Çığlıklar neden duyulmadı?

Fotoğraf:Berfin Güler/ Evrensel

Maraş depremlerinin ilk anından itibaren insan ve hayvan çığlıkları yankılanmaktaydı kentlerde, köylerde, evlerde, binalarda, hayvan barınaklarında… O çığlıklar hâlâ devam ediyor. Duyana… Duymak isteyene.

Deprem doğa olayı. Tamam. Meydana geldiğinde zararlar oluşuyorsa, mesela binalar yıkılıyor ve insanlar, hayvanlar ölüyorsa, canlı cansız varlıklar zarar görüyorsa, durmak, düşünmek lazım. Bakılacak yerler var:

İnsanlara ve en başta da siyasal ve sosyal sistemlere, hukuk düzenlerine, insanlara tanınan haklara ve özgürlüklere ve ülke yönetiminde bulunanlara bakmak lazım. İnsan hakları bakımından yaşam hakkını korumakla yükümlü/ödevli olanlara bakmak lazım. Yerleşim alanlarıyla ilgili üretilen politikalara, hukuk düzenine bakmak lazım. Bir de uygulamaya, hukuk düzeninin yanında...

Suç zincirinin halkalarına yani…Yukarıdan aşağıya…

Çeşitli toplum kesimlerini, anneleri, babaları, kardeşleri, amca, hala, yeğenleri, o arada avukatları, hekimleri, sağlıkçıları, öğrencileri, öğretmenleri, mühendis ve mimar odaları üyelerini, insan hakları savunucularını sayabiliriz. Kaybettiklerimiz olarak. İnsanlar kaybettikleri canların unutulmamasını istiyorlar. Kadınlar, çocuklar, engelliler, yaşlılar, hasta ve yaralılar unutulmasın. Resmi açıklama 50 binlere geldiğini gösteriyor, hayatını kaybedenlerin sayısının.

Nasıl bakmamız gerektiğine dair birkaç not düşmek isterim.

Daha yakın bir zamanda Sevgili Hakan Ataman’ın çevirisi ile “Doğal afet durumlarında insanların korunması ile ilgili IASC operasyonel Kılavuz İlkeleri”, Sivil Toplum Geliştirme Merkezi (STGM) tarafından yayımlandı (https://www.stgm.org.tr/sites/default/files/2023-03/dogal-afetler-insan-haklari.pdf).

Uluslararası Af Örgütünün 23 Şubat 2023 tarihli “İnsan Hakları Odaklı Deprem Raporu”nu incelemiştim, geçen haftalarda. Rapordaki başlıklara bakınız. Her bir başlık altında yaşanan ihlaller var. 1) Ayrımcılık 2) Yaşam hakkı 3) Bilgiye erişim hakkı 4) İfade özgürlüğü 5) Keyfi gözaltılar 6) İşkence ve diğer türde kötü muamele 7) Yerinden edilenlerin hakları 8) Mülteci ve göçmen hakları 9) Çocuk hakları 10) Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet 11) LGBTİ+hakları 12) Yaşlıların ve engellilerin kapsanması 13) İş dünyası ve insan hakları 14) Askeri operasyonlar.

Bir de hukuksal altyapısı var deprem günlerinin. Cumhurbaşkanı kararnameleri yayımlandı peş peşe. Şöyle 120 Sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesinden başlayarak 133’e doğru baktığımızda, başta sağlık hakkı olmak üzere, barınma, sosyal güvenlik, seyahat hürriyeti, örgütlenme özgürlüğü, dernek özgürlüğü, yaşlı, engelli, çocuk hakları, çalışma hakkı, çevre hakkı, göç, iltica hakkı, eğitim hakkı, mülkiyet hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı konularını içerdiğini görüyoruz. Demek ki hak eksenli bakmak lazım, olana bitene…

İHD, FIDH, OMCT 13 Şubat 2023 tarihinde ortak bir basın açıklaması yaptılar. Başlık bir uyarıyı içeriyordu: “Depreme müdahale sırasında insan haklarını koruyun.” (https://www.ihd.org.tr/ihd-fidh-omct-tarafindan-ortak-aciklama-depreme-mudahale-sirasinda-insan-haklarini-koruyun/)

Maraş depremlerinde, İHD Hatay Şubesinden büyük emekleriyle daima hatırlanacak olan Avukat Hatice Can ve Mithat Can, Diyarbakır Şubesi Kurucularından Melike Alp, Gaziantep Şubesinden Hüseyin İnan, Adıyaman Şubesinden Medine Taştan, İskenderun Şubeden Şeyhmus Günay, Mehmet Karlıdağ, Rafi Sümbültepe, Kahramanmaraş’tan Ali Kaya Mehmet Ok, Salman Savranlı yaşama veda ettiler. Unutulmayacaklar…

Evrensel'i Takip Et