29 Ocak 2023

Dolu dolu bir hayat ve çok önlü bir aydın: Onat Kutlar (2)

Fotoğraf: Onat Kutlar arşivi 

Onat Kutlar’ın senaryolarını yazdığı “Yusuf ile Kenan”, “Hazal” ve “Hakkâri’de Bir Mevsim” filmleri yurt dışı ve yurt içi festivallerde birçok ödül kazanır.

1975 yılında Polonya tarafından Kültür Madalyası ile ödüllendirilen Onat Kutlar 1985 yılında Berlin Film Festivali’nde jüri üyeliği de yapar. İstanbul Film Festivali Düzenleme Kurulunda ve İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı İcra Kurulunda görev alır. 1978’de, Kültür Bakanlığı Sinema Yapım ve Gösterim Merkezinin kuruluş çalışmaları içinde olur.

1989’da İranlı Şair Füruğ Ferruhzad’ın şiirlerinden bir seçmeyi Celal Hosrovşahi ile birlikte çevirerek “Sonsuz Günbatımı” adıyla yayımlar. “Unutulmuş Kent” adlı şiir kitabı 1996’da Fransa’da Rauyamont Vakfı tarafından yayımlanır. 1994 yılında Fransız hükümetince, “L’Ordre des Arts et des Lettres” ödülü verilen Onat Kutlar, Meydan, Yeni Sinema, Milliyet Sanat, Papirüs, Gösteri gibi dergilerde çıkan sinema yazılarını “Sinema Bir Şenliktir”de bir araya getirir. Cumhuriyet gazetesindeki yazıları ölümünden sonra “Gündemdeki Konu” (1995) ve “Gündemdeki Sanatçı” (1995) adlarıyla kitaplaştırılır.

Ödül kazanan “İshak” adlı öykü kitabında “Horozlar”, “Hadi”, “Yunus”, “Çatı”, “Kediler”, “Dördüncü”, “At Cambazları”, İshak”, “Kül Kuşları” adlarıyla 9 öykü yer alır. Bugünden baktığımızda da o günler, o yaşlar için ustaca yazılmış, akıcı güçlü öyküler olduğunu görebiliyoruz.  Kitapta yer alan “Horozlar” adlı ilk öykünün giriş cümlelerinden de anlayabiliyoruz bunu daha okumaya başlar başlamaz: “Yirmi dakika varmış büyükanne dedi çocuk. Yaşlı kadın başını salladı ve sulanmış kara taş döşemeli avlunun kiler kapısına açılan kuytu köşesine gözlerini dikip beklemeye başladı. O kiler kapısından gizil bir serinlik yayılıyordu ortalığa. Taş döşeme avlu, üstüne su yerine kolonya dökülmüş gibi, bu hatif akşam üstü serinliğinde ürperiyordu. Kenarlarda, ayak basılmayan yerlerde aralıklarından yeşil otlar ve aslanağızları fışkırmıştı. Bir kedi sinirli ve kırık çizgiler gibi sıçrıyor, ağzının yanıyla otları çiğnemeye çalışıyordu.

‘Karnı ağrıyor!’ diye bağırdı çocuk, ‘Karnı ağrıyınca çimen yer kedi.’ Bunu kendi deneyleri sonucu öğrenmiş gibi sevinçliydi. Elindeki delikli kuruşları bir yana fırlattı. Gitti, kediyi boynunun arkasından, derisinden yakalayıp kaldırdı. Hayvan büzüldü.

‘Bırak oğlum onu!’ dedi yaşlı kadın, ‘Git bir daha sor Kaç dakika kalmış?​’

‘Şimdi sordum’ dedi çocuk. Kedinin ağzına zorla çimenleri sokmaya çalıştı.

Döşeme, suyun cızırtılarla soğuttuğu ağır bir taş gibi buğu içindeydi. Gökyüzünden sürüyle şeytan tüyü uçup gidiyordu. Biri avluya indi. Duvarlara süründü, yuvarlandı.”

SİNEMATEK’TEN ‘GENÇ SİNEMA’YA

Onat Kutlar’ın öncülüğünde Türkiye Sinematek Derneğinin kurulduğu dönem, Türk sinemasındaki kamplaşmanın da doruğa çıktığı bir dönemdir. Bu kamplaşmanın bir yanında, Onat Kutlar, Nijat Özön, Giovanni Scognamillo, Ali Gevgilili gibi eleştirmenler, diğer yanında ise Halit Refiğ, Metin Erksan, Sami Şekeroğlu gibi isimler bulunmaktadır. Birinci gruptakiler, yönetmenleri ticari Yeşilçam filmlerini yaygın hale getirmekle suçlarken, karşı taraf sinema eleştirmenlerini Batı, özellikle de Avrupa sinemasına özendirmesi hususunda eleştirmişlerdir.(*)

Türk Sinematek Derneği yabancı sinemacılar ile karşılaşma olanağı sunmanın yanında sinema alanında düşünce gelişimini de sağlamıştır. Derneğin en önemli faydalarından biri, bir tartışma ve araştırma platformu oluşturan “Yeni Sinema” dergisini yayımlamak olmuştur. “Derginin adından da anlaşılacağı gibi ‘yeni bir sinema’ kurulması hedeflenmiştir” (a.g.y,) Dergi, 1 Haziran 1970 tarihine kadar 30 sayı çıkar. Yeni Sinema dergisi kapanmadan dört ay önce, 5 Şubat 1970 tarihinde Filim 70 adında ikinci bir yayın organı daha çıkarılır. 18 sayfalık küçük boyutlu bu aylık dergi de 1972 yılına kadar, adı her yıl değişerek (Filim 71, Filim 72) yayımlanır.

25 Ağustos 1965’te kurulan Sinematek Derneğinin üyeleri arasında olan bazı sinemacı ve aydınlardan bazıları arasında Aziz Nesin, Yaşar Kemal, Yılmaz Güney, Aliye Rona, Atıf Yılmaz, Ali Özgentürk, Selim İleri, Doğan Hızlan, Gencay Gürsoy, Yavuz Özkan, Atilla Dorsay, İlkay Demir, Zeynep Oral gibi önemli isimler de vardır. Derneğin film gösterimlerine Sabahattin Eyüboğlu, Azra Erhat, Kuzgun Acar, Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil, Oğuz Atay gibi aydınların, sanatçıların katıldığını, Onat Kutlar’ın yazdıklarından öğreniyoruz.

Sinematek Derneğinin organizasyonuyla 1966 yılında Türk sineması toplantısı düzenlenir. Bu toplantının sonucunda Duygu Sağıroğlu, Metin Erksan ve Halit Refiğ, Kemal Tahir’e daha da yakınlaşırlar. Adı geçen yönetmenlerin görüşleri şu şekilde özetlenebilir: “Türk toplumu Osmanlının devamıdır. Toplumsal yapımız Batı toplumlarından farklıdır. Türk sineması Türk toplumunun ürünü olarak içerik ve biçim açısından Batı sinemasından farklıdır.”

Ulusal sinema çizgisindeki sinemacılar ve aydınlar modern ve avant-garde sanatı bireycilikle eleştirip reddederler. Sinematek çevresini de bireyci ve Batıcı olmakla eleştirirler.

Derneğin teşviki ve desteğiyle yeni sinema kulüpleri de oluşur. Bu teşvik ve desteklerle örneğin 1967 yılında İstanbul ve Ankara’da yedi sinema kulübü oluşmuştur. Bir okul işlevi de gören, 12 Eylül 1980 tarihine kadar faaliyetini sürdüren Türk Sinematek Derneği 12 Eylül darbesi sonrasında kapatılır.

Onat Kutlar’ın öncülüğünde kurulan Türk Sinematek Derneğinden ayrılan devrimci/sosyalist genç sinemacılar, 1968 yılında “Genç Sinema hareketi” adıyla anılan bir oluşum başlatırlar, aynı adla bir de dergi yayımlanmaya başlar.

Sinemayla ilgili gençler, edinebildikleri kameralarla kısa filmler çekmeye başlarlar. Çektikleri filmleri gösterebilme isteği Robert Koleji Sinema Kulübünün düzenlediği Hisar Kısa Film Yarışması’nın oluşmasını sağlar.

Genç Sinema’cılar Onat Kutlar’ın da desteğiyle Sinematek’te toplantılar yapar, sinema anlayışlarını, “Sinemaya yeni bir estetik getirmek ve ideolojik dönüşümü sağlamak için ne yapılabilir”i tartışırlar.

1964 yılında yaptığı evliliğinden Gazel ve Mazlum adında iki oğlu olan Onat Kutlar, 30 Aralık 1989 tarihinde Filiz Kutlar ile evlenir. Oturduğu pastanede bombanın patladığı gün evlilik yıl dönümleridir.

(*) Altmışlı Yıllarda Alternatif Bir Örgütlenme: Türk Sinematek Derneği. Birgül Alıcı. Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2016

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Ülkede 10 milyon kişi 25 bin liranın altında, açlık sınırı civarında bir ücretle çalışıyor.

65 yaş üstü nüfusun yüzde 13’ü geçinebilmek için, inşaat gibi ağır işler de dahil, çalışıyor.

Aile Bakanlığı verilerine göre 3 milyon 690 bin aile sosyal yardımla geçiniyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
MEB’in tarikatlardan sonra Ülkü Ocaklarıyla protokol imzalamasının ardından Ülkü Ocaklarının okullarda düzenlediği etkinliklerin propaganda ve eleman kazanmaya dönüştüğü iddiaları gündeme geldi

Evrensel'i Takip Et