12 Ocak 2023 04:20

2023’e ikinci yazı: Saldırıların artacağı, mücadelenin büyüyeceği bir yıl

eylem yapan işçi kadınlar

Fotoğraf: Hasret Gültekin Kozan / Evrensel

Paylaş

“2023’e İlk Yazı”da yeni yılın uluslararası ve ülke ölçekli gelişmelerle bağlı daha sert mücadelelere sahne olacağına işaret edildi. Batı Avrupa’nın emperyalist ülkeleriyle ABD, Japonya, Çin ve Rusya’nın başlıca güçlerini oluşturdukları emperyalist kapitalist ülkeler arasındaki ilişkilerin gerginlikleri artan şekilde üretmeye devam etmesi bütün kapitalist ülkelerde işçi ve emekçilerle sermaye güçleri arasındaki ilişkilerin sertleşmesine de yol açacaktır.

Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı ülkeler bazında farklılık göstermekle birlikte tüm kapitalist ülkelerde halk kitlelerinin başlıca sorunlarından biridir. Birçok ülkede emekçilerin büyük çoğunluğu mutlak yoksullaşma koşullarında bulunuyor. Ara toplumsal kesimlerin önemli sorunlarından biri de artan yoksullaşmadır. Burjuva tekelci yönetimler buna rağmen ileri teknolojideki gelişmeleri ve ekonomik büyümeyi başarı kanıtı gösterip kapitalizmi “refah, huzur ve istikrar sistemi” olarak reklam etmeyi sürdürürüyor; 800 milyonu açlık koşullarında yaşamaya mahkum edip 220 milyonu işsizliğe sürükleyen sistemi aklayıp saldırı ve işgallerle sığınmacı konumuna düşürdükleri on milyonlarca insanın durumunu pazarlık malzemesine dönüştürme alçaklığına örtü çekmeye çalışıyorlar! 

Ancak toplumsal yaşamda ve sınıflı toplumlar koşullarında herhangi ilişki, gelişme ve olgunun tekyanlı yaşanması ya da gerçekleşmesi mümkün olmadığından dünya sadece kapitalist-emperyalist güçlerin, tekellerin ve halk düşmanı burjuva yönetimlerin çıkarlarına işleyen gelişmelere sahne değildir. Burjuva kapitalist çıkarların gereği olan politikaların hedefindeki işçi ve emekçiler, sömürülen ve ezilenler de kendileri için yararlı ve gerekli olanı elde etmenin kavgasını şu ya da bu biçimde sürdürüyorlar. Bu mücadele henüz saldırı politikalarını püskürtecek ve çalışma-yaşam koşullarında sözü edilebilir bir iyileşmeyi sağlayacak düzeye ulaşamasa da, emekçiler ekonomik sosyal ve kimi siyasal taleplerle burjuva iktidarları üzerinde baskı kurma çabalarını sürdürüyorlar. Yeni yılın daha ilk günlerinden başlayarak ya da zaten sürmekte olan ve yeni yıla girişte de sürdürülen işçi-emekçi protestoları İngiltere, Fransa gibi emperyalist; Brezilya, Türkiye gibi kapitalist ülkelerde devam ediyor. Sendikalara üye olma ve sendika yönetimlerini emekçi talepleri için mücadele tutumuna yöneltme hedefli çabalarda artış var. Siyasal baskı ve yasakların son bulması, zamların durdurulması, ücret ve maaşların artırılması, emeklilik yaşının yükseltilmeyerek aksine düşürülmesi, enerji, sağlık ve eğitim alanındaki harcamaların devletlerce karılanması bu protesto, grev ve gösterilerin talepleri arasındadır.

Türkiye’de yeni yılın ilk emekçi eylemlerinden biri Adana’da saya işçileri, bir diğeri Antep’te döküm işçileri tarafından gerçekleştirdiler. Kocaeli’nin Başiskele ilçesinde Selüloz-İş üyesi 170 işçinin Kartonsan fabrikasında sürdürdüğü grev 20. gününde. Siyasal saldırı ve baskı yoğunluğuna karşı kadınların, ilerici gençlik kesimleriyle aydınların tepkisi yer yer sokağa taşıyor. Devam eden zamlara yönelik tepki emekçiler çoğunluğunun genel eğilimidir. Tek adam yönetimi ise büyümekte ve yayılmakta olan tepkilerin genel bir protestoya dönüşmesini önlemek için bir yandan pahalılık ve zam artışı karşısında daha baştan etkisiz kalan ücret-maaş artışı ve “Durumu ancak biz iyileştirebiliriz” propagandasına sarılıyor, diğer yandan fiili saldırıları yoğunlaştırarak baskı ve yasakların kapsamını genişleterek sindirme politikasını sürdürüyor.

2023 ortalarında yapılması beklenen ve çok sayıdaki siyasal parti ve örgüt tarafından “yeni bir kırılma süreci”ne yol açabilecek özellikte görülen milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimi süreci bu baskı koşullarıyla belirlidir. İşbaşında kalması durumunda yürütmekte olduğu saldırı ve ezme politikalarını tahmini zor bir yoğunlukta sürdüreceğinin tüm verileri göz önünde olan Erdoğan yönetimine karşı emekçi tutumunun “sokakta” ve seçimlerde bu iktidarı işbaşından uzaklaştırıcı bir hatta gelişmesi sonraki süreçte yaşanacaklar açısından da büyük öneme sahiptir. Saldırı politikalarının daha etkin tarzda teşhir edilmesi, baskı ve yasak politikalarına, zamlara, hayat pahalılığına, çalışma-yaşam koşullarının ağır şekilde kötüleşmesine karşı mücadelede ileri adımların atılması geniş emekçi kesimlerinin bir kez daha yanılgıya kapılarak saldırı politikalarına sandık desteği sağlamaması açısından da büyük önem taşıyor. Devrimci sesimiz ve taktik politikalarımız daha geniş kesimlere ulaşabilmeli, işçi ve emekçilerin bağımsız devrimci politik örgütlenmesi daha fazla güç kazanmalıdır. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa