AKP, Sinan Ateş cinayetinde ortağını üzmeyi göze alabilecek mi?
Fotoğraf: @sinanates16/Twitter
Ankara’da silahlı saldırı sonucu öldürülen Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş ile ilgili olarak bu yazı yazılana kadar üç kişi tutuklandı. Ancak şu soru ortada duruyor: Bu saldırı da, zamanın unutma sandığına mı terk edilecek yoksa siyasal bağlantılarıyla bir çete soruşturması olarak, AKP’nin ortağını üzmeyi göze aldığı bir çerçeveye doğru genişletilebilecek mi?
Eski Ülkü Ocakları Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş cinayetiyle ilgili yansıyan bilgilere ek olarak, MHP etrafından bazı önemli görüşmeler de yaparak cinayetin arka planını anlamaya çalıştık. Teşkilat çevresinde ‘rahatsızlık’ yaratan beyanlarda bulunanların akıbetleri nedeniyle yaptığımız görüşmelere dair kaynak bilgisi bizde kalacak.
SALDIRILAR BİR ZİNCİR
Sinan Ateş cinayetiyle ilgili şu ana kadar, en dikkat çekici bilgiler Tony Salvatore (@TonySalvatore34) adıyla, geçtiğimiz yılın eylül ayında açılan bir Twitter hesabından paylaşıldı. Cinayetin hemen ardından, 30 Aralık 2022 günü bu hesaptan yapılan ilk paylaşım şöyleydi: “1/ Bugün öldürülen, Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı #sinanateş’in yakın arkadaşı Çağrı Ünel de, daha yakın zamanda MHP Mersin Milletvekili @OlcayKilavuz’un azmettirmesiyle saldırıya uğramış ve karşı taraftan bir kişi ölmüştü. Olaydan 2 gün önce Olcay, Soylu’yu ziyaret etmişti.”
Bu tweetin iliştirildiği @ajans_muhbir hesabının 17 Mart 2022 tarihli paylaşımı da şu şekilde: “Mersin’de eski Ülkü Ocakları Başkanı Çağrı Ünel, kendisine bıçaklarla saldırdığı ve Ülkü Ocakları mensubu olduğu iddia edilen 4 kişiye silahla karşılık vermiş ve bir kişi hayatını kaybetmişti. Ünel’in tutuklandığı ifade edildi.”
Tony Salvatore adlı hesap zincir tweet olarak yayımladığı paylaşımına şöyle devam etti: “2) Aynı Olcay, #sinanates’in öldürüldüğü günün hemen evvelinde, yine makamında Soylu ile görüştü… Alaattin Çakıcı abileri çıktı; arkalarında süslü sülünün desteği, tam gaz mafyacılık oynuyorlar… @ayyildirim1 ve @OlcayKilavuz günü gelince sülü sizi kurtarır. Göreceğiz!”Cinayet sırasında kullanılan motosikletin modeli, plakası ve üzerindeki kişilerle birlikte fotoğrafı da yine bu Twitter hesabından paylaşıldı.
Cinayeti ilk andan itibaren takip edenlerden meslektaşımız Alican Uludağ da, şu paylaşımı yaptı: “Sinan Ateş cinayetinin şüphelisi Eski Ülkü Ocakları Yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde gözaltına alındığı ortaya çıktı. Ancak şüpheli Demirbaş, ifadesi alınmadan savcılık kararıyla serbest bırakıldı.”
Şimdi burada, yeniden dönmek üzere bir duralım. 12 Nisan 2021 günü eski ülkü ocakları başkanlarından biri daha saldırıya uğramıştı. Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Suat Başaran, Almanya’ya gitmek üzere geldiği Esenboğa Havalimanında saldırıya uğradı.Başaran, Esenboğa Havalimanı CIP salonunda uçuş saatini beklerken saldırıya uğramıştı.
Peki niye ya da neden sonra saldırıya uğramıştı? 16 Nisan 2017 referandumunda, Ülkü Ocaklarının diğer eski genel başkanlarıyla birlikte hayır kampanyası yürüten Başaran, MHP yönetimini eleştiren paylaşımlarda bulunmuştu. Türkeş döneminde Ülkü Ocakları genel başkanlığı ve MHP genel sekreter yardımcılığı görevlerini yürüten Suat Başaran, 18 Mart 2021’de gerçekleştirilen MHP’nin 13. Büyük Kurultayı sırasında da, “Devlet Bey, müsamere tadında şiir dinletisi sundu. Gelişine vesile olanlardan biri olarak vebali her geçen gün bir bıçak gibi batıyor sineme…” ifadelerini kullanmış ve MHP’li bazı isimler tarafından ağır ifadelerle hedefe konmuştu.
O saldırıdan sonra Avukat Afşin Hatipoğlu, sosyal medya hesabından şöyle dedi: “Suat Başaran’a yapılan saldırı; ⁃Saldırganlar, uçak zamanını öğrenip, CİP salon saldırısı için onunla aynı uçağa yüksek tarife bilet alıyor. ⁃Saldırı sonrası CİP’ten çıkıp gidiyorlar. Şimdi sizlere soruyorum; Devlet nerede, Hukuk nerede, Düzen nerede?”
Görüştüğüm bir kaynak da, Başaran’ın yara almadan kurtulduğu bu saldırıya dikkat çekerek sordu: “O saatte uçacağı ve CIP salonunda olduğu, içeriden istihbarat bilgisi olmadan bilinebilir mi?” Bu soru, MHP’nin ortağı olduğu AKP’nin İçişleri Bakanlığı ile devletin istihbarat birimlerine gidiyor.
Bu arada bu da ilk değildi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın Twitter’dan, Devlet Bahçeli’nin Başdanışmanı Yıldıray Çiçek’in de Türkgün gazetesinden hedef aldığı Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, silahlı ve sopalı saldırıya uğramıştı.
Daha öncesinde de gazetecilere saldırılar yaşanmıştı. Örneğin, 11 Mayıs 2019 günü, Türkiyem TV Program Yapımcısı ve Yeniçağ Gazetesi Yazarı Yavuz Selim Demirağ, gece program çıkışının ardından evinin önünde saldırıya uğradı.
SİYASİ BAĞLANTI SORULARI ORTADA
Şimdi girişte açtığımız parantezi kapatalım. Bazı Ülkü Ocakları genel başkanlarının değişim süreçleri görece sürtüşmesiz geçmişti. Ancak doğrudan Bahçeli’nin talimatıyla yukarıdan gerçekleştiği belirtilen değişim süreçlerinin pek çoğu sancılı yaşanmıştı. Ateş’in görev değişikliğinden sonraki süreçte ise Ocak çevresinde ve teşkilat içinde ilişkilerini sürdürüyor olmasının MHP Genel Merkezi nezdinde rahatsızlık yarattığı belirtiliyor. Eğer, teşkilat içindeki ilişkilerinizi dolaylı değil doğrudan sürdürür ve bazı eleştirel paylaşımlar da yaparsanız göze batıyorsunuz. Habertürk Yazarı Fatih Altaylı’nın yazısına göre, Sinan Ateş’in öldürülmeden önce yakınlarına “Benim kalemimi kırmışlar. Haberi geldi. Her an bir şey yapabilirler” demiş olması da, hakkında hüküm verilmiş olduğunu anlamış olduğunun somut işaretiydi.
Ateş’in öldürülmesinde tetikçiler İstanbul’dan ayarlandı. Arada para trafiği işledi. MHP Genel Merkezi nezdinde rahatsızlık yaratan kişiler söz konusu olduğunda doğal olarak gözler, sürecin ‘telafisi’ beklentisiyle Ülkü Ocaklarına ve siyasi bağlantılarına çevriliyor. Ateş’in öldürülmesiyle ilgili de cinayetin tetikçilerine yardım etmekle suçlanan Tolgahan Demirbaş’ın MHP’li vekil Olcay Kılavuz’un evinden gözaltına alındığı basına yansımıştı. Bu yazı yazılırken (dün) kendisine bu soru sorulan İçişleri Bakanı Soylu, “Araştırmalar kamuoyu nezdinde bilgilendirme yapılarak ilerleyecektir” yanıtını verdi.
Şu ana kadar sadece sessiz kalan MHP Genel Merkezi ve Ülkü Ocakları değil, hükümet ortağı AKP de sürecin devamı açısından mercek altında. Örneğin İstiklal’deki saldırının hemen ardından Soylu, failin arkasındaki ilişkilere dair örgüt ismi vermiş ve bir süre sonra da hava harekatı yaşanmıştı. Sinan Ateş cinayetinde ise günlerdir hükümet cephesinden siyasi bağlantıya dair bir ifade kullanılmış değil. Üstelik MHP’den de istifalar yaşandığı halde.
İKTİDAR İTTİFAKI MERCEK ALTINDA
Bu arada konuştuğumuz teşkilat etrafından kişiler, Sinan Ateş cinayetine gösterilen tepkinin, bu saldırıyı organize edenlerin tahminlerinin üzerine çıktığını, Bursa’daki cenazesindeki katılımın da beklenen boyutun ötesine geçtiğini belirterek, sadece MHP değil, AKP açısından da bu tablonun bir muhasebe yapma ihtiyacını ortaya çıkarabileceği yorumlarını yapıyor. Bu cinayetin saldırganların tutuklanması ile sınırlı tutularak örtbas edilmesi halinde, sadece MHP’nin değil, AKP’nin de bunun sonucunu yaşayabileceğini belirtiyor.
Siyaseten bu muhasebenin nasıl yapılacağı cinayete dair soruşturma sürecinin çerçevesini de belirleyecek. Ve süreci takip eden herkesin tahmin edebileceği gibi bu cinayetin adli bir olay ile sınırlı tutulmayıp, siyasi bağlantılarıyla bir çete soruşturması olarak genişletilmesi AKP’nin ortağını üzmeyi göze almasına bağlı. Şu ana kadar pek üzecek gibi görünmüyor.
Sonrasını da takip edeceğiz.
Bu yazı basılı gazete için yazılıp matbaaya gönderildikten sonra MHP’den ilk açıklama Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’dan geldi. Yalçın’ın açıklamasında Ateş’in adı hiç geçmezken, herhangi bir başsağlığı da dilenmedi. Açıklamada “Davamızı, ülkücü hareketi ve partimizi ilgilendiren hassas konulardaki sessizliğimiz, sakın ola ki aczimize yorulmasın. MHP’ye oyun kurmaya, başına tezgâh açmaya çaba gösterenler ziyandadır. MHP; bugüne kadar itibar suikastlarından, haysiyet ve şeref pusularından güçlenerek çıkmıştır” ifadeleri kullanıldı.
- Çok aktörlü bölgesel inşa ve ortasında bir “süreç” 06 Ocak 2025 05:00
- Enternasyonalizm bayrağı, daha daha yukarı! 30 Aralık 2024 06:30
- Diyarbakır notları: Seçim öncesi gelip ‘Ser sera, ser çava’ demeyin 16 Aralık 2024 04:52
- Kürt meselesinde bir ihtimal daha olmalı 13 Aralık 2024 04:57
- Sınırımızdaki yeni Afganistan ve kaostan rant devşirmek 09 Aralık 2024 07:00
- Geniş atılan ağda çıkışı aramak... 02 Aralık 2024 06:55
- Türkiye zor bir değişimin ağır sancılarını yaşıyor 25 Kasım 2024 06:35
- Ebedi barış mümkün mü? 18 Kasım 2024 04:23
- İki güncel rapor eşliğinde Kürt meselesini tartışmaya devam 11 Kasım 2024 04:47
- 'Çöle çevirdikleri yere barış geldiğini söylüyorlar' 06 Kasım 2024 05:33
- Bir siyaset olarak 'terörle mücadele' 04 Kasım 2024 07:07
- Erdoğan’ın Mevlana vurgusunun hikmeti ne olabilir? 31 Ekim 2024 08:07