28 Aralık 2022 04:28

Milletvekiline yurt dışına çıkış yasağı

Zeynel Özen

Zeynel Özen | Fotoğraf: MA

Paylaş

HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen yurt dışına çıkış yasağı nedeniyle havaalanından döndürüldü. Tarihi bir olay. Tarihi diyoruz ama bir sene içinde onlarca böyle olay yaşanıyor. Çünkü, bir sene içinde Anayasa ve yasalar iktidar yetkilileri, memurları tarafından onlarca kez ihlal ediliyor. İhlal sayısı da her geçen gün artıyor çünkü kimse “Ne oluyor?​” demiyor.

Anayasa’nın 23. maddesinde “Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hakim kararına bağlı olarak sınırlanabilir” deniyor.

Anayasa’nın 83. maddesinde “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.” Yine aynı madde: “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır.”

Havaalanındaki polis memuru Zeynel Özen’in milletvekili olduğunu bilmiyor mu? Herhalde biliyor. VIP salonundan çıkmaya çalışmış, milletvekili olduğunu da söylemiş kimlik kartını göstermiştir.

Peki nasıl oluyor da bir milletvekiline yurt dışına çıkış yasağı koyabiliyorlar ve yurt dışına çıkarmıyorlar?

AKP ve MHP milletvekili değilse, Anayasa’daki haklardan yararlanamıyor milletvekilleri. Bırakın yurt dışı yasağı, polis tarafından saatlerce abluka altına alınıp hürriyetinden mahrum edilebiliyor. Yine polis tarafından tartaklanabiliyor, küfür edilebiliyor. Hatta Meclisin içinde bile. Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu hatırlayın.

Muhtemelen Zeynel Özen İsveç’te yaşadığı sırada Alevi örgütleri ile ilişkisi, onların faaliyetlerine katılması nedeniyle, bir istihbaratçının notu ya da iktidar yanlısı bir ihbarcının ihbarı sonucu fişlendi. Yurt dışında yaşayan ve fişlendiği için yurda girişi ya da çıkışı engellenen 300 bin küsur yurttaş gibi. 15 Temmuz darbe girişimini “Allah’ın bir lütfu” olarak değerlendiren ve kendi darbelerini yapanlar, fişledikleri yurttaşları OHAL ilanından sonra memuriyetten çıkardılar, memuriyete kabul etmediler, pasaportlarını iptal ettiler, pasaport vermediler, yurt dışına çıkışını engellediler, gelenleri yurda sokmadılar. Bütün bunlar herhangi bir mahkeme kararı olmaksızın idari işlemler sonucu yapıldı. Bu işlemlerin çoğu mahkemelerce iptal edildi ama mahkemenin iptaline kadar hukuk dışı uygulama devam etti. Bu yasakların hangi gerekçe ile konulduğu yargılama sırasında da ortaya çıkmadı. Mahkemelerin talepleri ya yanıtsız bırakıldı ya da kimin tarafından tutulduğu meçhul notlardan söz edildi. Bir de “iltisak” hikayesi çıkardılar. Üniversitenin ilk senesi bir pikniğe katıldığı ve o piknikte PKK’li öğrencilerin de olduğu gibi bir gerekçeye dayanarak genci PKK ile iltisaklı saydılar ve memuriyete kabul etmediler. Şimdi aynı iltisaklı hikayesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesine “terör soruşturması” yapıyorlar.

Oysa terör örgütleri ile iltisak soruşturmasına girildiğinde en çok soruşturmaya uğramaları gerekenler kendileri. Her birinin bir FETÖ üyesi ile iltisakı var. Yıllarca birlikte hükümet etmişler, kiminin oğlu, kiminin damadı bu örgüte üye diye aranıyor. Yüzlercesi bu örgütün şefi ile fotoğraf çektirmiş, binlerce kilometre uçup ABD’ye görüşmeye gitmiş. IŞİD, el Kaide, ÖSO, Taliban gibi örgütlerle iltisakları da aynı.

Elbette yasa tanımazlık, anayasa tanımazlık, keyfilik, zulüm böyle sürüp gitmeyecek.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa