Bolsonaro kaçtı ama taraftarları Meclisi bastı
Fotoğraf: Mateus Bonomi/AA
Brezilya’nın geçtiğimiz ekim seçimlerini 2. turda kaybeden önceki faşist başkanı Bolsonaro ABD’ye kaçmıştı. Amacı 4 yıldır yönettiği Brezilya’yı faşist bir diktatörlüğe dönüştürmekti, birçok gerici önlem alarak çok zorlamış ancak gücü yetmemişti.
Bolsonaro seçimlerde hile yapıldığı ve “iktidarın çalındığını” ileri sürerek seçim sonuçlarını tanımadı. İtiraz üstüne itiraz ederek başkanlığı bırakmayacağını söyledi. İtirazları reddedildikçe taraftarları hemen tüm kentlerde kamplar kurarak, tek merkezden yönetildiği belli olan gösteriler düzenledi ve bu gösteriler süreklilik kazandı. Giderek şiddet eğilimi taşımaya başlamalarının yanında gösteriler “orduyu darbe yapmaya davet” nitelikliydi ve bu nedenle doğrudan şiddet içerikliydi. Kamyonlarla yollar kesilerek ve yollarla meydanların yanı sıra askeri kışlaların önünde düzenlenen gösterilerle “ordu göreve” çağrılmaktaydı.
Başlangıçta ordu, Bolsonaro lehine seçim sonuçlarına müdahale etmeye çağrılırken, eski başkan önce yollarda kamyonlarla oluşturulan barikatların kaldırılmasını isteyip sonra da Amerika’ya kaçınca korkaklık ve hainlikle suçlanmaya başlandı. Bu kez ordu doğrudan yönetime el koymaya çağrılır oldu. Seçmenlerin, oy verip Bolsonaro’yu destekleyen yaklaşık yarısının desteğine güvenen ama ondan umudunu kesen, Sosyal Liberal Parti tarafından yönlendirilen kalabalık gruplar gösterilerini yaygınlaştırdı. Brezilya milli takım formaları giyen göstericiler önlerinde kalabalıklar oluşturdukları parlamento ve yüksek mahkemeyi kuşattı ve sonunda Trump’ın destekçilerini taklit edip parlamentoyu bastı.
Bolsonaro’nun Amerika’ya kaçması, hâlâ yaygın olarak, iktidarı, seçimi kazanan liberal solcu Lula’ya devredeceği “devir-teslim” töreni yapmaktan kaçınmasına bağlanıyor. Ancak devir-teslim töreni yapılmamış olsa da Lula 1 Ocak’ta işbaşı yaparak başkanlık görevine başladı. Bu sırada ortalık sakin gibiydi ve gösterilerin yatıştığı varsayıldı. Oysa pazar günü parlamento saldırıya uğradı. Polis belirli bir tepki gösterip gaz kullanarak göstericilere müdahale ederken faşist göstericiler polise saldırıp birkaç polis arabası yaktı.
Yeni Başkan Lula, güvenlik güçlerini görevlerini yapmamak, yumuşak davranarak ve hatta önünü açarak barbarların hükümet binalarına saldırmalarına imkan tanımakla suçluyor. Konuşmalarında “fanatik faşistleri” ve eylemlerini hedef alarak parlamentoyu basanların bulunup cezalandırılacaklarını belirtirken, polisin de “hiçbir şey yapmadığını ve sadece faşistlerin parlamentoya girmelerine izin verdiğini” söyleyen Lula, başkentte 24 saatlik sokağa çıkma yasağı ilan etti. Başkent Brasilia'nın da bulunduğu eyaletin Valisi Ibaneis Rocha da “antidemokratik isyanı kontrol altına almak” için “tüm güvenlik güçlerini sokaklarda” görevlendirdiğini, “devlet binalarına saldıran sorumluların tutuklanıp cezalandırılacağını” ilan etti. Rocha başkent Güvenlik Şefi A. Torres’i de görevden aldı.
Kıssadan hisse, görünen o ki; erkene alınıp alınmayacağının belli olmayışıyla, siyasetten yasaklanan adaylarıyla, burjuva muhalefet gölgesinden korkar ve sokağa adımını atmazken faşistlerin sokaklara çıkmak ve terör estirmekten kaçınmayışları ve ordunun müdahaleye davet edilişiyle seçimin yapılması sorunken, sonuçları tanınmayarak seçilmiş başkanı devirmek için harekete geçilmesi bir başka sorun. Benzeri, ufak çaplı da olsa İstanbul yerel seçimlerinde yaşanıp tecrübe edilmişti. Şimdi hem İstanbul yerel yönetimi “ejderhanın ağzında” hem de ülkenin bütünü. Halkın iradesi mi –onu takan yok görünüyor!
O irade tehdit altındayken, burjuva muhalefet partileri kendilerinden başkasını da, iradesini de yok sayıyor. “Altılı masa” lütfedip görüşünü almadığı HDP’nin “çantada keklik” gördüğü oylarının mecburen kendilerine verileceğini varsayıyor. Çünkü demokrasiyi savunuyorlarmış. Davutoğlu ile Babacan’ın, daha düne kadar MHP’li olan Akşener’le Çiller ve M. Ağar’ın partisi DP’nin neresi demokratsa? Haydi onlar öyle, ya ittifak yaptığı müttefikleriyle iradelerini yok sayıp tek başına “Biz şöyle yapacağız” diyebilen HDP’ye ne demeli?
- Hoş geliyorsun faşizm… 06 Kasım 2024 04:55
- İşçi sınıfının ekonomik mücadelesinde kendisinden başka güvenecek kimsesi yoktur! 22 Ekim 2024 04:50
- Bahçeli, MHP ve terör... 17 Ekim 2024 05:43
- CHP ile nereye kadar? 15 Ekim 2024 05:11
- Sadece İsrail mi terörist? 08 Ekim 2024 04:51
- İsrail’le uzlaşıp anlaşma mı, mücadele mi? 06 Ekim 2024 03:57
- Haydut başı: Amerikan emperyalizmi 01 Ekim 2024 05:02
- Haydut devlet: İsrail 24 Eylül 2024 05:02
- Özgür Özel’e açık mektup 17 Eylül 2024 04:59
- Adaletin batsın!.. 10 Eylül 2024 04:54
- Şu hayali ‘aynı gemi’ ve ‘yüzsüzler’... 04 Eylül 2024 04:27
- Zindabad Pakistan*… 03 Eylül 2024 04:52