20 Mart 2023

Newroz günlerinde Cengiz Bektaş’ı anmak

Bu Newroz’u, depremde kaybettiklerimizin yasını yaşadığımız ve aynı zamanda değişimin kapısını açması umut edilen bir seçimin hemen öncesinde yaşıyoruz.

Bugün aynı zamanda, Türkiye Yazarlar Sendikası başkanlığı da yapmış olan, gazetemiz yazarlarından Cengiz Bektaş’ı kaybedişimizin 3. yıl dönümü.

Mimarlık alanında büyük bir üstat olan, geriye önemli eserler bırakan, birçok ödül sahibi Cengiz Bektaş, şiirleri ve yazılarıyla da iz bıraktı. Birçok kişi açısından Cengiz Bektaş herhalde şu üç kavram etrafında tanımlanabilir: Atatürkçü, aydınlanmacı ve modernist.

Bu tanımlarda hiçbir yanlış yok. Ama sadece bu haliyle bırakıldığında sürprizli bir taraf da yok. Oysa Cengiz Bektaş, birçok Atatürkçü aydının resmi sınırlar dışında bakmakta zorlandığı Kürt sorunu konusunda çok berrak bir zihne sahipti. İşte bu, kuşağı olan birçok aydından onu ayıran sürprizli tarafları arasında kanımca çok özel bir yere sahiptir.

Evrensel’de, Kürt sorununda ‘çözüm’ tartışmalarının yapıldığı bir dönemde, bundan 11 yıl önce yayımlanmış olan bir yazısına şöyle başlıyordu: “Hükümetin, aslında seksen küsur yıllık çözümsüzlük politikasının devamından başka bir şey olmayan ‘yeni çözüm stratejisi’nin birkaç günlük bilançosuna bakın! Cudi ve Lice-Genç kırsalında yapılan operasyonlarda yaşamını yitiren onlarca Kürt ve Türk genci, aralarında çocukların da yer aldığı yüzlerce gözaltı ve tutuklama, Ahmet Türk’e atılan yumruk, Özgür Gündem gazetesine verilen 1 aylık kapatma cezası, Dersim’de Emek Partisinin ‘Newroz Pîroz Be’ yazan afişine toplatma… AKP’nin bu uygulamaları karşısında sıklıkla ’90’lara geri mi dönülüyor?​’ sorusu soruluyor. AKP’nin ‘yeni çözüm strateji’sinin ’90’lara benzerliği tartışılabilir ama bunun ötesinde ortaya çıkarttığı/çıkaracağı sonuçların’ 90’lardan çok farklı olacağı kesindir. Çünkü bugün artık ülkede ve Bölge’de koşullar değişmiş bulunmaktadır. ’90’larda olduğu gibi Kürtleri inkar politikasının bir geçerliliği kalmamıştır.”

Tarih iki açıdan da Cengiz Ağabey’i haklı çıkardı. Hem AKP’nin Kürt sorunundaki yaklaşımı hem de Kürtleri inkar politikasının bir geçerliliği kalmadığı tespiti bakımından.

Aynı yazısında, şu an Selahattin Demirtaş ile Edirne Cezaevinde koğuş arkadaşı olan, Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Selçuk Mızraklı’ya da şöyle bir atıf var: “Sarmaşık Derneği Başkanı Selçuk Mızraklı, Pozantı’da Kürt çocuklarına yönelik taciz ve tecavüzün Kürt halkının bilincinde Roboskî Katliamı’ndan bile daha ağır bir travma yarattığını söylemişti; çocuklarına tecavüz edenlerle birlikte yaşamak!”

Cengiz Bektaş, aynı yazısının devamında Newroz ile bağlantılı şöyle bir cümle de kuruyor: “Newroz’u kutlamak isterken polis panzeri, gaz bombası ve copla karşı karşıya kalan çocuğun panzere attığı taş, aslında bu devletin Kürt halkının duygu ve beklentileriyle arasına koyduğu ‘demir duvara’ atılmıyor mu?​”

Cengiz Ağabey bu satırları yazdıktan sonra, Selçuk Mızraklı ve seçilmiş birçok Kürt belediye başkanının, Eski HDP Genel Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu onlarca HDP’li siyasetçinin tutuklanmasına tanıklık ettik. Çocuğun panzere attığı taşa dair sorduğu soru da bakidir. 

Onun inşa edilmesi için mücadele ettiği barış, henüz bu topraklarda kazanılamamış olsa da, inandığı ve uğruna çaba gösterdiği değişim umudu açısından önemli bir eşikteyiz.

Bu yılki Newroz teması içinde, yaklaşan seçimlere atıfla, değişim talebi ve iradesi önemli bir yer tutuyor. Bu talep ve kararlılık, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde Emek ve Özgürlük İttifakının elde edeceği sonuç ile taçlandırılarak yeni bir dönemin kapısının açılmasında rol oynayabilir.

Cengiz Bektaş, AKP’nin ‘yeni çözüm stratejisini’ tartıştığı bu yazısını şöyle bağlamıştı: “Gelinen yerde bu ülkede yaşayan halkların, her milliyetten işçi ve emekçilerin bu çözülmenin acı faturasını ödememelerinin yolu, ancak AKP’nin her tarafından kan ve nefret fışkıran bu ‘yeni stratejisi’ne karşı kardeşçe yaşayabilecekleri bir ülke için birlikte mücadele etmelerinden geçmektedir.”

Bu vurgular yaklaşan seçimler ve 15 Mayıs’tan sonrası açısından da çok şey söylüyor.

Cengiz Ağabey’e selam olsun!  

Newroz pîroz be!

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et