Hizmet rezalet, tehdit eksiksiz
Fotoğraf: Özkan Zülfikar/Evrensel
Depremde ortaya çıkan yıkıma, bu yıkımın felakete dönüşmesine, bunlar karşısında iktidarın tutumuna yönelik eleştiri, tepki ve protestolara karşı, iktidarın en tepeden en alta kadar yöneticilerinin savurdukları tehditlerin dozajı artarak devam ediyor. Grup toplantısında konuşan Erdoğan “...hakaretleri asla unutmadığımızı, ileride hesabını sormak üzere kayıtlarımıza aldığımızı da ifade etmek istiyoruz” derken, Bahçeli Elbistan’da iktidarı eleştiren depremzedelere “Sayın Cumhurbaşkanımızın ve diğer yetkililerin ziyaretini sabote etmeye hakkınız yok. Sessizlik olacak. Hepsini dağıtın gitsin, indirin şunları. Hadi bakalım” diyor. Soylu’nun protestoculara “hodri meydan” dediğini de biliyoruz.
Bu zevat okulların öğrencisizini, stadyumların seyircisizini, halkın sadakaya muhtaç olanını seviyor. Bu iktidar iki gün boyunca arama-kurtarma çalışmalarında görünmedi. Yardım etmek isteyenleri ya engelledi ya da baltaladı. Depremin ardından yapılan, yapılmak istenen yardımlara kendi damgasını vurmak için rezil bir çabanın içine girdi. Soylu’nun ağzından “Depreme gömüldük sanmayın” diyerek gönüllülerin kurduğu çadırlara, yardımlara karşı taarruza geçti. Kızılay’ın az miktarda çadırı ise ancak para karşılığında depremzedelere ulaşabildi. Neresinden tutsan, neresinden baksan boğazına kadar batılmış bir çürümüşlük, bir kokuşmuşluk, bir vurdumduymazlık egemen durumda.
Almadıkları tedbirlerle, ranta ve aşırı kâra bağladıkları inşaatçılıkları ile, organizasyonsuzluk ve kasıtlı bir beceriksizlikle enkaza gömülenler, şimdi gömüldükleri yerden doğruluyorlar ve halkın karşısına en çıplak yüzleri ile, baskı, zorbalıkla ve tehditle çıkıyorlar. Bunların en övündükleri alan inşaatçılıktı. Yollar ve havaalanları kağıt gibi parçalandı, ranta ve kara boğdukları sektörün yaptığı binalar vatandaşa mezar oldu. Şimdi seçim telaşıyla acele bir biçimde yeni temel atma şovuna dönmüş durumdalar. Ama bilim, artçıların devam ettiği bir zamanda bunların yeni facialara yol açabileceği konusundaki uyarıcı görevini yerine getiriyor. Böyle olmasına karşın beylerin uyarılmaya değil, yeni “kalkınma destanları“ yazmaya ihtiyacı var.
Cumhuriyetin yüzüncü yılı dolayısıyla önümüzdeki yüzyıla “Türkiye yüzyılı” demişlerdi. Geçtiğimiz yüzyılın son çeyreğine damgasını vuran AKP iktidarı, bu dönemde ülkeyi enkaza çevirmeyi başardı. Şimdi depremin yaygınlığının ve şiddetinin ardına saklanıp “yüzyılın felaketi” bahanesinin ardına sığınıyorlar. Ama kaçış yok: bu felaket sizin eseriniz ve bu halk bütün bunların hesabını sizden soracak. Bu depremde sadece evler yıkılmadı. Aynı zamanda bir duvar da yıkıldı. Bir televizyon kamerasını karşısında gören her vatandaş tüm duygularını açıkça ve doğrudan dile getiriyor. Bu tutumda korkudan eser yok.
Depremin yarattığı enkazdan korkuya kapılan iktidar seçimleri ertelemek için bir keşif birliği yollamıştı. Ama tepkilerin büyüklüğü onları geri püskürttü. Şimdi taktiklerini hızla ve kısa sürede yıkılanı tamir etme görüntüsü üzerine kuruyorlar. Ekonomik kriz, pandemi, seller, yangınlar ve son olarak deprem: Her birisi kendi koşullarında yönetim rezaletlerine sahne olan bütün bu kriz anlarında iktidar işçi ve emekçi halkı ezen, daha da yoksullaştıran, ona hayatı zindan eden uygulamaları bir bir devreye soktu. Her fatura halka çıktı, her çukura halk dolduruldu.
Şimdide bu halk kendi yaralarını kendi sarmaya çalışıyor. Bütün bu yaşananlar unutulmayacak ve yok sayılmayacak. Ülke bütün bu acılar, yıkımlar, yoksunluklar içinde bir seçim sürecine girmiş durumda. Emek ve Özgürlük İttifakı halk muhalefetinin en enerjik gücü olarak çalışmalarını sürdürüyor. Ülkenin içinde bulunduğu koşullar bu çalışma ve mücadelenin giderek büyümesi ve güçlenmesi için gösterilen çabaların yaygınlaşıp, büyümesini zorunlu kılıyor. Açıktır ki, seçim sürecinde başarılı bir çalışma yürütmek, seçimler sonrasında da daha ileri hedeflere ulaşmak için son derece önemli. Ülke çalkantılı bir dönemi yaşıyor ve bu dönemde işçi ve emekçi halkın mücadelesinin örgütlü olması belirleyici önemde olacak.
- 'Zaferden' işçiye düşen 27 Aralık 2024 05:25
- Seyredecek misiniz? 20 Aralık 2024 05:42
- Ücret asgari, yaşam sefalet 13 Aralık 2024 05:40
- Genel grev ve direnişi gerçeğe dönüştürmek için 06 Aralık 2024 06:15
- Birleşik ve genel mücadele için 29 Kasım 2024 06:55
- Siz ne diyorsunuz? 22 Kasım 2024 05:31
- Gelişmelerin anlamı üzerine 15 Kasım 2024 05:25
- Direnerek kazanmak 08 Kasım 2024 11:13
- Elde ne var? 01 Kasım 2024 05:05
- İktidara ve düzen partilerine güvensizlik 25 Ekim 2024 15:00
- Dışa karşı cephe, içe karşı cephedir 18 Ekim 2024 05:06
- Muhalefet sorunu 11 Ekim 2024 05:27