29 Aralık 2022

Haklara ve ihlallelere hukuk ilkeleri penceresinden bakabilmek

Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, kendi uzmanlık alanıyla ilgili bir soruya dair değerlendirmelerde bulundu ve önce gözaltı, sonra da tutuklama muamelesi ile karşılaştı. Hükümet yetkilileri Şebnem Hoca’yı hedef haline getirdi ve hakkında dava açıldı.

Şebnem Korur Fincancı çok önemli ve değerli bir insan hakları savunucusudur. Bu bir.

İkincisi, ortada araştırılması gereken bir durum, bir konu var. Çünkü 17 insanın ya da daha fazla insanın ekim ayında yaşamını yitirdiği bir olay var. Silahlı çatışma olup olmadığının, olmuşsa nasıl olduğunun ve ne tür silahların kullanıldığının ve ölümlerin bu kullanılan silahlar ya da maddeler nedeniyle mi meydana geldiğinin araştırılması gerekir.

Türkiye Cumhuriyeti resmi güvenlik/askeri görevlilerinin kimyasal silah kullandığına ve bu yolla  ölümlerin gerçekleştiği, yani yaşam haklarının ihlal edildiği  iddiaları var.

Resmi yetkililer, örneğin Milli Savunma Bakanı “TSK envanterinde kimyasal silah yoktur” diyorlar. Gerçekten Bakan beyin dediği gibi olabilir. Ama sorun kullanılan silahların kimyasal silah olup olmadığı ve kullananların Türkiye resmi güçleri olup olmadığıdır; Türkiye resmi güçleriyle birlikte hareket eden kimi güçlerin olup olmadığıdır, MSB envanteri, depolarının sayımı falan değil.

Türkiye benzer bir tartışmayı yaşam hakkı bağlamında çok çarpıcı bir biçimde 1994 yılında yaşamıştı.

Bundan tam 28 yıl önce, 26 Mart 1994 tarihinde, Şırnak Kuşkonar ve Koçağılı köylerine askeri uçaklardan bombalar atılmış 7’si kundaktaki bebek 38 sivil Kürt vatandaş yaşamını yitirmişti. O dönemde de bazı yetkililer PKK bombalarından, uçaklarından söz etmişler ve bombalamanın yapıldığı tarih ve saatlerde TSK’ye bağlı uçak ve veya helikopterlerin uçmadığını söylemişlerdi. Büyük Hukukçu Avukat Tahir Elçi, hakikat ortaya çıksın diye büyük uğraşlar vermiş Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün bombalamanın yapıldığı tarihte TSK uçaklarının o mevkide ve o köyler üzerinde uçtuğu bilgisini içeren belgeleriyle (2012), resmi yetkili/görevlilerce verilen bu tür yanıltıcı bilgilerin gerçeği yansıtmadığını ispatlamıştı. Bakınız, bu bombalamalarla ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin benzer ve diğerleri/Türkiye dosyası (başvuru no: 23502/06) ve İHOP’un, Av. Tahir Elçi, Dr.Kerem Altıparmak, Feray Salman tarafından hazırlanan AİHM izleme raporu, (Yaşam Hakkı İhlali: Benzer ve Diğerleri - AİHM İZLEME http://www.aihmiz.org.tr ).

Tahir Elçi işin peşini bırakmamış iç hukukta da sorun çözülsün diye olağanüstü bir çaba göstermişti. Nihayet Anayasa Mahkemesi 2. Bölüm Abdülaziz Bengi ve diğerleri (başvuru no: 2014/14048) başvurusunda 10.06.2020 tarihinde yaşam hakkı ihlali ve başvuruculara tazminat kararı vermişti.

Ayrıca vurgulamak isteriz ki, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi önünde tümü de AİHS 2. madde ihlali (yaşam hakkı ihlali) ile ilgili “Erdoğan ve diğerleri Grubu” (Başvuru no: 19807/92, 25.04 2006 karar, nihai karar tarihi 13.09. 2006) altında toplanmış ve nitelikli izlemeye tabi pek çok dosya bulunmaktadır.

Yaşam hakkının korunması konusunda AİHM tarafından verilmiş MCCann ve diğerleri kararı son derece önemlidir. Buna göre, operasyonun planlanması, kontrolü, ölümler meydana geldiğine göre etkili soruşturma yapılıp yapılmadığı, ihtiyatlı hareket edilip edilmediği, kuvvet kullanılması durumunda izin verilen durumların aşılıp aşılmadığı gibi konular araştırılmalıdır. Demokratik hukuk devletinde silah kullanılabilir ama keyfi kullanılamaz. Ölçüsüz kullanılamaz. Hele yasak silah, kimyasallar ve benzeri zehirli maddeler hiç kullanılamaz.

Hakikate ve hakikatin bilgisine, insan hakları ve insancıl hukuk ilkelerine sadık kalarak ulaşılır. Hukuku ret ve inkar ederek değil.

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, insan hakları savunucusu olarak, hukukun ve insanlık ilkelerinin koruması altındadır.

Evrensel'i Takip Et