22 Şubat 2023 04:38

Belirsizlik sarmış dört bir yanımızı

Hatay'da yıkım

Fotoğraf: Elif Görgü/Evrensel 

Paylaş

Seçim, emeklilikte yaşa takılanlar (EYT), eğitim… Hayatımızda ne çok belirsizlik var. Daha birkaç yıl önce belirsizlikten dem vurduğumuz şeyler devede kulak kaldı bugün içinde bulunduğumuz belirsizlik karşısında. Planlı ve düzenli hayatlarımız bir bir yıkıldı. Bu belirsizlik en başta benim gibi planlı programlı yaşamayı sevenleri etkiledi. Kendi kendime takıldığım ifadeyle söylersek “Beş yıllık kalkınma planlarım yerle bir oldu.” 2016’dan itibaren önce yaptığım planlar bir bir bozuldu, daha sonra da plan yapamaz hale geldim. Bakmayın birinci tekil şahıs kullandığıma, benim diye anlattığım hikaye aslında koca bir toplumun hikayesi. Bireydeki toplumsalı anlatıyorum yani.

2016 yılının ikinci yarısından itibaren, yani 15 Temmuz darbe girişimiyle ve sonrasında ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) nedeniyle belirsizlik ve öngörülemezlik toplumda daha da derinleşti ve yaygınlaştı. Üstelik uygulamada OHAL rejimi 2018’in temmuz ayında bitmedi, kalıcı hale getirildi. Keyfilik devreye girdi, plan program devre dışı kaldı. Ortalık puslandıkça puslandı. Gidecek miyiz, kalacak mıyız? İhraç edilecek miyiz, yoksa çalışmaya devam mı edeceğiz? Dava açılır mı, açılmaz mı? Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) ihbar hattına ihbar edilir miyim, edilmez miyim? Bitmek bilmez sorular, huzursuzluklar, kalp sıkışmaları hayatımızın rutini oldu. Gidende olduğu kadar kalanda da. Biz güvercin tedirginliğinde yaşar olduk. Kurtlar da puslu havaları sevdi. Hem de çok sevdi.

Temmuz 2018’de OHAL kağıt üstünde sona erdi, ancak ne puslu havalar açıldı ne de belirsizlik ve öngörülemezlik ortadan kalktı. Hatta giderek herkesi esir almaya başladı. Belirsizlik ortadan kalktı kalkacak derken her yeni krizde derinleşti. 6 Şubat depremiyle birlikte de dört bir yanımızı sardı. Şimdilerde her şey daha bir belirsiz. Birçoğumuzun sabırsızlıkla beklediği, adeta gün saydığı, 14 Mayıs 2023 seçimleri belirsiz bir tarihe kaldı. Anayasa’ya göre öyle değil, demeyin. Karşımızda hukuk guguktur diyen bir iktidar olduğunu kaç defa gördük, kaç defa deneyimledik. Sayısını ben unuttum. Artık çoklu olasılıklarla yaşamaya çalışıyoruz. Seçimler 14 Mayıs’ta olursa şöyle olur, 18 Haziran’da olursa böyle yapabilirim, olmazsa ne yapacağımı dahi bilmiyorum vs. vs. minvalinde yaşıyoruz.

Sadece seçimler mi? Yıllardır mücadelesi verilen emeklilikte yaşa takılanların (EYT) akıbetini bilen var mı? Martta ilk emekli maaşlarını alacaklardı, şimdi TBMM marta kadar kapalı. Açıldığında ilgili yasayı öncelikli olarak ele alır mı? Meçhul. Belirsiz. Öngörülemez.

Bir de eğitim meselesi var tabii. Yıllardır delik deşik edilen, heba edilen, önemsizleştirilen, yok sayılan, ama gerektiğinde ideolojik malzeme yapılmaktan geri durulmayan eğitim. Depremle birlikte ilk kurban edilen de yine eğitim oldu. Bölgede okullar belirsiz bir süreyle eğitime ara verdi. Belirsiz bir süreyle! Anlaşılan iktidar sadece bireylerin yaşamlarındaki planları altüst etmekle kalmamış, aynı zamanda devlet aygıtını plansızlık ve ani refleksler üzerinden yönetme(me)ye ayarlamış.

Depremle birlikte belirsizlik yükseköğrenimi de bir defa daha kuşattı. Üniversitelerde eğitim sanal aleme hapsedildi. Böylece öğrenciler darmadağın oldu. Bu uygulama öğrencilerin kolektif olabilmelerinin önüne ciddi bir engel koymuş oldu. Böylelikle olası kolektif eylemlerin de önüne geçildi. Kovid 19 salgınından beri uzaktan eğitim, “kapatmanın” ve toplumsal tepkileri azaltmanın en etkili araçlarından biri olarak iktidarın hizmetine girdi. Salgın döneminde bu tehlikeye çeşitli mecralarda dikkat çekmeye çalışmıştım. İktidarların elinde salgından beri yenilenmiş bir “kapatma repertuvarı” var. Öncekilerden çok daha etkili kapatma pratiklerinden oluşan bir repertuvar bu. Uzaktan eğitim de bu repertuvarı oluşturan “kapatma” biçimlerinden biri.

Peki, uzaktan eğitimin süresi? Bahar dönemi deniliyor, ancak belirsiz.

Her şey belirsiz… Deprem sırasında çöken enkaz halindeki iktidarlarını belirsizlik politikalarıyla yeniden inşa etmeye ve daim kılmaya çalışıyorlar. Çare? Kararlılıkla mücadele sayesinde pusu dağıtmak.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa