Depremzedelerin talepleri için birleşip mücadele etmesi belirleyici önemde
Fotoğraf: Evrensel
RTÜK, gerçekleri haber yaparak tek adam yönetimini rahatsız eden kanallara ceza yağdırmada ne deprem ne acı ne yas dinliyor.
Pazartesi günü haftaya, TELE 1’in RTÜK’ün “dil, din, ırk ayrımı gözeterek yayın yaptığı” gerekçesiyle 3 gün karartılması kararına TELE 1’in itirazının mahkeme tarafından reddedilmesi ile başladık. Perşembe gece yarısında karar uygulamaya sokuldu.
Çarşamba gününe ise Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) Ekşi Sözlük’e “erişim engeli” getirdiği haberiyle uyandık.
Çarşamba günü aynı zamanda RTÜK’ün TELE 1, Halk TV ve Fox TV’ye ceza yağdırdığı gün oldu.
RTÜK HALKIN HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜNE CEZA KESİYOR
RTÜK’ün son toplantısında alınan kararlar şöyle:
- TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’ın deprem bölgesinden katıldığı yayın nedeniyle Halk TV’ye yüzde 5 para, 5 kez de program durdurma cezası verildi. Halk TV’ye ayrıca, “Büyük Felaket Özel Yayın”ına da yüzde 3 para cezası verildi.
- TELE 1’e, Merdan Yanardağ ile Emre Kongar’ın depremle ilgili sağcı iktidarları suçlayan konuşmaları nedeniyle de yüzde 5 para, 5 kez de program durdurma cezası verildi.
- Fox TV’ye de RTÜK, “Orta Sayfa” programındaki değerlendirmeler nedeniyle reklam gelirlerinin yüzde 5’i oranında para cezası verdi.
İktidarın havuz medyası dışındaki medyaya karşı cezalandırıcı tutumu, önceki gün Malatya’da Halk TV Muhabiri Ferit Demir’e yönelik iktidar taraftarı bir kişinin çekiçle saldırmasına kadar da uzandı!
RTÜK’ün verdiği cezaların şu kanala bu kanala verildiğini söylüyoruz ama gerçekte cezalar sadece Halk TV, TELE 1 ve FOX TV’ye değil gerçekleri yazmaya, göstermeye çalışan, havuz medyası içinde olmayan tüm TV’lere, tüm medyaya kesiliyor.
Dolayısıyla halkın haber alma özgürlüğü mücadelesi tüm gazetecilerin, iktidardan bağımsız yayın yapmaya çalışan medyanın aralarında dayanışması, ortak mücadelesiyle aşılabilecektir. Elbette en başta da gerçek habere ihtiyaç duyan halkın gerçeğin peşinde koşan medyaya ve gazetecilere sahip çıkmasıyla!
HALK DEPREMZEDE İLE DAYANIŞMADA ENGEL TANIMIYOR!
Kahramanmaraş merkezli büyük depremin haberi alınır alınmaz, ülkenin her yanından halk, bölgeye ulaşabileceğini düşündükleri yerel, sivil örgütlere, belediyelere, gönüllü yerel arama kurtarma çevrelerine, taraftarı olduğu siyasi partilerin yerel örgütlerine başvurarak depremzedelerle dayanışma için harekete geçti. Gönüllüler ve yardımlar daha AFAD bölgeye varmadan, depremin üstünden 24 saat geçmeden bölgeye vardılar. Tırnaklarıyla enkaz altındaki yakınlarını enkaz altından çıkarmaya çalışan depremzedelere yardıma giriştiler.
Tek adam yönetiminin, “Yardımları sadece AFAD yapacak, elinde yardım malzemesi olan herkes bunları AFAD’a teslim edecek” diyerek, halktan halka dayanışmayı, iktidarın bir ulufesine dönüştürmek isteyen tutumuna karşın engelleri aşarak depremzedelere yardımları aracısız ulaştırmaya çalıştılar.
Aradan geçen üç haftaya yaklaşan zaman içinde iktidar kendi sorumluluklarını yerine getirememenin baskısıyla da olacak gerek muhalif belediyelerin, gerek muhalif siyasi partilerin gerekse sivil örgüt ve gönüllü organizasyonların deprem bölgesindeki yardım faaliyetlerini sürdürmesine göz yummak zorunda kaldı.
Depremzede ile halk dayanışmasının bir örneği de İzmir Büyükşehir Belediyesinin, “Bir kira bir yuva” kampanyası çerçevesinde Halk TV’de yapılan yayında gösterilen “halktan halka dayanışma”ya gösterilen ilgi, sanatçılardan işçilere, emeklilerden çocuklara kadar her kesimden halkın dayanışma duygusunun ne kadar güçlü ve yaygın olduğunun göstergesi oldu.
MUHALEFET DEPREM BÖLGESİNDE HAYLİ AKTİF ÇALIŞIYOR
Gerek Emek ve Özgürlük İttifakı partileri gerekse Millet İttifakı partileri iktidarın istememesine karşın depremin ilk gününden itibaren bölgede yoğun bir faaliyet sürdürüyorlar. Enkaz kaldırmadan, yiyecek içecek teminine, semtlerde ve mahallelerde yardım istasyonları oluşturmaya, çadır temin etmekten sahra hastanesi kurmaya… her konuda depremzedeye yardım ediyorlar. Depremzedelerin ihtiyaçlarını medya aracılığı ile kamuoyuna duyurmaya çalışıyor, iktidarın yanlış gördükleri uygulamalarını yüksek perdeden eleştiriyorlar.
Elbette ki gerek muhalif partilerin bölgedeki yerel örgütleri gerekse depremden sonra bölgeye giden temsilcileri önemli bir görev yapıyorlar. Özellikle Millet İttifakı partilerinin milletvekilleri ve çeşitli adlar altında faaliyet gösteren temsilcileri, depremzedeleri dinledikten sonra “4-5 ay içinde iktidara gelip bütün sorunları çözeceklerini” söyleyen geleneksel tutumlarını depremle ilgili talepler için de sürdürüyorlar.
Bütün bu gelişmeler içinde 21 Şubat’ta Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz İskenderun’da depremzede işçilerle; 22 Şubat günü Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel’in Malatya Cemal Gürsel Mahallesi’nde depremzedelerle yaptığı toplantılar belki küçük ama yakın gelecek açısından önemli toplantılardı.
‘İHTİYAÇLARIMIZ İÇİN DAYANIŞACAĞIZ, GELECEĞİMİZ İÇİN SİYASET YAPACAĞIZ’
Hem Malatya Cemal Gürsel Mahallesi’ndeki halk toplantısında hem de İskenderun’daki işçi toplantısında depremzedeler pek çok şeyin farkında olduklarını gösteren konuşmalar yapıyorlar.
Malatya toplantısında konuşan Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, depremde iktidarın tutumuna ve sorumluların suçlarına dikkat çektikten sonra; “Yeniden ülkeyi var edeceğiz ama bunun için halkın iktidar olduğu bir Meclise ihtiyacımız var. Bir yandan ihtiyaçlarımızı karşılamak için dayanışmaya devam edeceğiz diğer yandan da örgütlenerek sorunlarımıza çözüm bulacağız” dedi.
Emek Partisi Genel Başkan Ercüment Akdeniz ise İskenderun’da yapılan toplantıda deprem bölgesinde karşılaştığı sorunlara değinip ve kendisine yöneltilen sorulara yanıt verdikten sonra, önümüzdeki dönemde işçilerin, emekçilerin üstlerine düşenin ne olduğuna dikkat çekiyor.
“Bu felaketler çağının sorumlusu bu düzen. Birileri çok zengin, birileri çok yoksul olduğu sürece bu belalardan kurtulamayız. Bu kapitalist düzeni sorgulamamız lazım. İşçilerin siyaset yapması lazım. Gelin Emek Partisinde örgütlenin. Bu düzeni değiştirmek istiyorsanız burada örgütlenin” çağrısı yapan Akdeniz, işçilerin sermaye karşısında talepleri etrafında örgütlenmesinin belirleyici önemine dikkat çekiyor.
DEPREM DİRENÇLİ, İNSANCA YAŞANACAK KENTLER İÇİN MÜCADELE
Çünkü ilk ve en acil ihtiyaçların karşılanmasıyla birlikte; “Depremin yıktığı kentlerin yerine nasıl kentler kurulacak” sorusu tartışmaların merkezine gelecek. Çünkü bugünkü iktidar; alışkanlığı üzerine, “Başını sokacak bir dam” yapma amaçlı rantçı, inşaatçı zihniyetiyle, hemen temel atmaya girişeceğini şimdiden ilan etmiştir. Bu yüzden de depremzedeler bugünün bilim ve teknolojisinden en ileri düzeyde yararlanılarak “Deprem dirençli, insanların içinde insanca yaşayacağı kentler, kasabalar, köyler kurulmasını” isteyen bir hatta, bu talebin elde edeceği bir mücadeleye girişmek zorundadır.
Böyle bir yeniden kuruluşun birinci halkası elbette depremzedelerin mücadelesidir. Ama böyle bir mücadelenin başarılmasının en önemli şartlarından birisi de aynı zamanda TMMOB’nin ilgili odaları, TTB, TBB, sendikalar, yerel kooperatifler, siyasi partilerin yerel örgütlerinin, çeşitli türden kitle örgütlerinin… katılacağı platform, komite, vb. etrafında örgütlenen halkın çok katmanlı bir mücadele içinde olmasıdır.
Bu yüzden Emek Partisinin Malatya ve İskenderun’da yaptığı toplantılarda dikkat çektiği depremzedelerin taleplerini ifade etmekle yetinmeyip bu talepler etrafında birleşip mücadele etmesi yaklaşımı, önümüzdeki günler açısından son derece önemli bir yaklaşımdır.
- Tartışmalar "Sadece Türkiye’nin Kürt sorununun demokratik çözümü" kapsamını aşıyor 05 Ocak 2025 04:58
- 2025'in emek, barış ve özgürlük yılı olması dileği ile... 31 Aralık 2024 06:59
- Ülkemiz işçi emekçileri 2025'i emek yılı yapacak güce ve deneyime sahiptir! 28 Aralık 2024 06:16
- Asgari ücretli işçinin grev hakkıyla da donatılmış yeni bir mekanizma talebiyle mücadeleye! 24 Aralık 2024 16:44
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47
- Bakan Tekin ve arkasındakiler laikliğe cepheden savaş açan bir konumdadır! 21 Kasım 2024 04:52
- İktidar 'iç cepheyi güçlendirmek' istiyor, emek ve demokrasi güçleri ise 'birleşik mücadele' diyor 17 Kasım 2024 04:44