Politikada kendi ayağına sıkmak
Fotoğraf: Aytaç Ünal/AA
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, bir basın toplantısı ile, iki büyükşehir belediye başkanına (Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş) açık çağrı yaparak, Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığını desteklemeyeceklerini ilan etmesi ne anlama geliyor ve ne gibi sonuçlara yol açabilir?
Daha sonra yeni gelişmelere de bakarak daha detaylı bir yazı yazmak üzere şimdilik belli başlı noktalara dikkat çekelim.
Öncelikle Akşener’in ‘Altılı Masa’nın son toplantısında, cumhurbaşkanı adaylığında beş partinin ortaklaştığını, kendi önerilerinin de bu beş parti tarafından reddedildiğini söylerken kullandığı ifadeler ‘ilginçti’. Kendilerinin milletin vicdanını temsil ettiğini ve kamuoyu anketleri ile kazanacağı kesin gözüken iki adayı önerdiklerini savunurken, bu görüşün kabul görmemesini ‘kişisel hırstan’ tutun bir dizi benzer niteleme ile itham etmesi, ‘Siz beşiniz, ben tek’ demek gibi bir şey oldu. Onun görüşünü ya da onun partisinin görüşünü kabul etmiyorsanız eyvah!
Akşener’in açıklamasının ardından sosyal medyada İYİ Parti’den istifa ettiğini açıklayanlar oldu. Akşener’in yumruğunu masaya sert bir biçimde vurduğu bu açıklamaya ittifak halinde olduğu partilerden destek veren yok.
Ayrıca soralım, Akşener’in kendi dayatmasını ifade ederken ‘Millet’ diye yaptığı referansın içinde asla aynı masaya oturmayacaklarını ifade ettiği HDP ile HDP’ye oy verenler giriyor mu mesela? Ya da, son yerel seçimlerde muhalefetin ortak hareket etmesini ödüllendirerek iktidarın çok sayıda kenti kaybetmesine yol açan ‘Millet’ iradesine Kürtler dahil mi? Ya da İYİ Parti’ye asla oy vermeyecek olup da, muhalefetin ortak tutumunu destekleyenler de bu ‘Millet’e dahil mi? Nedir sizin milletiniz, kimlerden oluşuyor? Sınırı nerede bitiyor?
Peki bundan sonra ne olacak? ‘Altılı Masa’ dağılmış mı oldu?
Bir parantez ile şunu belirtelim. Bir restorasyon seçeneği olarak gündeme gelen Altılı Masa’nın kimi cumhurbaşkanı adayı göstereceğinin kendi bileşenlerinin tercihi olabileceğini öncelikle belirtelim. Diğer herkes de buna göre destekler ya da desteklemez. Bu kadar açık.
İlk kulis bilgileri içinde ‘İYİ Parti çekilse de masanın dışarıdan HDP’nin desteği ile beşli olarak yoluna daha rahat devam edeceği’ görüşü önemli bir yer tutuyor.
Ancak bize kalırsa Akşener’in açıklaması, masanın bu haliyle yani ‘Altılı’ haliyle dağıldığı anlamına gelmiyor. Böyle net bir ifade kullanmadı. Buna çok açık bir tutum sergileyerek bize göre, ittifak içinde değiştirmesi mümkün olmayan görüş karşısında elini güçlendirerek pazarlık marjını olabilecek en üst sınıra çekmek istedi. Elbette ki böyle bir çıkış, masayı terk ederek başka ittifak arayışlarına yönelmeye de açıktır. Ancak o restorasyon ittifakı nihayetinde bileşenleri açısından politik çıkarların da ittifakıydı. Akşener ve partisi masadan tamamen kalkmanın artı ve eksilerini de hesap ederek son kararlarını verecektir. O nedenle şimdiden ‘dağıldı’ değerlendirmeleri için erken olabilir.
Politik aktörler ittifak ilişkilerinde böyle çıkışlar yaptıklarında hesap ettikleri artıları kazanamazlarsa kendi ayaklarına da sıkmış olabilirler. Bize göre bu ihtimal daha güçlü gözüküyor.
- Savaş satanların yarışında söz sahibi olmak... 23 Eylül 2024 05:00
- Önce ölüm fermanını imzaladı, sonra kurbanıyla kağıt oynadı 16 Eylül 2024 05:30
- Çürüyen sınıfın adaletine karşı… 09 Eylül 2024 05:35
- Yeni yetme Türk naziler ‘siyasi yeğen’ midir? 02 Eylül 2024 06:05
- Bahçeli'nin sözleri, milliyetçiliğin referansları ve yol ayrımı 26 Ağustos 2024 04:57
- 'Dingo'nun ahırı' mı, 'burjuvazinin ahırı' mı? 19 Ağustos 2024 05:00
- Can Atalay ile ilgili hangi adım ne anlama gelecek? 12 Ağustos 2024 04:45
- İran-İsrail gerilimi ve ihtimaller… 05 Ağustos 2024 04:40
- Türkiye’nin Somali’deki varlığı kime ne kazandırıyor? 29 Temmuz 2024 04:55
- Kutlu Adalı’nın ‘Sancılı Toplum’u 22 Temmuz 2024 04:34
- 15 Temmuz: Pusuya yatan burjuva çıkarlar 15 Temmuz 2024 05:00
- Gazeteciliği savunmaya devam 08 Temmuz 2024 04:50