6 Şubat 2023

Sermaye, güçler ayrılığına karşı

Guatemala, büyük sermaye grupları ve siyasi elitler arasındaki yolsuzluk, hesap vermezlik ve şiddet paktının devamlılığı için en temel demokratik hakların bile baskılanmasında yeni bir aşamaya geçmiş durumda. Haziran 2023’te gerçekleşecek olan başkanlık, meclis ve belediye seçimlerinde yer almak için ‘Halkların Özgürlüğü Hareketinin’ (MLP) adayı olarak seçim kuruluna başvuran Thelma Cabrera ve Jordan Rodas’ın başvuruları, Rodas’ın haberinin dahi olmadığı bir soruşturma dosyasının varlığı sebebiyle reddedildi. Böyle bir dosyanın varlığı halen kanıtlanmış değil, ancak seçim kurulu bunu adaylık reddi için yeterli sebep saymaktan çekinmemiş.

Her ne kadar Cabrera-Rodas ikilisi Anayasa Mahkemesine başvurarak adaylıkları önündeki bu hukuksuzluk engelini aşmaya çalışacaklarsa da bunun zorlu bir yol olduğunu söylemek gerekiyor. Guatemala güçler ayrılığının son dönemde oldukça gerilediği, mevcut iktidar blokunun yolsuzluk ve hukuksuzluklarına karşı mücadele eden gazetecilerin hapsedildiği, savcı ve hakimlerin ise ülkeyi terk etmek durumunda kaldıkları bir ülke. Bu açıdan, mevcut ittifaka karşı alternatif oluşturabilecek ve soldan gelen en güçlü başkan ve başkan yardımcısı adayının açık bir hukuksuzluk ile seçim dışı bırakılmasının, hukuki değil siyasi bir karar olarak değerlendirilmesi gerekiyor.

Halkların Özgürlüğü Hareketi, karara tepki olarak halkı gösterilere davet etti ve hafta sonu Guatemala’nın çeşitli kentlerinde gösteriler düzenlendi. Hareket, aslında Cabrera’nın içinden geldiği ve 1992’de kurulan ‘Kırsal Kalkınma Komitesinin’ (CODECA) siyasi kanadını temsil ediyor. CODECA, büyük kısmını yerli çiftçi ailelerinin oluşturduğu bir toprak ve ekim hakkı hareketi. MLP ise elektrik, su gibi hizmetlerin tekrar kamusallaştırılmasını, eğitim ve sağlık alanlarında kamusal yatırımların arttırılmasını, çok uluslu ve demokratik bir devlet anlayışında yerli toplulukların haklarının garanti altına alınmasını savunan bir parti olarak karşımıza çıkıyor. Cabrera’nın 2019 seçimlerinde aday olarak 450 bin oyla dördüncü sırada yer alması ise hareket açısından tarihi bir önem taşıyor. Çünkü Cabrera, Guatemala’daki en büyük ayıplardan sayılabilecek olan, Maya yerlisi olma, kadın olma, fakir olma ve aktivist olma gibi özelliklerin tümüne haiz durumda.

Rodas ise ülkedeki bir başka önemli ayıptan biri olan insan hakları aktivizminde yer alması ile ünlü. 2017-2022 yılları arasında Guatemala’da insan hakları ombudsmanı olarak görev yapan Rodas, tanınan bir hukukçu olarak Thelma Cabrera ile mevcut iktidara karşı kuvvetli ve gerçek bir seçenek olma potansiyeline sahipti.

Şimdi ise seçimler, iktidar blokunun farklı fraksiyonlarının desteklediği benzer adayları arasında bir yarış şeklinde olacağa benziyor. Diktatör Efrain Ríos’un kızı Zury Ríos an itibarıyla anketlerde başı çekerken, ‘Guatemala’yı yeniden Büyük Yapma’yı vadeden aşırı muhafazakar ve Eski Guatemala Devlet Başkanı Alvaro Arzú’nun oğlu da ‘aile’ içinde gerçekleşmesi arzulanan seçimlerin adaylarından biri. Hiç şüphesiz bu adaylar, mevcut sermaye-siyaset-yargı ittifakının sorunsuz iktidar değişimini garanti altına alacak adaylar. Cabrera-Rodas ikilisinin seçimlerin ikinci turuna kalması durumunda seçilmelerinin ‘zor ama olasılık dahilinde’ olması bile bu iktidar bloku tarafından kabul edilebilir değil gibi görünüyor.

Bununla birlikte, Anayasa Mahkemesinin kararının ve merkezinde yerli hareketinin bulunacağı toplumsal muhalefetin önümüzdeki günlerde alacağı pozisyonları izlemek gerekecek. Cabrera-Rodas adaylığında somutlaşan ancak aslen tabandan gelen taleplerin, her koşulda Guatemala’da önemli siyasi değişimi tetikleyebildiğinin, şimdiden kendini göstermekte olduğu ise açık.

Evrensel'i Takip Et