31 Aralık 2022 04:55

Ufukta kara bulutlar da var ama 'Yeni yılımız kutlu olsun' demek için daha çok nedenimiz var

Kartonsan grevi

Fotoğraf: Gözde Meydan/Evrensel 

Paylaş

Her yeni yılda, giden yılın neleri götürdüğü yeni yılın neler vadettiğini değerlendirmek bir yeni yıl geleneği.

Ama son yıllarda gelen yılın gideni arattığını gösteren değerlendirmelerin daha da sıklaştığına tanıklık ediyoruz.

Ne var ki, giden ve gelen yıllar desek de gerçekte tartıştığımız soyut bir zaman ölçüsü olarak yıllar değildir. Tersine tartıştığımız dünya ve ondan çok da bağımsız olmayan, ülkelerdeki egemenlerin kurdukları düzenin insanlığın ve halklarının sorunlarına hangi çözümleri/çözümsüzlükleri getirdiği, gelen yılda da bu çözümlerin nasıl yeni sorunlara dönüşecekleridir!

Elbette aynı zamanda yeni yılla ilgili tartışmamız kapitalist-emperyalist dünya düzenine karşı işçi sınıfı ve halkların nasıl bir mücadele verdikleri, yeni yılda bu mücadelenin imkanlarının nasıl olabileceğine dair bir muhasebedir.

Bu yüzden de yeni yıl ritüelleri, semboller etrafında yapılan kutlamalar, iyi dilek mesajları da aslında bu muhasebeyle birleştiği ölçüde anlamlanmaktadır.

2022, ‘3. DÜNYA SAVAŞINA MI GİDİLİYOR’UN TARTIŞILDIĞI BİR YIL OLDU!

2021’de “Defender 2021 tatbikatı”nı kendi içindeki sorunları aşmanın vesilesi olarak da kullanan NATO, Avrupa’daki üslerini yenileyerek Rusya’yı da kuşatmıştı. 2022’de ise Batılı emperyalistler Rusya’nın Ukrayna’yı işgali için adeta zorladı. Böylece Ukrayna Rusya’nın Afganistan’ı olarak kullanılmak üzere bir savaş batağına dönüştürüldü. Ve geçmiş yıllarda da zaman zaman kullanılsa da 2022, ciddi olarak bir “3. dünya savaşı”ndan söz edilen yıl oldu.

Finlandiya ve İsveç üye olmak için NATO’ya başvururken, tarihinde ilk kez Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda da NATO’nun 15 Haziran 2022’de toplanan Madrid zirvesine katıldı. Bir “Pasifik NATO’su”ndan söz edilmeye başlandı.

Rusya ve Çin de yeni ticari ve askeri anlaşmalarla aralarındaki ilişkileri sıkılaştırırken batı emperyalizmi karşısında henüz bir “blok”, bir “pakt” oluşturulmasa da Şanghay İşbirliği Örgütü içinde de yeni adımlar atıldı.

Ancak bütün bu girişimler içinde 2022, 2023’ün bir “resesyon” olma endişesinin büyüdüğü bir yıl da oldu.

2022’deki bu gelişmeler; 2023’ün henüz bitmemiş olan pandeminin, savaşın ve muhtemel krizi önleme önlemlerinin yükünün işçi sınıfı ve halkların sırtına yıkılmasının yılı olabileceğini de gündeme getirmektedir. Ama aynı zamanda bu gelişmeler, emperyalist sistemin 8 milyarı bulan insanlığın sorularını çözemeyen bir sistem olarak halkların gözünde itibar kaybı yanında savaşa ve sömürüye karşı mücadelenin imkanlarının büyüdüğü bir yıl, dolayısıyla emperyalizme ve kapitalizme karşı mücadelenin arttığı bir yıl olacağını söylemek yanlış olmaz.

2022’nin en önemli gelişmelerinden birisi olan, İran’da Mahsa Amini’nin öldürülmesinin ardından patlak veren ve dördüncü ayında devam eden halk isyanının bölge ve dünyada, 2023’te de yeni mücadelelere ilham vermeye devam edeceği de tartışılmazdır.

2022 TEK ADAM YÖNETİMİNİN EKONOMİK POLİTİKASININ, İÇ VE DIŞ POLİTİKASININ ÇÖKÜŞ YILI OLDU

2022 yılı, 20 yılı geride bırakan Erdoğan-AKP iktidarının ekonomiden dış politikaya, iç politikadan eğitim, sağlık, sosyal güvenlik… gibi hayatın bütün alanlardaki politikalarının ipliğinin pazara çıktığı yıl oldu.

2022, enflasyonun bir yıl içinde yüzde 19’dan yüzde 85’e çıkarak, 66 puan birden arttığı bir yıl oldu. Bunun işçi sınıfı ve halklar için anlamı ise Türkiye tarihinin işçilerden, emekçilerden sermaye sınıfına en hızlı ve en yüksek servet aktarma yılı olduğudur. Nitekim TÜİK’in maniple edilmiş verilerine göre enflasyon yüzde 85’tir. Ama emekçilerin gerçek enflasyonu yüzde 200’lere varmıştır.

“Görülmemiş zam” diye propaganda edilen asgari ücrete yapılan yıllık ortalama zam ise yüzde 70.5’te kalmıştır. Yani TÜİK’e göre bile asgari ücretlinin yıllık kaybı yüzde 15’tir!

İktidarın ekonomiye dair bütün önlemlerinde tek amaç seçime kadar tam bir çöküş olmadan varmaktır, sonrası ise tufan!

2022 Erdoğan-AKP iktidarının en iddialı alanı olan yeni Osmanlıcı dış politikasının resmen olmasa da fiiliyatta çöküşünün ilan edildiği yıl oldu. 2007’de girilen “yeni Osmanlıcı” dış politika Türkiye’yi eski Osmanlı topraklarında kurulmuş başlıca ülkelerle düşmanlaştırmıştı. 2022’de Erdoğan yönetimi BAE, Suudi Arabistan ve İsrail’le ilişkileri “Normalleştirme” adımlarını hızlı bir biçimde atarken Mısır ve Suriye ile ilişkilerde ise ilk adımlar atılsa da Sisi ve Esad’dan işaret beklenmektedir! Ama hem Sisi’nin hem de Esad’ın, “Normalleşme” için “TSK’nin Arap topraklarından çekilmesi” gibi şartları vardır: Yeni Osmanlıcı dış politikanın son kalıntılarının da ortadan kaldırılması!

Burada özellikle de Esad’la görüşebilmek için Putin’in aracılığına bel bağlanmış (Nitekim 29 Aralık günü Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmut Abbas ile Hulusi Akar’ın Moskova’da görüştürülmesi de bunu göstermektedir) olsa da Putin’in bu aracılığı “bedavaya” yapacağı da beklenemez! Yani yeni Osmanlıcılıktan döndüm denince de dönülemiyor. “Dönüş”ün ağır bir faturası olacak görünmektedir.

‘3Y’Yİ KALDIRMAK’ İÇİN GELEN ERDOĞAN-AKP İKTİDARI ‘5Y 1K’ İLE GİDİYOR!

Son yıllarda giderek artan biçimde yoksulluğun artması, özellikle son bir yılda zirve yapması, yolsuzlukların borsa gibi hassas bir kurum üstünden Saray’ın harimi ismetine dayanması, yasakların festival ve konser, tiyatrolara kadar gelmesi karşısında AKP, “3Y’yi kaldırmak iddiasıyla geldi ama hepsini daha da artırdı” değerlendirmeleri yapılıyor. Ama aslında yakından bakıldığında AKP sadece yoksulluğu, yolsuzluğu, yasakları daha da ileri götürmekle kalmadı geçen 20 yıl içinde. “Yozlaşma” ve “yalanı” da iktidarın başlıca dayanakları haline getirerek 3 Y’yi 5 Y’ye çıkarırken bunlara yasa, yönetmelik, teamül gibi yönetimini sınırladığını düşündüğü kuralları tanımayan tam bir keyfi yönetimi yani ‘K’yı da ekledi!

Öyle görünüyor ki, 3 Y’yi kaldırmak için iktidara geldiğini söyleyen Erdoğan ve AKP’si, “5Y 1 K” ile iktidardan gitmektedir. Bütün veriler ağırlıklı olarak bunu göstermektedir.

Sansür yasası ve ülkenin uluslararası mafyanın cirit atarken kara para aklamasının ekonomik bir faaliyete dönüştürülmesi bile iktidarın ülkeyi nasıl bir badireye sürüklediğinin ölçütüdür.

YENİ YIL YENİ UMUTLARLA GELİYOR: KUTLU OLSUN!

Kapitalist emperyalist dünya savaşı, krizi, göçü, büyük soruları 2023’e de taşımaktadır. Ama öte yandan İngiltere, Fransa, ABD gibi ülkelerdeki grevler, direnişler, çeşitli ülkelerdeki hoşnutsuzlukların, İran’daki gibi isyanların büyümesinin zemini daha da genişleyecektir.

Ülkemizde ise yeni yılı;

  • İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önce 2 yıl 7 aylık hapis cezasına “siyaset yasağı”nın da eklenmesinin arkasından bir de “terör soruşturması” açılarak görevden alınıp yerine kayyum atanması için adımların atıldığı,
  • Gezi davasının tutukluları hakkında verilen cezaların istinafta onandığı,
  • HDP’nin Önceki Eş Başkanları Demirtaş ve Yüksekdağ başta olmak üzere binlerce HDP’li siyasetçinin tutukluluğunun devam ettiği,
  • HDP’nin kapatılmasının AYM’de iktidarın seçim stratejisiyle uyumlu bir biçimde sürdürüldüğü,
  • Onlarca gazetecinin yeni yıla cezaevinde gireceği,
  • TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın tutukluğunun devam ettiği,
  • Boğaziçi Üniversitesinde direnişin ikinci yılını tamamlamak üzere sürdüğü,
  • Bekaert işçilerinin, yasaklanmasına karşın grevlerini devam ettirdikleri,
  • Kartonsan ve Atışkan Alçı işçilerinin yeni yıla grevde girdikleri koşullarda karşılıyoruz.

Evet iktidar elindeki devlet gücüyle ülkeyi aydınlatan her ışık huzmesini söndürmek için büyük bir gayret sarf ediyor. Ama bütün bu gayretlerine karşın iktidara 2023 haziranında son verecek büyük bir hoşnutsuzluk birikmiş durumdadır.

Bu birikim tek adam düzenine son verecek ve laik, demokratik Türkiye mücadelesinin yolunu açacak imkanı sağlamaktadır.

Bu yüzden de iktidarın uygulamalarıyla ülkenin ufkundaki kara bulutlara karşın bu karanlığa son verecek güçlerin birleşme zemininin son derece genişlemiş olduğu koşullarda gireceğimiz 2023, mücadele içindeki herkese “Yeni yılımız kutlu olsun” demek için pek çok neden sunmaktadır.

Ben de bu duygu ve düşüncelerle tüm okurlarımızın yeni yılını kutluyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa