"Kılıçdaroğlu kazanamaz" yargısına iman ederek "millet"i devirmeye kalkmak, muhalefeti bölerek "Erdoğan kazansın" demenin Akşenercesi olur!..

-Öyle değil mi, Meral Hanım?!

-Yooo yo öyle!... Öyle!!..

-Bunun buraya varacağını kestiremiyor mu?

-Atılan bu adımın ve en kötüsü devamının getirme ısrarının siyasi maliyetini; neye/kime hizmet ettiğini/edeceğini, ben biz ahali cem-î cümlemiz görüyor da onlar göremiyor mu?!

-Meral Akşener’in…. İyi Parti kurmaylığının vaziyet alışlarının politik sonuçlarının farkında olmaması, tahrip gücünü hesap edememesi mümkün mü?..

-Öyleyse?.. Öyleyse?... Öyleyse neden bu kör ısrar??!!

Zihnim kasap vitrinine döndü; her ihtimal soru olup atıyor çengelini, dimağıma…  

Efendimm? Sanki sizi mi anlatıyorum?

O gece hissettiklerinize tercüman mı oluyorum?

Şaşırmam…

Zira… Muhtemelen evvelsi gün bir gözü ‘Ankara’da olan herkes benzer haleti ruhiyedeydi…

Peki… genellemeyeyim, ekseriyetimiz…

Gene mi itiraz; eyvallah, peki tamam, kendi adıma konuşayım…

Geçen perşembe akşamı, mırıldana mırıldana, yükünü tutmuş sual kervanının izinde, turluyorum evin içinde…

“Saadet Partisinin ev sahipliğinde toplanan Millet İttifakı…”

Zap zap… Göz ucuyla gelişmeleri takip ediyorum…

Bir yandan da öfkeli hesaplaşma hali…

HANGİSİ DAHA HAZİN?

İyi Parti'nin, millet masasını -sonuç itibariyle ‘fiilen’- dağıtarak Erdoğan’ın elini kuvvetlendirmeye hizmet edecek meşum hamlesi mi?..

Sosyalist solun takatsiz nesnelliğinin, günün sonunda göz ucuyla burjuva muhalefeti takip eder, kerteriz alır pozisyonda kalması mı?

Sonuçta, işçi ve emekçileri, halkı çırak çıkarması şaşırtmayacak/beklenebilecek düzen içi, burjuva muhalefetin/Millet İttifakının bekasına paha biçme müşkülüne düşmenin huzursuz  çelişkisi?

Hangisi ağır?..

Yaptıklarının değil yapamadıklarının ceremesini çekmek, yaptıklarınla değil yapamadıklarınla yargılanır olmak!..

Olan bu!..

Bilmem kaçıncı kez… Yine… Bir kez daha bunu tebliğ etmiştik birbirimize, geçen gün kurduğumuz ‘kadim arkadaşlar masası’nda…

Hani olur ya bazen, olabilecekler haritasını çıkarmaya çabalarken zihin hafızaya akar, muhakemeye olmadık çapaklı bağlantılar sokar; o hesap…

Daldan dala… Ama dolap beygiri gibi etrafında döndüğümüz mevzu orada duruyor:

Meral Akşener… İyi Parti kurmayları bunu neden yapıyor?

Girdikleri pozisyonun Saray rejiminin bekasına hizmet ettiğini görmemeleri mümkün mü?..

İYİ PARTİ'NİN ‘KILIÇDAROĞLU KAZANAMAZ’ HÜKMÜNÜ ADETA AMENTÜYE DÖNÜŞTÜRMESİNİ NEYE YORMALI?..

Tespit mi? 

Temenni mi?..

Dilim varmıyor ama…

Temenninin tespit olarak sunulması mı, yoksa?..

Sual, Merdan Yanardağ’ın iddiasını çağırıyor:

“Ortada Kemal Kılıçdaroğlu’nu siyasetten silme operasyonu var.”

İzlemedim, okudum; toplantıdan bir gün önce (1 Mart 2023), TELE 1’de, 18 Dakika programında savunmuş bunu… 

Şunları da:

-    “Siyasal İslamcı iktidardan sonra sağ iktidarla geçiş dönemi tasarlanıyor.” 

-    “Bu beşli çetenin operasyonudur.” 

Öyle mi Meral Hanım?

Mümkün mü?

Ala; peşin hükümlü olmayalım…

Hele haksızlık etme ihtimali bakiyken!.. (zinhar)

Eyvallah…

Ama fakat sormak da icap ediyor:

Güya “Kılıçdaroğlu kazanamaz” tedirginliğinin, adeta artık neredeyse sağlaması yapılmış bir realite olarak toplumsal bilince nakşetme hali alan, “Kılıçdaroğlu kazanamaz” propagandasına dönüştürmek de ne oluyor?!

‘MİLLET BEŞTEN BÜYÜKTÜR!’ PEEH!.. KÖPRÜLERİ ATAN,
GEMİLERİ TUTUŞTURAN NARAYA BAKAR MISINIZ!..  

Saray frekansından seslenmeler, Erdoğan diliyle oyun kurmalar da ne oluyor!..

Hayırdır, temrin mi yapılıyor?..

Nereden baksan tuhaflık!

Nereden baksan…

Soru açsın: 

Bu hamleler İyi Parti'ye….

Hele onun lideri olarak Meral Akşener’e ne kazandırır?

Bana kalırsa -politik planda- kuvvetle muhtemelen, HİÇ!..

Bilakis…

Yıkıma sürükleme potansiyeliyle hüsran da denilebilir…

Etraflı analize hacet yok; aşikar:

İyi Partiyi ve Lideri Akşener’i var eden de -rivayetler doğru ise- oy desteğini yükselten de Erdoğan ve tek adam rejimine karşı sürdürdüğü muhalefet…

Eş deyişiyle:

Akşener/İyi Parti'nin varoluşu da geleceği de Erdoğan’ı “götürme” yönünde sergileyeceği aksiyona, muhalefet performansına bağlı…
Dahası, iddialı olsun:

HALK, MUHALEFETİ BÖLEREK, ERDOĞAN’IN ELİNİ KUVVETLENDİRDİĞİ KANAATİNE VARIRSA, İYİ PARTİ'NİN SERT İRTİFA KAYBIYLA BARAJ ALTI KALMASI DAHİ ŞAŞIRTICI OLMAZ…

Dili öyle söylemeyecek elbette…

Ama duruş itibariyle Erdoğan’a kan verecek pozisyonda konuşlanacak Akşener’in, izahı olmayan, sergilediği bu tutumu, hadi siyasi hayatına mal olur demeyelim; Akşener’in süngüsünü düşürür…Ve bak işte o temennisi kendisi için gerçek olur:

MERAL HANIM’IN APOLETLERİNİ SÖKEBİLİR MUHALİF KİTLELER…

Kılıçdaroğlu çizgisinden tatmin olmayan bir kısım milliyetçi CHP’lilerin desteğini de alabildiği varsayılan Akşener, mAlum, esas olarak, MHP’ye sığ(a)mayan kentli muhalif milliyetçilerin (ve seküler, şehirli dindarların) partisi olarak temayüz ediyor… 

Tarihsel politik karakteri bu iken…

Objektif olarak AKP payandası MHP ile paralel zeminde algılanmaya müsait bir İyi Parti, anketlerde yüzde 10’ları devirten o muhalif destekçilerinin çoğunu peşinden sürükleyemez…

Elbette böyle bir profil vermek istemeyecek:

İyi Parti asıl muhalefeti bölenin kendisi değil, “apolet”lerinden vazgeçmeyen Kılıçdaroğlu’nun “İkbal düşkünlüğü” olduğunu “işleyecek”, başta tabanını, muhalif kalabalıkları buna ikna etmeye çalışacak…

Ne var ki…

Seçim sürecinin muhalif enerjisini emecek bu çaba dahi, Akşener’in itibar kaybına yol açabilecek - tabii, CHP ve müttefikleri başta, muhalefet bu süreci doğru yönetebilirse…

Muhalifi muhalifin kurduna dönüştürebilecek bu itiş kakış, İktidar mahfillerince kaşınacak, asap bozmaya dönük “çaak”larla karşılanacak… 

Bu bahiste (de) kritik soru şu:

Sadece değinerek geçtiğimiz (bence kuvvetli olan) bu ihtimalleri Akşener ve çevresi görmüyor olabilir mi?..

Mümkün değil!

Simülasyonlar dahi yapmış olabilirler -o kadar yani!

Böyleyse, giderek hassasiyet kazanan sual şu:

Bırakın, Erdoğan’a belki de kaybettiği iktidarı veren “lider“ olarak tarihe geçmeyi…

Pek de hayırla yad edilmemeyi filan göze almayı…

AKŞENER, SİYASİ GELECEĞİNİ VE PARTİSİNİ HAYLİ ZORLAYACAK
BU RİSKE NEDEN GİRİYOR, GİRME GEREĞİ DUYUYOR?

Dünün toy siyasetçisi olmayan Meral Akşener, ne uğruna feda etmeyi göze alıyor olacak bütün bunları?..
Zor soru…
Ve zor soru bu olunca…“
Beşli çete operasyonu” nevinden iddialı tespitler ister istemez dikkatleri celp ediyor -aynı zamanda Akşener ve çevresi için hep gündemde kalmaya aday bir soru olarak bileylenip duracak tabiatıyla…  

Velhasıl…

Kendi payıma muhaliflerin umudunu sarartan o ‘tarihi’ perşembe gecesinden bana kalan soru şu oldu:

İyi Parti, “Kılıçdaroğlu kazanamaz” hizası vermeye kalkarak, “Erdoğan kazansın” mı istiyor?

Öyle mi Meral Akşener?