08 Ocak 2023 03:45

Renkli-Türkçe Sine’Masal, Acıklı Güldürü ve Metin Belgin-2

Fotoğraf: Metin Belgin'in kişisel arşivi

PAZAR
Paylaş

“Bir seviyi anlamak/ Bir yaşam harcamaktır/ Harcayacaksın.” demişti Özdemir Asaf. Bir insanı (üstelik bu insan bir sanatçıysa) tanımak, anlamak için de çoğu zaman bir ömür vermek gerekiyor. Üreten insanın yaşam öyküsü birkaç kitaba sığmayacağı gibi sınırlı bir gazete sayfasında anlatabilmek de olanaksız. Metin Belgin’in yaşam öyküsü, anıları için de bu böyle.

Geçen hafta başladığımız Metin Belgin’in iki kitapta topladığı tiyatro, sinema seslendirme anılarını kaldığımız yerden sürdürelim.

RENKLİ-TÜRKÇE SİNE’MASAL

Metin Belgin, 1971’den bu yana oyuncu ve yönetmen olarak tiyatronun içinde. Yanı sıra, kırk yıldır da seslendirme yapıyor, dizilerde oynuyor; oyuncu, yapımcı ve senaryo yazarı olarak da sinemanın içinde yer alıyor. İşte bu “kırk yıllık” anılarını “Renkli-Türkçe Sine’masal” adını verdiği kitabında “modern bir meddahın” kaleminden diliyle aktarıyor bizlere.

Kültür sanat programlarının ilgi gördüğü, izlendiği yıllarda 1989’da TRT 2’de Deniz Gökçer’le birlikte “Sanat Dergisi” programını sunar Metin Belgin. Tiyatro kulislerine konuk olurlar, oyuncularla, yönetmenlerle söyleşiler yaparlar. Program danışmanları Sevgi Sanlı programın bir bölümünü “Kavuklu ile Pişekar olarak sunmalarını ister.” Ortaoyunu usulünü, adabını öğrenmek için Erol Günaydın’dan yardım isterler. O bölümde program boyunca Dümbüllü’nün kavuğu Metin Belgin’in başındadır.

’93 yılında yine bir TV programı olan “Yangın Var”ı sunar, sonrasında başka bir reality-show “Kayıp Adanıyor” programına dahil olur, Süleyman Turan sonrası 99 hafta sunar programı.

Birçok filmini beğenerek izlediği, duruşunu sevdiği, “Denemekten asla vazgeçmeyen, attığı imzaların çoğunda övgüyü hak eden, 120’ye yakın film yöneten, senaryo yazan” Atıf Yılmaz 1990 sezonunda Devlet Tiyatrosu Taksim Sahnesinde “Yangın Yerinde Orkideler” oyununda oynarken oyunu ve Metin Belgin’i izlemeye gelir. Yeni çekeceği film için oyuncu bakıyordur ve Ümit Kıvanç’ın romanından uyarlayacağı “Bekle Dedim Gölgeye” filminde Hale Soygazi, Aytaç Arman, Cüneyt Çalışkur’la birlikte Metin Belgin’e de rol verir.

Attila İlhan’ın yazdığı, Biket İlhan’ın yönettiği unutulmaz polisiye televizyon dizisi “Tele-Flaş’dan söz ederken aktardığı bir anı içimi sızlatıyor, canımı yakıyor, çok üzülüyorum. Anı geçen yıl şubat ayında bu sayfada 4 hafta yazdığım, hayatım boyunca sesine, sahnesine, müziğine hayranlık duyduğum Cem Karaca’yla ilgilidir.

Dizide dazlak kadın şarkıcının (Umay Gedikoğlu/Umay Umay) söyleyeceği şarkıları seçeceklerdir, Cahit Berkay’la buluşur Metin Belgin. “Cem’in yanından geliyorum” der Cahit Berkay. Sıkıntılıdır, “durum berbat, elektriğini, suyunu kesmişler, evde battaniyenin altında oturuyor” cümlesini ekler konuşmasına. “Cem Karaca’dan bahsediyor, benim hayranı olduğum efsane şarkıcıdan. Dönek damgasını yedikten sonra ne işi kalmış ne de gücü” diye yazan Metin Belgin anısını şöyle sürdürür: “N’apabiliriz? Aklıma bir fikir geliyor, Umay’ın söyleyeceği şarkıları Cem Karaca’nın bestelerinden seçmek; hemen yapımcı İlksen Fırat’la konuşuyorum, o da kanala iletiyor, şarkılar için telif ödemeyi kabul ediyorlar, hiç değilse elektrik, su borcunu karşılayacak bir para hesabına yatıyor Cem Baba’nın.”

“Renkli-Türkçe Sine’masal”da Sezer Sezin’li, Lütfi Akad’lı anılardan yaşanmışlıklara tanıklık ediyor, Biket İlhan’ın Attila İlhan’ın romanından uyarlayacağı ve kültür Bakanlığından “ilk yönetmenlik desteği” aldığı “Sokaktaki Adam filminin çekim sürecinde zamanda yolculuk yapıp film çekmenin zorluklarını, yaşanan sıkıntıları, neler yaşandığını öğreniyoruz.

ACIKLI GÜLDÜRÜ

 Metin Belgin Renkli-Türkçe Sine’masal’dan sonra elli bir yıllık tiyatro anılarını Civan Canova’ya ithaf ettiği “Acıklı Güldürü” de anlatıyor. (Aralık 2022, Literatür Yayınları)

“…Niyetim tiyatro tarihine dalmak değil; sahneye ilk adım atışımdan, tiyatro eğitimimden başlayarak 45 yıllık Devlet Tiyatrosu çalışanının sahne hayatını acıklı güldürü olarak size sunmak, anılarımı paylaşmak…” diyor Metin Belgin girişteki “Prolog” başlıklı yazıda.

Çok küçük yaşta ilk izlediği oyun Bursa Devlet Tiyatrosunda “Bacak kadar velet olarak” izlediği “Leyla Sultan”dır. Babası götürmüş, birlikte izlemişlerdir. 1960’lı yıllarda Mudanya’nın yazlık sineması da olan Burgaz köyünde deniz kıyısında çadır kurup kamp yaptığı ve sık sık gidip merakla sinemanın gelecek program afişlerine baktığı günlerde bir tiyatro duyurusu afişi görür; “Alo Orası Tımarhane mi?​” Nejat Uygur Tiyatrosu geliyordur, oyun gecesini iple çeker Metin Belgin. “Bu memlekette tiyatrocuların işi zor” sözünün doğruluğuna dekorlarını traktörle getiren, sinema önünde toplanan çocukların yardımıyla taşıyan Nejat Uygur Tiyatrosunun çabalarıyla tanıklık eder.

1969 yılında Namık Kemal’in “Vatan yahut Silistre” oyunuyla ilk kez “gerçek tiyatro sahnesine” adım atar. Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosunun altındaki Halk Eğitim Salonu’dur sahne tozunu ilk yuttuğu yer.

Her sabah önünden geçerek okula gittiği Vefik Paşa Tiyatrosunun yan tarafında küçük bir sahne daha vardır; “Aykut Sözeri, Gökhan Mete gibi tiyatro delisi abilerin sahneye çıktığı Halk Eğitim Tiyatrosu adıyla temsillere devam eden Oda Tiyatrosu.”

Yine bir gün önünden geçerken afiş panosunda “Yeni temsil için oyuncu seçmeleri yapılacaktır” yazan bir duyuru görür. Babasına verdiği “Derslerini aksatmama sözüyle provalara, çalışmalara katılır. ’71 yılının 20 Kasım akşamı Turgut Özakman’ın “Ocak” oyunuyla bir kez daha sahneye, seyirci karşısına çıkar Metin Belgin.

O günlerde Ankara Devlet Konservatuarı ve İstanbul Belediye Konservatuarı dışında tiyatro eğitimi veren başka okul yoktur. Ahmet Uğurlu’yla birlikte Ankara’ya gidip sınavlara girmeye kararlıdırlar, 1974 eylülünde birlikte giderler Ankara’ya.

Daha önce ’73’te girdiği sınavı kazanmasına stresten rahatsızlık geçirip devam edememesine rağmen bir kez daha girer sınavlara Metin Belgin. Sınavı parasız yatılı olarak kazanırlar Ahmet Uğurlu’yla birlikte, yatakhanede altlı üstlü ranzada kalırlar. Yatakhane arkadaşları arasında Tamer Levent, Turan Özdemir, Tarık Ünlüoğlu, İlyas Salman da vardır…

Üçüncü sınıfta Kafka’nın Dava romanından uyarlanan “Duruşma” oyununu sahnelerler. Oyunda rol alan öğrenciler arasında Haluk Bilginer, Nihat İleri, Tamer Levent, Turan Özdemir, Tarık Ünlüoğlu, Cüneyt Çalışkur gibi sonrasında ünlü olacak isimler de vardır.

*Haftaya Metin Belgin’in “Acıklı Güldürü”de yer alan tiyatro anılarıyla tamamlayacağız yazımızı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa