Depremin gölgesinde seçim süreci

Yerin altındaki fay hatlarının gerekli önlemler alınmadığı koşullarda ne büyük yıkımlara yol açtığını defalarca yaşadık ve gördük. Fayların hareketi milyonlarca yıldır sürüyor, yerin üstünde yaşayan insanoğlu biriktirdiği tecrübe ile aklını ve bilimi kullanarak bu tür doğa olaylarında daha az kayıp vermenin yollarını arıyor. Bir de bütün bu tecrübeye sırtını dönenler var ve bunların sorumsuzluğu ile doğa olayları büyük bir felakete dönüşebiliyor. Erdoğan iktidarının deprem öncesinde ve sonrasında ortaya koyduğu büyük sorumsuzluk ve kasıtlı beceriksizlik yıkımın hangi trajik sonuçlara ulaşabileceğini gösteren son örnek oldu. Bir deprem vuruyor, bir sel vuruyor, sonuç ise felaket. Burada yaşananları, yaşanmakta olanları yeniden anlatmayacağız. Konumuz bu süreçte yapılacak olan seçimler.

Ülke sert geçeceği her belirtisinden anlaşılan bir seçim sürecine girdi. İttifaklar kuruldu ve bu ittifaklar önümüzdeki birkaç günde son halini alacak. Erdoğan liderliğindeki Cumhur İttifakı iktidarını devam ettirmek için ülkenin tüm karanlık ve gerici güçlerini ortalığa saldı ve seçim sürecinde, seçim gününde her türlü hukuksuzluğu yapma amacıyla hareket ediyor. Mafya bozuntuları, tarikatlar ve politik İslami hareketler, kanlı örgüt Hizbullah’ın uzantısı partiler ortalığa dökülmüş durumda. İktidar devletin tüm güçlerini de seferber ediyor ve bu güçlerden jandarma komutanının mafyacılarla verdiği fotoğraf pek çok şey anlatıyor. İktidar il seçim kurullarını değiştirme adımlarını daha önce attı ve Yüksek Seçim Kurulu da emirleri bekliyor. İktidarın hedefi ülkede faşizmin karanlığını egemen kılmak.

Kılıçdaroğlu liderliğindeki Millet İttifakıda içindeki çalkantıların ardından sahaya çıkmış durumda. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı muhalefet çevrelerinde geniş bir kabul gördü. Millet İttifakı bir restorasyon programı ile hareket ediyor ve devlette ve düzende kırılıp, dökülen yerleri tamir etmeyi hedefliyor. Millet İttifakının seçimleri kazanması köklü dönüşümlere yol açmayacak ama politik olarak bir nefes alma döneminin önünü açacak. Her iki ittifakta yeni seçim yasası nedeniyle, seçimlerde ittifaklarını şekillendirerek en fazla milletvekili almayı hedefleyen hesaplarla hareket ediyorlar. Listeleri ortaklaştırmak, ittifak içi ittifaklara girmek bu yöntemlerin başında geliyor.

Kürt siyasi hareketi, devrimci sosyalist parti ve güçler de iki ayrı ittifakta bir araya gelmiş durumdalar. Emek ve Özgürlük İttifakı ezilen ulus ve sosyalist, devrimci demokrat güçler açısından halk hareketinin çekim merkezi olabilecek bir özellik taşıyor. Ancak bu ittifak içinde seçimlere nasıl girileceği, yani ittifak içindeki partilerin tek liste ile mi, kendi adları ile mi, yoksa her ikisini de içeren farklı yöntemlerle mi girecekleri halen tartışılıyor. Bu konuda söylenebilecek tek şey, ittifakın alacağı tek oyun bile boşa gitmeyeceği bir formülün bulunması ve cumhurbaşkanlığı seçiminde gösterilen sorumluluğun burada da gösterilmesi, politik sürecin bütünlük göstermesi nedeniyle geniş görüşlülükle ve olgunlukla hareket edilmesi gerektiğidir.

Bu yazı yazılırken HDP MYK, ittifakın tek parti ve tek liste ile seçimlere katılması konusunda karar almıştı. Bu karar Emek ve Özgürlük İttifakının toplantısında görüşülecek. İşçi ve emekçi halkın en dinamik kesimlerinin dikkati bu toplantıdan çıkacak karara çevrilmiş durumda. Umut edilir ki ittifak partileri sağ duyu ile hareket edip, ittifakı koruyacak ve güçlendirecek ortak bir karara varsınlar. İttifak içindeki partilerden bazıları sınırlı sayıdaki seçim bölgesinde kendilerinin desteklenmesini istese de, bu partilerin bunun dışındaki her yerde ittifakın en güçlü partisini destekleme perspektifine sahip olacaklarını ummak gerekir. Esasen üzerinde hareket edilen politik zemin bunu zorunlu kılıyor. İttifakın milletvekili sayısının, CHP dışındaki Millet İttifakı partilerinin toplam vekilliğinden fazla olması özel bir önem taşıyor. Ayrıca şunu vurgulamak gerekiyor ki: Seçim için ittifak bildirimleri konusunda zaman kısa olsa da, ittifak içinde görüşmelerin devam etmesi için yeterince zaman var. Birliği güçlendirmek, halkın umudunu büyütmek, gelecek için yolu açmak. Şimdi beklenen yaklaşım bu.