30 Aralık 2022

Protesto hakkı…

Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel

Yıllardır her yeni yıl öncesi son haftanın yazısı yılbaşı olur. Geçmiş yazılarıma şöyle bir baktım tarihleri değiştirsek hep güncel kalmışlar. Hepsinde bir önceki yılın sorunları… Adeti bozmayalım, bu yılın son günlerinde yaşananlarla devam edelim.

Ne hikmetse belki de tesadüf Ankara’da “Ankara Katliamı” davası, İzmir’de “Deniz Poyraz” davası vardı.

Ankara Katliamı davası; 27 Aralık 2022 (18. duruşma) Ankara

10 Ekim Ankara Katliamı firari sanıklar yönünden ayrılan dosyasındaki 18. duruşma Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Avukatların; firari sanıklarla ilgili daha önce mahkemeyle bilgi paylaşmayı reddeden Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatından (MİT) yeniden bilgi istenmesi yönündeki talebi mahkeme tarafından reddedildi.

Şaşırdık mı? Tabii ki hayır.

‘Deniz Poyraz davası” 27 Aralık 2022 (7. duruşma) İzmir Aliağa/Şakran

Duruşmaya, İzmir Muhabirimiz Eda Aktaş ile gittik. Ne avukatlar ne müdafiler duruşmaya alındı. Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer hakkında açılan davanın 7. duruşması Aliağa Şakran Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde bulunan salonda müşteki avukatları olmadan görüldü ve karara bağlandı. Sonuç malumun ilanı oldu. Yani “Irkçı delinin biri katliamı yaptı. Böylece de cezasını verdik” diyorlar. Duruşmalarda müdafi yok, avukat yok sanık hakim ve savcı karar veriyor.  

Şebnem Hoca’nın tutuklanması, Roboskî Katliamı’nın yıl dönümü ve Belgesel Sinemacı Sibel Tekin’in tutuklanması, grev yapmaya çalışan işçiler ve son yılın son günlerinde süren adaletsizliklere karşı toplumsal protestolarımız. Protesto demişken John Berger’in ‘protesto’ üstüne yazdıklarına kulak verelim.

Protesto Üzerine

“… Her ciddi siyasi protesto mevcut olmayan adalete yapılan bir çağrı ve bu adaletin istikbalde gerçekleşeceğine dair bir umuttur; ancak protestoların birincil nedeni bu umut değildir.

Karşı çıkmamak son derece onur kırıcı, küçültücü, ölümden de beter olacağı için protesto eder insan. Barikat kurarak, silahlanarak, açlık grevi başlatarak, omuz omuza haykırarak ya da yazarak karşı çıkar; çünkü gelecekte ne olacak olursa olsun, içinde bulunduğu anı kurtarmaktır derdi.

Protesto, sıfırlanmayı ve suskunluğa mahkum edilmeyi reddetmektir. Bu sebeple, gerçekleşirse eğer, o anda küçük bir zaferdir protesto. Her an gibi geçici de olsa iz bırakır. Geçip gitse de belleklere kazınmıştır.

Protesto aslında başka, daha adil bir gelecek için göze alınmış bir fedakarlık değildir; içinde bulunulan zamanın kifayetsiz bir kurtarılışıdır. Mesele, kifayetsiz sıfatıyla tekrar tekrar nasıl yaşanabileceğidir…”

(Bento’nun Eskiz Defteri, John Berger, Çeviren: Beril Eyüboğlu, Metis Yayınları, Kasım 2012, İstanbul, s. 87-88.)

Dünden bugüne, bugünden yarına kalanlarla yeni bir yıla giriyoruz. Temennim protesto hakkımızı kullanmaya devam edelim. 2023 seçimleri 20 yıllık tek ses, tek parti, tek basın gibi teklerin ortadan kalkacağı bir yıl olsun. Hak, hukuk ve adalet arayışımız daim sürsün. Yeni yılınız kutlu olsun…

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et