17 Şubat 2023 04:20

Siyasi yıkım atağına karşı

İskenderun'daki çadır kamplarında elektrik, su, soba ve tuvalet yok

Fotoğraf: MA

Paylaş

Ülkenin bir bölümünü enkaza çeviren deprem karşısında duyarsızlık, plansızlık, koordinasyonsuzluk, acizlik, halkın acılarına karşı tam bir gaddarlık sergileyerek büyük bir felakete yol açan tek adam iktidarı, şu günlerde depremin yıkımını siyasi yıkıma dönüştürmenin adımlarını atmaya çalışıyor. Etkisi tüm ülkeye yayılacak olan deprem bölgesinde OHAL ilanı, üniversitelerin kapatılması, artık bir seçim kazanmanın olanaklı olmamasının anlaşılması nedeniyle, seçimin ertelenmesi önerilerinin gündeme sokulması, halka karşı dikkatle planlanmış bir siyasi saldırının adımları olarak uygulanmaya çalışılmaktadır. Depremin yıkımı, siyasi bir yıkımla tamamlanmak istenmektedir.

Tek adam yönetimine karşı kendisini muhalif olarak tanımlayan hiçbir parti, akım, çevre ve kişi, seçimlerin ertelenmesinin haklı sebepleri olabileceği gibi bir gerekçeye asla prim vermemelidir. Şu açık ve net bir biçimde anlaşılmalıdır ki: Seçimleri erteleme atağı başarıya ulaşırsa bu dizginsiz bir faşist yönetim kurmanın kilit adımı olacak ve sonrasında yeni bir seçim asla olmayacaktır. Seçimlerin ertelenmesini kabul etmek tek adamın eline dizginsiz bir iktidar gücü vermek demektir. Seçimleri ertelemenin, diğer olumsuzlukların yanında aynı zamanda Erdoğan’ın görev süresini uzatmak anlamına geleceğini aklı başında herkesin hiç kuşkusuz anlıyor olması gerekir. “Bana 1 yıl verin” sözleri boşuna söylenmiyor.

İki gün boyunca deprem bölgesine ulaşamayan, ölümlerin ve yıkımın katlanarak büyümesine seyirci kalan iktidar; muhalif kesimleri susturmak, örgütlü halk kesimlerinin dayanışma adımlarını baltalamak, toplumun en dinamik genç kesimlerini oluşturan üniversite gençliğini evlerine göndererek seslerini kısmak, sosyal medyayı denetim altına almak vb. gibi adımları peş peşe atarak halka karşı yeni, genel bir saldırıya geçmiştir. Deprem bölgesinde işçilerin çalışmaya çağrılmasını, diğer bölgelerde fedakarlık adına fazla çalışmanın ekleneceğini öngörmek falcılık olmayacaktır. Hesabı verilemeyen deprem vergilerine yeni vergi ve zamların -zaten devam ediyor- ekleneceğinden kuşku yoktur.
 

İktidarın hedefi kendi destekçileri dışında örgütlü hiçbir odak bırakmamaktır. İktidarın istediği kendine el açan, yardıma muhtaç kitlelerdir. Özellikle deprem bölgesinde yaptığı çok sınırlı yardımları yandaş medya aracılığı ile abartarak propaganda gücüyle köpürtmek, bölgede yardım faaliyetlerinde bulunan örgütlenmelerin olanaklarının üzerine çökmek, tarikatları devreye sokmak, enkaz altında kalmış olan gücünü ve prestijini toparlamaya çalışmak iktidarın ulaşmaya çalıştığı hedeflerden bazılarıdır. İnşaatçılıkla övünen iktidar yeniden hızla yeni binaların yapımına başlanacağını müjdelemektedir! Bunun anlamı yeni evler değil, mezara dönüşecek yapılardır. Eğer iktidar engellenemezse yeni “kader planı” böyle yazılacaktır.

Olguların gösterdiği şudur ki: Bugün birleşik bir muhalefet gibi hareket etmenin önemi deprem öncesine göre çok daha fazla artmıştır. Çünkü tehditler artmış, saldırının kapsamı genişlemiş, tehlikenin boyutu büyümüştür. Gelişmelerin kanıtladığı gerçek ortadadır, iktidar, doğrudan sorumlusu olduğu büyük felaketi işçi ve emekçi halka saldırının aracı haline dönüştürmenin adımlarını atmaktadır. Bu saldırıyı ancak işçi ve emekçi halkın örgütlü, birleşik muhalefeti ile püskürtmek olanaklıdır. Emek ve Özgürlük İttifakı halkın birleşik muhalefeti için motor olma görevi ile yükümlenmiş durumundadır. Türküyle, Kürt’üyle, Sünni’siyle, Alevi’siyle tüm Türkiye halkı tepelerinde enkaz halinde duran bir iktidarı tarihin çöplüğüne süpürme görevi ile karşı karşıyadır.

           

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa