtiklerinde burjuva siyaseti bile yapmış olmazlar. Rakipleri ya “kolay lokma” sayıp Kılıçdaroğlu’na ilişmez ya da ona da bir fezleke hazırlar. Artık yolu açılmıştır.

Ve ikinci olgu.

Tek adam yönetimi 2023 bütçesini devasa açığıyla Meclisten geçirmekle yetinmeyip üstüne bir de 200 milyarlık ek bütçe alınca, herkes, bu “Seçim bütçesidir, bol keseden seçim harcaması yapacaklar” diye düşündü. Emekliliği yaşa takılanlara, işçiye, memura, esnafa oy için para dağıtılacak sandı. AKP ve ortağı da bunu iyi pazarladı, yanına “Milyonları ev sahibi yapma” projesini ekleyerek, hatta bu kadarcık umutla bile oylarını bir nebze kımıldattı.

Peki, ne oldu? Aileleriyle en az 40-50 milyon oy demek olan 20 milyondan fazla işçinin

tümünü ilgilendiren asgari ücreti ancak 8 506 TL açıklayabildi. Açlık sınırının da altında bir ücret bu. Görüldü ki, AKP’nin fazlasına takati yoktur ve Türk-İş’in bile imza atamadığı bir asgari ücret belirlemekten fazlasını yapamamıştır. Bu, başta işçiler olmak üzere, AKP’nin halkın “rızası” ve oyunu alma olanağı olmadığının kanıtıdır.

Bu kez içeride ya da dışarıda milliyetçiliği körükleyecek bir savaş da yetmez. Seçimle oynamak, halkın rızası ve oyunu alamayacak AKP ve tek adam yönetiminin tek çaresidir. İptali de dahil, adaylarıyla ve kurallarıyla oynamak. Ama ille de kazanmak!

Bu oyun ancak halkın sokakları doldurmasıyla bozulabilir.

Evrensel'i Takip Et