21 Ocak 2023 04:45

Kızılelma uçağı "yüzyılın seçimleri"ne doğru uçarken

Kızılelma

Fotoğraf: @BaykarTech/Twitter

Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demokrat Partinin 1950’deki seçim zaferine göndermede bulunarak genel seçimlerin 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacağını açıkladı. Partisinin Grup Başkan Vekili Muhammet Emin Akbaşoğlu bu açıklamayı ‘yüzyılın seçimleri’nin ilanı olarak yorumladı. Açıklamanın hemen ardından 14 Mayıs tercihinin anlamı, Erdoğan’ın üçüncü kez aday olup olamayacağı, Cumhurbaşkanının Meclisi fesih yetkisi olup olmadığı, seçim barajının belirsizliği ve benzeri konularda yapılan tartışmalar alevlendi. Erdoğan’ın tercihleri bir kez daha gündemi kapladı.

Oysa aynı haftanın başında ‘yüzyılın seçimleri’yle yakından bağlantılı, özellikle genç ve teknolojiyle barışık oy tabanını hedef alan önemli gelişmeler yaşanmıştı.

* * *

Türkiye-Macaristan arasındaki Karma Ekonomik Komisyon Toplantısı sonrasında yapılan ortak basın toplantısında, Macar bakana ülkesinin ABD yapımı HIMARS çoklu roketatar sistemlerini satın alıp almayacağı soruldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank araya girerek, Türkiye’de HIMARS sistemine alternatif ürünlerin üretildiğini ve ihtiyaç duyulduğunda Macaristan’a destek vermeye hazır olduklarını ifade etti.

Bu olay siyaset ve silah teknolojisi arasındaki ilişkinin görünür olduğu anlardan yalnızca biriydi. Daha önce DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gazeteci Ozan Gündoğdu’nun Baykar Teknoloji Şirketine ilişkin sorduğu bir soruyu yanıtlarken bu şirketin başarısının arkasında devlet desteğinin yattığını ifade etmişti. Sekiz yıl Milli Güvenlik Kurulu üyeliği yapmış olan Babacan’ın yaptığı bu yorum hem şirket yetkililerince hem de iktidarın en üst düzeydeki isimlerince şiddetle eleştirildi.

Habertürk TV’nin canlı yayınına katılan Baykar Teknoloji Genel Müdürü Haluk Bayraktar, iddiayı sert bir dille yalanlayıp, ihracattan güç alan bir firma olduklarını rakamlar sunarak ifade etti. Mini sınıf, taktik, taarruz sınıfı İHA üretiminden Aralık 2022’de ilk uçuşunu yapan insansız uçak Kızılelma’ya ulaşan sürecin bilgisini verdi. Kızılelma’nın havacılık anlamında Türkiye’yi bölgesel ve küresel anlamda süper güç seviyesine çıkaracak teknoloji olduğunu iddia etti. Bundan sonraki hedeflerinin uzay teknolojileri alanında yatırım yapmak olduğunu belirtti.

Mesajın ötesinde bunları ifade ediş biçimi dikkate değerdi. Haluk Bayraktar’ın dili Türkiye’de kapitalizmin gelişme özelliklerine paralel olarak şekillenmiş olan; siyasetçi karşısında alttan alan, ondan gözünü kaçıran geleneğin hayli dışındaydı. Öz güven düzeyi hayli yüksek bir tondaki savunusunu yer yer bir karşı atağa dönüştürdü. Türkiye tarihiyle aile tarihini örgüleme biçimi ve Türkiye’de silah sanayiinin gelişim özelliklerini aile tarihi üzerinden anlatma tercihi, Türkiye’de Erdoğan rejiminin mikro düzlemlerde nasıl geliştiği hakkında fikir verir nitelikteydi.

Aslında bu söylem Bayraktar kardeşlerin demeçlerinin ayırıcı bir özelliği olarak uzunca bir süredir dolaşımda. Merkezinde aile apartmanı satılarak başlatılan, başından bu yana kendi yağıyla kavrulan, bugün Türkiye’nin ‘en katmerli ihracatı’nı yapan, Savunma Sanayi Başkanlığının milli ve özgür üretim kararına kendini vakfetmiş bir şirket çerçevesinde şekillenen anlatı, sıkça ismi anılan Tayyip Erdoğan liderliği ile tamamlanıyor.

Bu söylemin bu yazıda değinilmeyi gerektiren önemi, teknoloji alanından yaklaşan seçimlere açılan pencereler. Diğer kardeş Selçuk Bayraktar’dan Baykar işyeri ortamını dinlerken Silikon Vadisi tadında bir “özgürlük” anlatısı üzerinden teknolojiyle barışık genç kuşağın Erdoğan rejimi ideallerine eklemlenme çabasına tanık oluyoruz. Oysa kimi zaman duygusallık ve gururla bahsedilen olgunun bir silah teknolojisi olduğunu hepimiz biliyoruz.

* * *

Seçim sath-ı mailinde silah sanayiinden verilen örnekler din işlerinden seçim yatırımlarına, sosyal yardımlardan güvenlik meselelerine kadar her alanda çoğaltılabilir. Ne Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank’ın Macar bakanla yaptığı basın toplantısındaki acar müdahalesi ne de Bayraktar kardeşlerin anlatısının Erdoğan rejiminin tarihsel köşebaşlarıyla kesişmesi kişisel tercihler olarak yorumlanamaz. İmamoğlu’na açılan davalardan Kılıçdaroğlu programına yerleştirilen SADAT reklamlarına, Baykar Teknoloji şirketi anlatısında kurulan köprülerden zincir market fiyatlarının denetimine kadar yapılan müdahaleler seçime odaklı adımlardır. Türkiye tarihinin en geniş kapsamlı ve kutuplaşmış seçim sürecine girildiği akılda tutularak, seçime ilişkin teknik tartışmaların cazip girdabına kapılmadan, toplumsal hayatın çeşitli alanlarından yüzyılın seçimlerine doğru “uçurulmakta” olan Kızılelma uçaklarının simgesel koordinatlarının tespiti ve yanıtlanması büyük önem taşıyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa