14 Ocak 2023 04:01

Sanatın ve bilimin çocuğu satranç

Fotoğraf: Flickr

Paylaş

Başlık, satranca gönül vermiş ve derinliğini keşfetmiş olanlar için sıradan bir ifade olsa da diğerleri için genellikle anlaşılmaz görünür. Bir oyun aynı zamanda hem sanat, hem bilim, hatta spor olabilir mi? Biz satranççılar bu durumu çok mu abartıyoruz? Otuz yılı aşkın bir süredir satranç oynayan, satranç problemlerini ve etütlerini inceleyen biri olarak yeni bir satranç bulmacasını çözdüğümde ya da inanılmaz bir hamle gördüğümde neden hâlâ şaşkınlıkla dolu bir hayranlık hissediyorum? Evet, satranç adına bildiklerim öğrenebileceklerimin binde biri bile değil ama her seferinde “Yok artık daha neler” dememin sebebi sadece ben değilim.

İnsan zihni problemleri çözerken genellikle bulunduğu konumdan ulaşmak istediği konuma doğru adım atar. Yani düşünme zinciri şu anki zamandan gelecek zamana hareket eder ve biz buna tümevarım diyoruz. Bazı bilim insanları evrende bir solucan deliği açmanın ve zamanda yolculuk yapmanın teorik olarak mümkün olduğunu söylüyorlar. Fizik konusuna hakim değilim ama satranç tahtasında solucan deliği açmak ve düşünsel olarak zamanda geri dönmek pekala mümkün. Yapacağımız hamlelerle zamanda ilerlemek yerine geleceği hayal edip hamleleri geriye doğru yaparak bugüne yani tahtadaki konuma ulaşmayı deneyebilir, kısacası tüme varmak yerine tümden gelebiliriz. Aşağıdaki beyazın kazandığı söylenen konumu yaklaşık 20 yıl önce görmüştüm ve yaklaşık bir saat aklıma gelen her hamle zincirini denedikten sonra cevabı bulamayacağımı düşünerek pes etmek üzereydim.

Beyaz oynar kazanır (şimdiki zaman)

Bir şeyleri yanlış yapıyordum ki cevabı bulamıyordum. Kazanmak için ya rakip veziri düşürmeli ya da rakip vezir tahtadayken mat edebilmeliydim. Sonra birden hamle aramaktan vazgeçip tahtadaki son konumu hayal etmeye başladım. Satrancın sihirli kelimesi “eğer” ile başladım. Eğer beyaz vezir g8’de siyah şah a7’de ve siyah vezir a6’da olsa idi (diyagram) Vb8 hamlesi ile ne de kolay mat ediyordum.

(Gelecek zaman)

Rakip taşları bir sıra aşağı çekmem gerekiyordu ama son konumu yani geleceği görmüştüm, ulaşmak istediğim konumun ne olduğunu biliyordum ve bu amaca hizmet eden hamleleri bulmak sadece birkaç dakikamı aldı. Zihnimdeki çizgilerin resmini yaptığımda ortaya garip bir yol haritası çıkıyordu.

Notasyona çevirecek olursak; 1.Vg2+ Vb7 [zorunlu] 2.Vg8+ Şa7 3.Vg1+ Şa8 [3...Şa6 yapılamaz Ac5 çatal ile vezir düşer] 4.Va1+ Va7 5.Vh1+ Vb7 6.Vh8+ Şa7 7.Va1+ Va6 8.Vg1+ Şa8 [8...Şb7 9.Ac5+]

9.Vg8+ Şa7 [9...Şb7 10.Ac5+] 10.Vb8 mat.  Sadece vezirle oynayıp neredeyse zorunlu olan on hamleden sonra kesin olarak kazanmak, işte satrancın büyüsü. Bütün bunları yaparken önce geleceği görme gerekliliğini keşfetmek ve bunu uzay zamanda tuhaf geometrik çizgilerle birleştirmenin derinliği sanatsal olmanın dışında başka nasıl ifade edilebilir ki?!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa