Altılı masanın kör noktası benzerlikleri, benzemezler hangileri?
Fotoğraf: Evrim Aydın/AA
Altı birbirine benzemez mi yoksa çok benzer mi, önce buna bir karar vermek gerekiyor. Altılı masanın, millet ittifakının “ortak mutabakat metni” yayımlandı. Suya sabuna dokunmadan sorunlara ve ideallere bol bol teğet geçildiği yönünde eleştiriler var. Bu teğet geçmelere de, ne yapsınlar, altı benzemez, ancak bu kadar mutabakat yapabilir diye anlayış gösterilmeye, mutabakat meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Gerçekten altı yedi benzemez mi var ortada yoksa aslında çok daha benzerler mi?
ALTI BENZEMEZ Mİ YEDİ SEKİZ BENZER Mİ?
Önce çok temel bir soru sormak gerekiyor: Altı benzemez mi yoksa aslında birbirine çok benzer altılı mı? Bence, MHP’yi de yanlarına alsalar yedi benzer oluşturabilirlerdi, en azından hiç de tuhaf kaçmazdı.
Altılı mutabakat aslında ne kadar benzer olduğumuzu, dahası bu benzerliğimizin de çok sığ noktalarda buluştuğunu gösteriyor. Buluşma noktası en sığ noktalarda, fakir çocuğun çıraklığa, yoksulun sosyal yardıma muhtaç bırakıldığı yerde başlıyor. Niteliksiz eğitimde başlıyor, eşitsizlik ve ayrımcılıklarda başlıyor. Duruma, geleneğe, yerleşik bozuk düzene uyarlanmada başlıyor. Aman bir sorun çıkarmayalım, mevcut yapı ve sistemi restore edelim de başlıyor. Konvensiyonalizmin ne anlama geldiğini tarihi ve yaşananları dikkate alanlar az çok bilir, sığlık konvensiyonalizmde başlıyor.
BENZERLER VE BENZEMEZLER HANGİLERİ?
Altısı zaten benzer. Daha nicesi zaten benzer. Biraz benzemez varsa AKP sayılır. Biraz da farklı yönlerden HDP. Altı, yedi veya daha fazlasına birden en benzemez varsa, bunun başında sosyalistler gelir.
BENZERLİĞİ ÇOK AZCIK BENZEMEZ: AKP
Ortada bir benzemez varsa, o da ne kadar benzemez sayılır bilemem, siyasal İslamcılık-şeriat-tarikat tayfasıdır. Bunu da Erdoğan ve AKP temsil etmektedir. Dikkat edilirse tüm blokların odak noktası AKP-Erdoğan odağında buluşan MÜTAŞERİK (müteahhit, tarikat, taşeron, şeriat şerikliği) bloka odaklanmakta gibi ama pek de öyle değil.
Yani altılı masa benzerdir, hatta MHP ile de pek bir benzemezlik bulunmamaktadır. Burada azıcık benzemezlik varsa, AKP’nin temsil ettiği tarikatçılığa sayılır ki, o da çok öne çıkmamaktadır.
Kaldı ki Babacan, Davutoğlu, Karamollaoğlu aynı cami cemaat çevresinden olduğundan “ideolojik bir benzemezlik” de yoktur.
Nasıl FETÖ ile AKP’nin, FETÖ ile masadakilerin çoğunun ideolojik anlamda pek fazla benzemezliği yoksa aynı durum genel olarak da geçerlidir. İyi Parti ideolojik olarak AKP’den, MHP’den ne kadar uzaktadır, pek değil gibi.
Dahası ılımlı İslam, kapitalizmin şeriği olduğuna göre o da benzemez sayılmaz.
Eğer, dincilik ile, siyasal İslamcılık ile çelişebilecek aydınlanma, bilim ve laiklik bile vurgulanmamışsa, ortada Millet ve Cumhur İttifakı arasında tarz dışında bir benzemezlik de kalmamaktadır.
Geriye kalan nedir?
MİLLET VE CUMHUR KAPİTALİZMDE AYNI: DİNCİLİĞİN VE YOLSUZLUĞUN DERECESİ VEYA TARZI FARKLI
Güçlendirilmiş parlamenter sistem, biraz daha liberal demokrasi, bunun için denge denetim sisteminin (yargının, Sayıştayın) biraz daha iyileştirilmesi, aşağı yukarı bu kadar.
Bu da yeter mi, onu bilemem, biraz da Türkiye reel politikası der geçebiliriz.
Dinciliğin, tarikatçılığın ve yolsuzluğun derecesi bir kırat düşerse veya aralarında uzlaşma biraz daha artarsa bir kazanım mıdır, onu memleket bilir. Sulh ve adalet böyle bir şeyse bu da yeter artar denebilir.
Sol literatürle “komformizm” sağlanmış olur. Zaten orta ve üst sınıflar da komfor arıyor, lümpeni için de bu kadar komfor yeter artar. Hele de konvensiyonalizme hiç dokunulmamış olur. Sonuçta “ortak mutabakat”.
AYDINLANMA VE LAİKLİK DE YOKSA AKP İLE ÇOK BENZER HALE GELİNİYOR
İktisadi sistemde aralarında benzemezlik zaten yok. Kapitalizmin soslanmış halleri kapitalizmin sürdürümüdür. Yakın geleceğe dair de nasıl aşılacağına, hatta aşılmasına dair bir beklenti de yok ortada.
Altılı masa ile cumhur arasında arada azcık benzemezlik olacaksa bu bilim, aydınlanma, laiklik olurdu. O da mutabakatta pek yok, çok uzaktan selam verilmiş mi, o da açık değil.
HDP’NİN BİRAZ BENZEMEZLİĞİ: ÇOĞULCU DEMOKRASİ
HDP biraz benzemez durumda çünkü güçlendirilmiş parlamentarizmin ancak çoğulcu demokrasi ile, bunun insan hak ve hürriyetlerini artırmakla, daha güçlü bir liberal demokrasiyle olacağını savunuyor. Siyasetin daha yerelleşmesini istiyor. Aralarında sosyalist renkler de var.
Belki de en benzemezliği kadınların aktif yer alması. Bu anlamda diğerlerine pek benzemiyor.
Bir miktar federatif, konfederatif arayışlarla da benzemez durumdalar.
SOSYALİSTLER EN BENZEMEZ: MEVCUT HALLERİN KARŞITI VEYA MARJİNALİ
Sosyalizm/toplumculuk daha bütüncül olarak para pula kapitalizme karşı bir duruş. Henüz marjinal kalmaya mahkum. Bu marjinalliğinden utanıp çekinmemeli. Çok daha güçlü şekilde en azından fikriyle bile bir seçenek olduğu iddiasını sürdürmeli. Benim kanaatim şu masa o masa yerine kendi iddialarına uygun yerde devam etmeli. Eğer umut olunacaksa, ana fikir ve farklı dünya modeli ile umut olunacaktır. Ben de size benziyorum diyerek değil.
Ne kadar konvensiyona girilirse o kadar az benzemez olacaktır. Sekterlik değil ama başka dünya tahayyülünden uzaklaşılmamalı.
Erbakan, bunların hepsi batıl, ben hakkım diyordu. Bu ancak sosyalistlere yakışıyor.
- MEB açık öğretim okulları istatistiklerinde bir gariplik mi var? 29 Kasım 2024 04:15
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15
- Aileler çocuklarını MEB’den kurtarmaya çalışıyor: MEB eğitime, çocuklara, topluma zararlı hale mi geldi? 13 Eylül 2024 04:42
- Eğitimin sorunlarından öğretmenler ve müdür yardımcıları da mağdur 06 Eylül 2024 04:41
- Atamaların değeri değersizleştirilmesi üzerine 30 Ağustos 2024 04:44
- Tarihleri, çağları, problemleri karıştırmak: Ahilik de işletme de amaç ve işleyiş olarak okul değil 23 Ağustos 2024 04:46