11 Mart 2023

Kürt oyları

Fotoğraf: Onur Kavak/Evrensel

HDP’nin seçimin sonucunu belirleyen anahtar bir parti olması, her iki blokta da bu partiyle görüşmeyi zul sayan iki ‘ülkücü damar’ı zorladıkça zorluyor. Tansiyonu düzenleyen ilaç niyetine kullanılan HDP düşmanlığı, millet denilen kitleyi tutan bir zamk olduğu varsayıldığından, HDP ve seçmenleri üzerine oluşturulan suç iddialarına sarılmak bir varoluş koşulu olarak görülüyor. HDP’ye söylenen her kötü sözün, Kürtlere koyulan her yasağın ve uygulanan her şiddetin bu iki partinin kinini artırması bu yüzden. HDP ötelendikçe, yok sayıldıkça kendi kendilerini var ediyorlar!

AKP’nin ‘çözüm süreci’ni usulden değil esastan eleştiren Meral Akşener’in diline doladığı ‘megri megri’ HDP’nin kırmızı çizgi ötesindeki yerini bu parti için de perçinledi. İyi Partinin kendi inşasını tamamlamasının koşulu HDP ile mesafelenmek oldu.

Şimdi ne iktidardaki ne muhalefetteki ‘ülkücü damar’ HDP’den açıkça oy isteyebiliyor. İsteseler bir dert, istemeseler iki. Ama bu oylara ihtiyaçları olduğu çok açık. Selahattin Demirtaş’ın Meral Akşener’e bir HDP seçmeni olarak yazdığı mektup bu çelişkiyi yüze vurarak soruyor: ‘HDP destek kararı alırsa Sayın Kılıçdaroğlu çok yüksek olasılıkla cumhurbaşkanı olacak ve siz de cumhurbaşkanı yardımcısı olacaksınız. Ayrıca partiniz birkaç bakanlık görevi üstlenecek. HDP seçmeninin oyuna ve desteğine talibiz ama HDP’yi kurumsal olarak muhatap almaya karşıyız diyorsanız… ‘siyasi haklarını ve sorumluluğunu HDP’ye vermiş olan seçmeni nasıl ikna edeceksiniz?

Meral Akşener Kılıçdaroğlu’nun HDP ile görüşebileceğini ama meselesini masaya getiremeyeceğini söylüyor. Bu, kendi partisini bugünkü ve gelecekteki muhtemel ithamlara karşı ‘temiz’ tutarak topu ortağına atmaktaki kurnazlıkla, sorulan sorunun yanıtı onda değilmiş havasıyla yönetmeye aday oluyor Akşener.

Akşener’e sorulan soruyu Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem televizyondan yanıtladı. Selahattin Demirtaş’ın mektubu hakkında siyasette böyle bir metot yok diye başladı. Meral Akşener eski partisindeyken Öcalan’dan, HDP seçmeninin kafasının karışması için alınıp getirilen mektubun devlet kanalında okunması gibi bir metot da yoktu, ama yapılmıştı. Bahadır Erdem bu durumdan münezzeh olabilir, ama şundan değil, diyor ki: “Bizim kırmızı çizgilerimiz var.” Evet tabii, Kürt oylarına geçirgen ama HDP’ye geçirgen olmayan bir çizgi. Çünkü o da şöyle: “Milletin temsilcisi olduğu milletin değerlerini temsil ederek bunu getirdiği zaman teveccüh görür ve yaptığı siyaset bir işe yarar diye düşünüyorum. 85 milyonun da inandığını düşündüğümüz terör konusundaki şeylerimiz netti. Bunu hep söyledik, bugünde netiz dolayısıyla bizde değişen bir şey yok. Hep aynı şeyi söylüyoruz.”

Gene millet, terör, değerler vb. gibi sözcük setiyle ne olduğu anlaşılmayan cümleler kuruyor Bahadır Erdem. Sanki İyi Partililere HDP’nin oylarını nasıl talep edeceksiniz, seçmeni nasıl ikna edeceksiniz diye değil de HDP’nin siyasi fikri hakkında ne düşünüyorsunuz diye sorulmuş da Bahadır Erdem de siyasi fikir eksperiymiş gibi davranmış. Millet diyor, ama depremin ilk 72 saatinde millet feryat ederken ‘Şimdi devleti dinleyeceğiz’ diyerek kulaklarını kapatan ve ortada görünmeyen genel başkanını millet not etti. Millet deyince İyi Parti için hayali bir kitle var ortada. Partinin değerlerini taşıyan, soyut ama sonuçta paşa gönülden geçen bir kitle. Ama feryadı dinlenmeyen kitlenin içindeki halk Kürt, Türk, Türkmen, Arap… çeşit çeşit milletten oluşuyor; tıpkı memleket gibi. Ama neyse şimdi…

HDP ve içinde olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı ortak bir adayı desteklemek konusunda hemfikirler. Verecekleri oydan yararlanacak olan İyi Partinin bu oya hiç ihtiyacı yokmuş gibi davranması, burnundan kıl aldırmaması bu ittifak kadar Kılıçdaroğlu’nu da ilgilendiriyor. ‘Ülkücü damarı tutuyor’ diye geçiştirilecek bir mesele değil bu. Masayı adayı beğenmeyerek hiç yoktan terk eden, havadan kaptığı CB yardımcılığı sayesinde siyaseti topal ördeğe çevirebilir bu eğilim. Halkın beğenmediği kısmını yok sayabilir.   

O tutan damarın tansiyonu, geçen hafta bir yandan siyasetin büyük ekranında, masa devrildi, doğruldu derken Bursaspor Amedspor maçında da yükseldi. 1990’ların kötü şöhreti sayısız faili meçhul cinayete, uyuşturucu rantının paylaşımına, Jitem saflarında yapılan paramiliter operasyonlara adı karışmış olan Yeşil’in ve o zaman bu operasyonlarda kullanılan Beyaz Toros’un fotoğrafı taşındı. Bugünün gençliği için hiçbir şeyi ifade etmeyen, Akşener’in içişleri bakanlığı yaptığı ’90’lı yılların kötülüklerinin simgesi olan bu iki materyal 30 sene sonra yeniden ortaya çıkarıldı. Arada kaynamasın, buna da bir yanıt vermesi gerekiyor İyi Parti ilgililerinin. Siyasette böyle bir metot yok mu?

Bu ittifakın CB adayına oy verecek olan halk temel demokratik hak ve özgürlüklerin korunacağına ilişkin büyük bir beklentiyle seçimi bekliyor. Bu yabana atılmasın, kimsenin oyu cepte sayılmasın.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamu işçisi hedefte

Kamu işçisi hedefte

Ücretleri baskılayan Erdoğan-Şimşek programının yeni hedefi toplu sözleşme sürecine giren 600 bin kamu işçisi. Sendikal bürokrasi eliyle işçiden kaçırılan sözleşme taslağı, iktidar medyasına sızdırıldı. “Taleplerimizi karşılamıyor” diyen işçiler öfkeli. Ekonomide, iç ve dış politikada sıkışan Saray iktidarı, toplumu yönetebilmek için yasaklara, gözaltılara ve tutuklamalarla sarılıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et