Ekmeleddin bir huydur masada

2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP ve MHP’nin adayı olarak seçimlere giren Ekmeleddin İhsanoğlu’nun durumuna kimse düşmesin. CHP seçmeninin benimsemediği aday, seçim sonucunda CHP ve MHP’nin bir önceki seçimdeki toplam oy miktarını korumuş olsa da o zamandan bu yana bir siyaset travmasıyla özdeşleşti. Önümüzdeki seçimde adayın kim olacağı konuşulurken bile ‘Ekmeleddin’e sık gönderme yapılması bu duygusal cendereden çıkılmadığını gösteriyor. Ekmeleddin çarpık ittifakların, sağduyu yokluğunun, lider sultasının ve halkın devre dışı bırakılmasının simgesi.

Bir önceki seçimlerde Muharrem İnce bile ‘İkinci bir Ekmeleddin vakası yaşamak istemiyoruz. İkinci bir Ekmeleddin vakasına karşı kanımın son damlasına kadar mücadele edeceğim’ demişti. Bile, çünkü, daha seçim bitmeden ‘adam kazandı’ demesiyle devlet dersinden sınıfta kalanlar listesinde Ekmeleddin’in hemen yanında adı yer aldı. Parçası olduğu siyasi mekanizmanın yapısı ortadayken büyük konuşmamak lazım!

Bu iki eski adayın yol açtığı kayıp duygusu, seçilmelerini sağlayacak, toplumsal iklime uygun bir formasyona sahip olmamalarıyla ilgili olabilir tabii. Ama bütünüyle Ekmeleddin İhsanoğlu ile Muharrem İnce’yi suçlamak doğru olmaz. Cumhurbaşkanlığı adayının belirlenmesini genel başkanın keyfiyetine bırakan siyasi parti içtihadı sorgulanmadan bu ikisinin anısından, parti bürokrasisinin önüne atılacak birer günah keçisi çıkar sadece. Ama konuşmakla Ekmeleddinler ölmez, çünkü işlevseldirler bu durumda. Bu yüzden masada hep vardırlar. Değişirler, tebdilikıyafet ederler, hep oradadırlar. Hatta her seçimde, herkesin kendine göre bir Ekmeleddin’i oluşabilir. Kusur örter, günahı ve eleştiriyi üstüne çeker, sistemi temizler.

Şimdi 6’lı masadaki liderler de cumhurbaşkanını kendi aralarından, masada belirlemeye çalışıyorlar. Bu bakımdan ne diğer partilerle ne diğer toplumsal güçlerle, sendikalar ve ‘sivil toplum örgütleri’yle görüşüp fikir alma ihtiyacını duymadılar. Gitmedikleri, görüşmedikleri kesimlerin beklentilerini biliyor gibi davranıyor ve nüfusun büyük bir kesiminin kendilerine mahkum olduğunu zannediyorlar. Oysa o masada takip edilen içtihat ile tek adam rejimi arasındaki mesafe çok uzak değil. Kendisini ‘milletin’ yerine koyan, onun taleplerini kendi kendine yapılandırmaya çalışan bir iktidar, zaten yirmi yıldır yürürlükte. Benzerine ihtiyaç yok.

Erdoğan’a karşı yarışıp seçimi alabilecek bir cumhurbaşkanı çıkarmaya elverişli bir sayısal potansiyeli harekete geçirebilecekken, bu masanın nitelik bakımından hiç de o yetenekte olmadığını düşünenler hayal kırıklığına uğramıyor doğrusu. Yine de bu masanın sahipleri kamuoyunun beklentisini göz önünde bulundurduklarını iddia ediyorlar. Bu hangi kamuoyuysa artık. Nagehan Alçı’ya, sokakta Kılıçdaroğlu’nun Aleviliğinin sorun oluşturduğunu işaret eden İyi Partili Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı gibi olanların dolaştığı yerler var, bir de böyle şeylerle ilgilenmeyen sokak. Paçacı’nın dolaştığı sokakta HDP de kırmızı çizgi! Meral Akşener ‘Kimlikler bitti bir AKP bir de herkes var’ dese de, Paçacı yaptığı gafı istifa ile ödünlese de o masanın nimetlerini bölüşmekten sıra ‘herkes’e gelemiyor.

El Pais’e konuşan Babacan’a göre demokrasimiz hasta ama yaşıyor. Cumhurbaşkanına verilen bütün yetkilerin, Millet İttifakının parti başkanlarına eşit paylaşımı olsun da çok yaşasın tabii. HDP’nin hazineden alacağı, hakkı olan para kesilmiş, parti kapatılmakla yüz yüzeymiş hiç önemli değil. Ama böyle giderse birbirinin Ekmeleddin’i olmak da var bu dünyada.

Bu arada Emek Özgürlük İttifakı partileri şubat başına doğru ittifakın ortak adayını ilan edeceklerini duyurdular. Buradaki parti liderleri Millet İttifakını defalarca eleştirerek Türkiye’nin gelecekteki cumhurbaşkanı adayının toplumsal bir mutabakatla belirlenmesi gerektiğini söylediler. Ne var ki Millet İttifakına yönelik toplumun çeşitli kesimleriyle görüşerek aday belirleme çağrısı şimdiye kadar bir karşılık bulamadı. Bunu bütün örgütlü çevrelerle görüşüp tartışmak suretiyle Emek ve Özgürlük İttifakının kendisi gerçekleştirecek şimdi. Kendi iç pazarlıklarına gömülmüş, iktidarın açtığı fay hatlarını bağrına basarak yol almaya çalışan, ‘makbul vatandaş’ kriterine uygun CB adayı ararken bir arpa boyu yol alamayan 6’lının muhtemel kayıplar karşısında sorumluluğu yükleyebileceği yer olmayacak Emek ve Özgürlük İttifakı.

Masadaki Ekmeleddin ruhudur bunun sorumlusu. Bu, değişmeyen bir huydur masada.