16 Şubat 2023 04:22

Deprem süresinde işkence ve ırkçı ayrımcı muamele

Depremzedelerin kendi imkanlarıyla yaptıkları çadırlar.

Fotoğraf: Volkan Pekal/Evrensel

Paylaş

Bu hafta insan hakları savunucularının yaptığı iki basın açıklamasındaki taleplerini duyurmak istiyorum. İlki, İstanbul’da faaliyette bulunan, Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Özgürlük için Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi tarafından yapılan “Depremin yarattığı yıkımı birlikte aşacağız, Birlikte yaşamak istiyoruz! Deprem sürecinde göçmenlere yönelik ayrımcı ve ırkçı uygulamalara karşı basın açıklaması” başlıklı basın açıklamasıdır.

Kuruluşlar açıklamalarında şu taleplerde bulundular: “Yetkililere sesleniyoruz; Mültecilere dönük tırmandırılan ırkçılık ve nefret dili hususunda önleyici tedbirler alınmasını, İstanbul dahil olmak üzere bütün illerin depremzede mültecilere açılmasını ve barınma sorununa acil çözüm bulunmasının elzem olduğunu belirtiyor ve herkesi bu noktada gerekli adımları atmaya çağırıyoruz. Depremin yarattığı her türlü tahribatın, ancak ve ancak insan hayatını önceleyen, ayrım yapmadan eşitliği gözeten politika ve uygulamalarla üstesinden gelebiliriz.

- Bölgedeki geri gönderme merkezleri ve kamplarda kalan göçmenlerin durumları hakkında yetkililer tarafından bir açıklama yapılmalıdır.

- Enkazdan sağ kurtulan göçmenler, barınma, sağlık, erzak tedariki, ulaşım gibi acil ve temel ihtiyaçlarına eşit bir şekilde erişebilmelidir.

- Yol izin belgesi 90 günle sınırlandırılamaz. Deprem öncesinde dahi göçmenlerin en temel haklarına erişimini engelleyen seyahat kısıtlaması uygulaması, süresiz bir şekilde ve tüm ülke çapında acilen kaldırılmalıdır.

- Göçmenlere yönelik ayrımcı, ırkçı uygulamalara geçit vermeyelim! Irkçılık nefret suçu  sayılsın, ayrımcı politikalar ve söylemler üretenler hakkında hukuki işlem yapılsın.

- Depremin yarattığı yıkımı birlikte aşacağız, Birlikte yaşamak istiyoruz!”

İkinci açıklama da işkence ve onur kırıcı muamele konusunda İHD, TİHV ve TTB İnsan Hakları Kolundan geldi. Açıklamada şu taleplerde bulunuldu: “Yetkilileri, BM İşkenceye Karşı Komitenin (UNCAT) uyarı ve hatırlatması çerçevesinde Türkiye’nin kabul ettiği evrensel hukukun yükümlülüklerini yerine getirmeye ve insan haklarına saygıyı korumaya davet ediyoruz. Öncelikle;

· Her düzeyde yetkililer işkenceyi ve işkenceciyi öven, teşvik eden söylemlerden vazgeçmeli, uluslararası mekanizmaların tavsiyeleri doğrultusunda işkence uygulamaları en üst düzeyde siyasi otorite tarafından derhal kamu önünde net ve kesin bir şekilde kınanmalı, bu tür fiillerin cezasız bırakılmayacağı güvencesini verilmelidir.

· İşkencenin belgelenmesi ve raporlandırılması bir BM belgesi olan ‘İstanbul Protokolü’ ilkelerine göre yapılmalıdır.

· İşkenceye ilişkin iddialar hızlı, etkin, tarafsız bir şekilde soruşturulmalı, bağımsız heyetlerce araştırılmalı, adli yargılama süreçlerinin her aşamasında uluslararası etik ve hukuk kurallarına uygun davranılmalıdır.

· Gözaltı koşullarında usul güvenceleri eksiksiz olarak uygulanmalıdır.

· Olağanüstü hal ilan edilen yerlerde gözaltı süresini dört günden yedi güne uzatılmasını sağlayan 11 Şubat 2023 tarihli Cumhurbaşkanı Kararnamesi derhal geri çekilmelidir.

· OHAL ilanından derhal vazgeçilmelidir.

Sonuç olarak, yaşanan işkence ve diğer kötü muamelelerin tespit ve belgelenmesi, onarım ve hukuki süreçlerinde etkin görevimizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha yineliyor, işkence ve kötü muameleye maruz kalanların kurumlarımıza başvurabileceklerini hatırlatmak istiyoruz.”

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa