24 Ocak 2023 04:56

Şu burjuvazi ne malın gözü…

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Sonunda seçimlerin işaret fişeği atıldı. Önce Bahçeli, sonra Erdoğan, resmi olmasa bile seçim startını verdiler. Pazar günüyse Erdoğan, 10 Mart’ta resmi açıklamayı yapacağını ve cumhurbaşkanı olarak seçimi öne alacağını açıkladı. Böyle olursa, seçim 14 Mayıs’ta olacak.

Buraya kadar bir anormallik yok! Ötesine geçildiğindeyse, iktidar blokunda hukukun izine rastlayabilene aşk olsun. Seçim 14 Mayıs’ta olacak ve seçim takvimi 10 Mart’ta başlayacaksa, 1) yeni seçim yasasının uygulanması ve 2) Erdoğan’ın aday olabilmesi mümkün değil. Ancak şüphesiz böyle olmayacak ve hem Erdoğan aday olacak, hem de seçim yeni seçim yasasıyla yapılacak. Hukuk mu? Kim kaybetmiş ki, bulunabilsin! Gerek YSK gerekse başvurulduğunda AYM’nin Erdoğan ve Cumhur İttifakı aleyhine karar vermesini kimse beklemiyor. Göz göre göre hukuksuz bir seçim yapılacak!

Bu kadarla kalsa, belki de Millet İttifakı partilerinin kısık sesle itiraz bir yana bunları sorun etmeyecek olmaları normal karşılanabilirdi. Oysa daha başından yasalar uygulanmadan başlayacak seçim sürecinin gidişatı ve akıbetine güven duyulamayacağı ortadadır. Yasası ve adayı kitaba uymayan seçimlerde anayasa ve yasaların geri kalan maddelerine uyulacağını beklemek abes olur. Yıllardır sırtlarından transfer ettiği gelirlerle yandaşları başta olmak üzere kapitalist tekelleri beslemekle kalmayıp işsizlik, yoksulluk ve hatta açlığı dayattığı işçi ve emekçileri enflasyona ezdiren iktidarın sadece izlemeye başladığı seçim ekonomisine, asgari ücreti yükseltip EYT sorununda attığı adımlara vb. güvenerek az-çok olağan bir seçime gitmesi beklenemez. İktidar ipini elinde tutan burjuva fraksiyon, bu ipi elinden kaçırmamak ve yasal olmayan uygulamalarının hesabını vermek zorunda kalmamak için her yolu deneyip her yönteme başvurabilecektir. Seçim süreciyle birlikte oylama ve oy sayımında adaletin sağlanabilmesinin başlıca güvencesi, halkın seçimlere örgütlü katılımı, kendisine ve iradesine mücadelesiyle sahip çıkmasıdır.

Yasadışılık ve adaletsizliklere karşı uluslararası baskı tamamen önemsiz ve işe yaramaz sayılamaz; ancak bel bağlanabilir de değildir. Halkların yeterince örgütlü olmadıkları ve gerici hükümetleri üzerindeki baskılarının sınırlı olacağı günümüz koşullarında kendi çıkarlarını düşünüp her türlü anlaşmaya varabileceklerini kanıtlamış olan kapitalist ülkelerin tutumlarına güvenilemez.

Sorun sadece iktidar ve yasa dışılıklarıyla adaletsizlikleri olsa, yine de, neyse işimize bakalım denebilirdi! Oysa burjuva muhalefet de bir başka alem. Kazansalar yapacakları çok da farklı değil, çünkü mevcut kapitalist sömürü düzeninin aşırı yanlarını budayarak restorasyonunu savunuyorlar. Ötesine geçildiğinde, sözde 6’sı bir araya toplanmış, ama birbirlerinin paçalarından çekmeye ara vermemişlerdir. Neredeyse yılı devirmiş, ama hâlâ bir adayda anlaşamamışlardır. Üstelik anlaşsalar bile adaylarını seçtirmeye güçlerinin yetmediğini bile bile, burunlarından kıl aldırmıyor ve dışlarından destek aramaya yanaşmıyorlar. Emek ve Özgürlük İttifakı ve HDP’nin destekleyebileceği bir aday göstermemeleri halinde “masaları”nın işe yaramayacağı belli. Ama hâlâ milliyetçiliklerinden taviz vermiyor, Kürt partisidir deyip HDP ve yer aldığı ittifakla görüşmekten kaçınıyorlar.

HDP’nin “Kendi adayımızı çıkarırız” açıklamasına da “Baskı yapıyor”, “pazarlık”, “Açık kapı bırakıyor, son anda geri çeker” türü değerlendirmelerle önem vermez görünüyorlar. Kılıçdaroğlu “Kürt sorununun çözümünde HDP meşru muhatap”, Babacan “ana dilde eğitim hakkı” noktasına gelmişken, Akşener hâlâ sarkık bıyıklı özel harekatçılara övgüler dizdiği içişleri bakanlığı günlerindeki tutumunda.

Kürt ve sosyalizm düşmanlığıyla HDP ve Emek ve Özgürlük İttifakı ile merhaba etmeyen Akşener, Bahçeli’nin “Kürt kardeşim” demesi gibi, geçen hafta sonundaki Diyarbakır İl Kongresinde İYİ Partiyi “Bu ülkenin has evlatları Türkler, Kürtler ve Zazalar kurdu” demiş, ardından solu da, işçi sınıfını ve Kürtleri de yok sayıp “Bugün ülkemizde Türk, Kürt, sağcı, solcu yok. Bugün artık Türkiye’de AKP’li olanlar ve diğerleri var”a getirmiştir!

Başka şansları olmayan Kürtlerle solcular sanki Akşener’i desteklemek zorunda!

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa