29 Ocak 2023 04:31

Okul polisi çıkmazı

Fotoğraf: DHA

Paylaş

AKP iktidara geldikten sonra, yani yaklaşık 20 yıl önce, çocuklara yönelik büyük bir kampanya başlatıldı. Bu kampanyanın önemli bir kolu, okullara yönelik büyük saldırı ve bu saldırının önemli bir kolu olacak olan “okul polisi” uygulamasıydı. Bir diğer deyişle, çocukları ideolojik kuşatmaya almak isteyen iktidar okullara polisin sokulmasını istiyordu.

Bu amaçla önce toplumda okullarda bir güvenlik sorunu olduğu kanısının uyanması için kapsamlı bir halkla ilişkiler çalışması yürütüldü. Bu çalışmada en önemli rolü, belki de “haber programı” diye adlandırılan ama aynı görüntülerin defalarca yeniden gösterildiği kötü televizyon kanalları oynadı. Gülen imparatorluğu yayın organları, toplumu polisin çok ama çok gerekli olduğuna inandırmak için büyük çaba gösterirken sürekli olarak çocukların ve okulların tehlikede olduğunu işlediler.

Okulların güvensiz olduğuna ilişkin kapsamlı propaganda çalışması sürerken, Eğitim Bakanlığı bünyesinde okullarda şiddetin önlenmesi için çalışmalar başlatıldı. Bakan ve ekibinin uygulamaya koymak istediği önlemlerin hepsi okullarda şiddetin aşağıdan ve dışarıdan geldiği varsayımına dayalıydı. Yani, okulda şiddetin ortaya çıkması öğrencilerin kötü davranış ve tutumları ile okulları tehdit eden dış güçlerden kaynaklanıyordu. Okullara şiddetin aslında yukarıdan getirildiği ve yapısal bir sorun olduğu unutturulmak isteniyordu.

Okullara polis sokulmasını kabul ettirmek için “uzmanlar” getirildi; toplantılar ve atölyeler düzenlendi. Bakanlığa destek veren kimi akademisyenler, yuvalandıkları eğitim fakültelerinin adlarına yaslanarak okul polisinin dünya çapında kabul gören “bilimsel” bir uygulama olduğunu iddia ettiler. Getirilen “uzmanlar” gibi, “bilimsel” dayanak olarak öne sürülen çalışmaların da hemen hepsi ABD’dendi. Yakından incelendiğinde okullara polis sokulmasına destek veren ABD’li akademisyenlerin sağcı oldukları kolayca anlaşılıyordu.

O dönem yapılan kimi yüksek lisans veya doktora tezlerinde yürütülen kampanyanın izleri hemen görülebilir. “Okul güvenliği sorunu” gibi başlıklar içeren bu tezlerde, büyük bir sorunun var olduğu iddiası öne sürülmekte ve çözümün “okul polisi” olduğu doğru düzgün bir dayanak olmaksızın “sonuç” olarak sunulmaktaydı.

2007’de PVSK yeniden düzenlendi. Amaç, polis devletinin güçlendirilmesi, polis şiddetinin önündeki engellerin azaltılması ve polisin topluma sızmasının kolaylaştırılmasıydı. Polisin okullara girmesini de kapsayan “toplum destekli polislik” bu düzenlemeyle getirildi.

Şimdi okul polisi uygulamasının devşirildiği ABD’de son yıllarda ortaya çıkan duruma bir göz atalım: Okul ile polisin birlikte düşünülmesi ABD’de bile kolay olmadığı için, “okul polisi” terimi kullanılmıyor. Kullanılan terim bir belirsizlik üzerine kurulu çünkü okul polisinin aslında kabul edilebilir bir görev tanımı yok. Dahası sayılar da bilinmiyor. Var olan tahminler, 15-20 bin okul polisinin olduğu yönünde. Bütün bu belirsizliğe karşın, okul polisi için akıtılan kaynaklar büyük: Son 20 yıl içerisinde 2 milyar dolarlık bir kaynak harcanmış.

ABD federal bütçesinden yapılan harcamalar, 1999’da Columbine Lisesinde gerçekleştirilen saldırı gibi korkunç silahlı saldırılar ardından artıyor. Topluma büyük zarar veren silah satışlarının önü alınmadıkça -yani toplum silahsızlandırılmadıkça- okullara yönelik saldırıların engellenmesi söz konusu değil ama Demokrat Partili başkanlar bile silahlar konusunda ciddi önlem almaktan kaçınıyorlar. Sonuçta okulların kendilerini korumaları, hatta öğretmenlere silah verilmesi gibi akıl dışı çareler öne sürülüyor.

Oysa sonuç ortada. Okul polisi sayısındaki artış sürerken okullara yönelik saldırıların sayısı da artıyor. Yani, okul polisinin silahlı şiddeti engellemediği ortada. Dahası, okul polisi okul içinde şiddetin yaygınlaşmasını sağlıyor: Okul polisinin bulunduğu okullarda başta siyah öğrencilere, göçmen kökenli veya yoksul öğrencilere yönelik disiplin cezaları artıyor. Bu yetmezmiş gibi, bu öğrenciler sık sık okul polisinin elinde şiddete maruz kalıyorlar. Okul polisinin öğrencilere şiddet uyguladığı anlar birçok video paylaşım platformunda tüm dünyanın gözleri önünde. Ama okul polisi uygulaması sürüyor.

Özetle, okula polis sokulmasının ne okullara ne de çocuklara bir yararı var. Tam tersine, büyük zararı var. Okullara polis sokulması, okulların özgür alanlar olmaktan çıkarılması ve çocukların iktidar tarafından kuşatılması için yapılıyor. Tıpkı polis devleti gibi, okul polisi de demokratik bir toplumu yok etmek içindir ve kabul edilemez.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa